Hafta başında Trabzon'da ki Eskişehirspor'a baktım önce. Ortaya konulan oyun, bu sezon ki Eskişehirspor gerçeğiydi.
"Rakip eğer oynamak için Eskişehirspor'a izin verme hatasına düşerse, bu takım çölde su olur" dedim.
"Hatta çeşme..."
***
Şimdiki zaman, geçmiş zamanın aynasında fingirdeşirken...
Eskişehirsporlu bazı oyuncuların yere göğe sığdırılamamasına baktım.
Günlük sonuçların ardından yapılan bu tip yorumlar ilk değildi.
"Servet ve Tello gibileri de dünden yarına miras olsun" dedim.
Bunun gururu da kime ait olursa olsun.
***
Birde Eskişehirspor karşısında ki Trabzon'a baktım.
Kolay teslim olmanın korosuna!
"Bu kadar uysal ve çaresiz olmanın büyüklükle ilgisi yok" dedim.
Tohum; toprağa kafa tutmazsa büyümez.
Trabzonspor ve Şenol Güneş arasındaki ilişkinin adını da televizyon dizisi yaptım.
"Geleceği olmayan aşk!"
***
Ersun Yanal'a baktım...
Trabzon karşısında takımını hazırlamakta ve oyun stratejisinde ki yaptığı ustalığa tam not verdim.
"Bu adam eğer istediği takdirde fındıkkabuğundan gemi yapsa, yüzdürür" dedim. "İçine de, Eskişehirspor takımını doldurur."
Ondaki futbol bilgisini tartışmıyoruz ama, Eskişehirspor'un geleceği adına projeler üretmesini ve özellikle alt yapı düzeyinde kulübün geleceği adına icraatlar yapmasını hala bekliyoruz...
Geçmişte Trabzon'dan nasıl ayrıldığını bilerek...
Pazartesi gecesi alınan galibiyet nedeniyle en çok Ersun Yanal'ı alkışladım.
***
Tüm maçlara şöyle tarafsız bir gözle baktım, diğer takımlara.
Gittikçe azalan kaliteye.
"Bu ülkede futbolun üst düzey oynandığını söyleyen varsa, onları yorumcu yapsınlar" dedim.
Ayakları birbirine dolanan futbolun hali içler acısı...
Futbolda her şey son hızla düşerken, birinciliği futbol yorumcularına verdim.
Meseleyi tartışmayı da; duası kendilerinden öteye geçmeyen yalaka kılıklı yazarlara bıraktım
***
Polatlı'da kupa mücadelesinin içine giren takıma baktım...
Kalitenin ne kadar önemli olduğunu gördüm.
Kopuk kopuk oynamakta yetti belki ama, savunmada yaşanan pozisyon bolluğunu da işaret etmekten kendimi alamadım. Ama yine de 'Önemli olan sonuçsa, gerisi teferruattır' dedim.
Gerçek olan önemli nokta şu ki!
Eskişehirspor'u sahte övgülerle tepetaklak etmek isteyen sisteme karşı.
Ersun Yanal en garanti sigorta olmalı.
***
MİLLİ FORMA?
Geçen açıklamasını okudum...
Erkan Zengin Milli takımda kendisine forma istiyormuş.
İmzalı mı?
İmzasız mı?
Kusura bakmasın ama; böylesine oyuncu seçiminin yapıldığı bir milli takımda Erkan Zengin gibi oyuncuların daha uzun süre o formayı başka türlü alması hayal...
***
Bu hafta ağzımı açtım, gözlerimi yummadım.
Halil Ünal'ın Polatlı'da koltuğa nasıl sıkı sıkı tutuğunun resmini gördüm.
Ünal'ın ne kadar akıllı bir adam olduğunu söylemeye gerek yok. Trabzon maçı öncesi 'Ben burada olduğum müddetçe Ersun Yanal Eskişehirspor'un teknik direktörüdür' dedi.
Doğru söyledi sayın başkan.
Çünkü takımın ve Yanal'ın tabelada başarılı olması; doğru orantılı olarak kendisinin yerini sağlamlaştırmaya devam edecek.
Sonuçlar iyi olduğu müddetçe nasıl olsa bu şehirde her şeyin üzeri kapanıyor.
Sayın başkan ömrü yettiği sürece o koltukta otursun...
Bizim sorunumuz yok!
İsteğimiz Eskişehirspor'un geleceği adına bugünlerde diline çok doladığı alt yapıya yatırım yapsın.
Yeter ki tesisleşmeyi ve en önemlisi kurumsal yapıyı bu kulübe kazandırsın.