1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Koltuğundan güç alan canavarlar bunlar...

Şöyle sade, sıradan bir hayat yaşayan insanlar hasbelkader bir göreve geliyorlar ya.
Hani o insanları, hasbelkader geldikleri görevde adeta tanıyamaz hale geliyorsunuz ve şaşırıyorsunuz ya "O insan bu insan mı?" diye.
İşte koltuk ve makam ne hikmetse değiştiriveriyor insanları.
Ne düşünceleri eskisi gibi oluyor o koltuğa oturduklarında, ne de davranışları.
Anlaşılmaz biri olup çıkıveriyorlar.
Siz de bunu görünce;
-"Demek ki yıllarca yanlış tanımışım" diyorsunuz.
Peki, nasıl oluyor bu değişim?
Yıllarca yakından tanıyıp, her huyunu bildiğiniz insanlar, nasıl oluyor da bir koltuk sahibi olduğunda her şeyiyle değişebiliyor?
Aslında bu sorunun cevabı oldukça basit.
Hasbelkader geldikleri makam yapıyor bu değişimi.
Hasbelkader olmayıp, hakkı ve liyakati ile o makama gelse değişmez insan.
Zaten o makamın bir gün geleceğini bildiğinden, hazırlıklıdır o koltuğa.
Dolayısıyla da...
Görevi alır almaz, yaşamında hiçbir değişim olmaz.
Eskiden ne ise, sonradan da o olur.
Makamın kendisini değiştirmesine asla izin vermez, bunun yerine makamı kendi değer yargıları ve davranışlarına uygun hale getirir.
Halbuki...
Hiç hak etmediği halde bir koltuğun sahibi yapılıverenler, makamın oyuncağı olurlar.
Bugüne kadar hademeden çay isterken bile, azar işitebileceği endişesiyle yaşayan insanları alıp bir koltuğa oturtursanız, durdurulamaz bir canavar yaratırsınız.
Koltuğa oturur oturmaz telefonu açıp bir istekte bulunan bu canavar, baktı ki her söylediği kayıtsız şartsız yerine geliyor, kimse tutamaz onu artık.
Kendini patron da görür, yargılayan da...
Oturduğu koltuğa güç vermesi gerekirken...
Bu insanlar çoğunlukla oturduğu koltuğun gücünü kullanma becerisi gösterir kısa sürede.
Ne yazık ki, çoğu kurumun başında, çoğu koltuğun üzerinde bu canavarlardan bol miktarda var.
Şimdi, siyaset yazan biri olarak bu yazıyı niye mi yazdığımızı merak ediyorsunuz?
Söyleyelim;
Çünkü bu canavarları siyaset yaratıyor da o yüzden...
Bu canavarlar...
Hak etmedikleri halde siyasetin sayesinde hasbelkader o koltuklara oturabiliyorlar da, onun için.
Liyakatle gelemeyecekleri makamlara, ancak siyaset yoluyla gelebildikleri için yazdık.
Yani sözümüz aynı zamanda, hak etmedikleri kurumları hak etmedikleri şekilde yönetenler kadar, onları o koltuklara oturtan siyasileredir.
...........

Sanayi sitesinde
ruhsat sorunu...
Tornacı ve Oto Tamircileri sitesinde korkunç bir kaza yaşandı.
Yaşamlarının baharında olan 4 genç işçi feci biçimde can verdi.
Olayla ilgili soruşturmalar başladı, işyeri sahibi tutuklandı.
Bu durum, söz konusu sitede faaliyet gösteren işyerlerinin ruhsat sorununu da gündeme getirdi.
Evet, bu sitede faaliyet gösteren işyerlerinin büyük bir ruhsat sorunu var.
Sorun bir türlü halledilemiyor.
Ancak.
Öte yandan bu işyerlerinde, Eskişehir sanayisinin önemli ölçüde yan sanayi üretimi yapılıyor.
Eğer yaşanan bu olay yüzünden, işyerleri ruhsatsız olduğu gerekçesiyle kapanırsa, yan sanayi üretimi büyük bir sekteye uğrayacak.
Umarız, sitede ki işyerlerinin ruhsat sorunu biran önce halledilir.
........

Atatürk ve
Eskişehir camileri

"Atatürk, Erzurum Kongresi'nden ölümüne kadar her zaman yanında ve hizmetinde olan Mihalıççıklı emir çavuşu Ali Metin aracılığıyla 5 bin lira gönderip, Yunanlıların işgali sırasında yakıp yıktıkları ve imkanları olmadığı için Mihalıççıklıların yaptıramadığı kasabanın tek camisini yeniden yaptırmıştır. Atatürk'ün tüm masraflarını bizzat karşılayarak yaptırdığı bu cami, bugün Mihalıççık'tadır ve Aşşağı Cami veya Mihalıççık Atatürk Camii olarak bilinmektedir. Diğer taraftan '18 Mart 1933' tarihli bir kanuna göre de Eskişehir'deki üç şerefeli caminin sıva tamirinin yapılması kararlaştırılmıştır. 1922 yılında ise Bakanlar Kurulu'nun ilk toplantısında konuşan Mustafa Kemal, Yunan çekilişi sırasında birkaç bin caminin yakılıp yıkıldığını belirtmiş ve 'Bu camileri yenilemek görevimizdir.' demiştir."
Bu yazı CHP'nin müftü Milletvekili İhsan Özkes'in yeni yazmış olduğu kitabında yer alan ifadeler.
66 sayfalık kitabında Atatürk'ün dine yaklaşımı ile ilgili önemli bilgiler içeriyor kitap.
Şimdilik tüm Milletvekillerine dağıtılmış.
CHP tarafından basılan kitap, yakında vatandaşların da ulaşabilecekleri konuma getirilecekmiş.
Yıllarca müftülük yapan ve halen CHP den Milletvekili olan İhsan Özkes'in kitabı oldukça ilginç.
Kitabın içinde Atatürk'ün Eskişehir ve Mihalıççık camileri ile ilgili yaptıkları da bir o kadar önemli.

........
Biraz da gülmek lazım

Arasından ırmak geçen iki köyün insanları birbirlerini pek sevmez, ufak bir olayda bile birbirlerine yüklenmeyi fırsat bilirlermiş. Nasıl olduysa? Öbür yakadan bir köylü, beri yakadan Ayşe'yle evlenir. Evliliğin daha ilk günlerinde, yeni damat sabah erkenden ırmağa gider, gusül abdesti alır sonra beri yakaya dönerek:
—Ayşe bana yetmiyor!!! Yok mu vereceğiniz başka bir gelin daha!!?!!! diye avazı çıktığı kadar bağırırır.. Her gün aynı görüntü ve bağırtıyla muhatap olan beri yaka köylülerini alır bir düşünce.. Belli ki çok rahatsızlar, çare ararlar, köy kahvesinde derin derin düşünürlerken, akıl adamlarından biri:
— Buldum! Yarın, hep birlikte ırmak kenarına gidiyoruz,
Sabah erkenden köylüler topluca ırmak kenarına gider. Az sonra karşı köylü yeni damat gelir. Köylüleri görünce biraz daha afili, havalı bir şekilde önce kültür-fizik yapar, suya girer, boy abdestini alır ve avazı çıktığı kadar bağırır:
— Hey!!. Karşı köylü kayınçolar! Ayşe bana yetmiyor, yok mu başka gelin!!
Beri köyün sözcüsü hemen öne çıkar ve avaz avaz bağırır:
—Haydi, oradan ulen!!. Ayşe, bütün köye yetiyordu, sana mı yetmeyecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi