Millet olarak çok büyük bir hastalığımız var.
Kendi işimizi iyi yapmaktan çok, başkasının işini 'Ben daha iyi yaparım" gibi bir alışkanlığa ve hastalığa yakalanmışız.
Bunun örneklerini hemen hemen her alanda görmeniz mümkündür.
Örneğin;
Devleti en iyi Taksiciler ve Berberler yönetir bu ülkede.
Sokak arasında kazılan hafriyatın doğru yapılıp yapılmadığını en iye kenardan izleyen insanlar bilir.
Çıkın sokağa sorun, Başbakanlığı herkes mevcuttan daha iyi yapar.
Her futbol izleyicisi, takımı mevcut teknik direktörden daha iyi oynatır.
Bu her şeyi bilir halimizle bir tek kendi yaptığımız işi bilmeyiz.
TÜKDES diye bir kuruluş var.
Açılımı, tüketiciyi Destekleme Derneği.
Bu derneğin de ikinci başkanı mevcut.
İşte bu ikinci başkan çıkıp, "Fuar alanı Eskişehir'e kazandırılmalı" diye bir kelamda bulunmuş.
Tüketici ile Fuar alanının ne alakası olduğunu hiç sorgulamaya kalkmayın zira, hiçbir alakası yok.
Ama çıkıp böyle demiş ikinci başkan.
Bu soruyu, eski Oda Başkanları ya da Ticaret Odası üyeleri sorsa neyse...
Tüketici ile hiçbir alakası olmayan bir derneğin yöneticisi soruyor.
Anlayacağınız olacak iş değil.
Ramazan bayramını geride bıraktık.
İnsanlara çamur gibi çikolata ve nerede üretildiği belli olmayan şekerlemeler satıldı tonlarca.
Derneğin sesi çıkmadı.
1 TL ye döner-köfte türü yiyecekler satıyorlar şehrin ortasında...
Dernekten yine "Yahu bu parayla bunun ekmeği alınmaz" diye bir ses gelmedi.
Kapı kapı gezen satıcılar, özellikle saf ve yaşlı insanların canını yakarken, söz konusu derneğin varlığını hissetmedik.
Ama bakıyoruz, derneğin iştigal alanı ile uzaktan yakından ilgisi olmayan Fuar konusunda ültimatom veriyor bu dernek.
Yukarıda da söyledik ya...
Kendi işimizi iyi yapmaktan çok, "başkalarının işini iyi yaparım" ile uğraşıyoruz bol bol...
Tıpkı bu olayda da olduğu gibi.