1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Kongre süreçleri ve arada ki fark...

Önce CHP konuşuldu günlerce.
Üye listelerinin askıya çıkması ile başlayıp, İl kongresinin yapıldığı tarihe kadar gündemdeydi çünkü.
İl kongresinin ardından da biraz devam etti CHP de olup bitenler konuşulmaya.
Sonra bitti.
Kongre sürecinin tamamlanmasıyla birlikte, her şey eski haline döndü.
Kaybedenler ve kazananlar hiçbir şey olmamış gibi eski yaşantılarına dönüverdiler.
Haliyle, CHP nin konuşulacak bir durumu da kalmadı.
Çünkü, yarış da yarışın getirdiği mücadele de son bulmuştu.
Ardından...
MHP konuşulmaya başlandı Eskişehir'de.
Her ne kadar CHP nin kongre süreci kadar uzun soluklu gündemde kalmasa da, yine de adaylık yarışı MHP yi Eskişehir gündemine taşıdı.
İl kongresinde aday sayısının fazla olması. İster istemez dikkatleri de MHP nin kongresine yoğunlaştırdı.
Neticede...
MHP de yapılan il kongresiyle her şey bitti ve eski haline, kazanan ve kaybeden taraflar da işlerine döndü.
Şimdi sırada İktidar Partisi AKP'nin İl Kongresi var.
Kongre ile ilgili bir yarış söz konusu değil, çünkü tek adaylı bir kongre bu.
Kongrede kimin il başkanı seçileceği merakı yok, çünkü il Başkanı olacak kişi günler öncesinden belirlenmiş durumda.
Daha doğrusunu söylemek gerekirse...
İktidar Partisinde il kongresinden çok, il kongresi için Eskişehir'e gelecek olan Başbakan konuşuluyor.
Elbette öyle değildir ama, mevcut durum sanki;
Başbakan Erdoğan'ın Eskişehir'e gelerek, Basın toplantısında il Başkanını ilan edecekmiş pozisyonu var.
Netice itibarıyla her ne kadar tam Demokrasiyi yansıtmıyor olsa da CHP ve MHP de kongre süreçleri, öyle ya da böyle bir yarışa sahne oldu.
İktidar Partisinde ise; günler hatta haftalar önceden isimleri belirlenen tek adaylı ve sonucu belli kongrelerle yaşandı süreç.
İşte arada ki fark da bu oldu...
..........

İyi de, yapılsın biz de yazmayalım...
Bazen okuyucular bizi eleştiriyor.
-"Hep aynı şeyleri yazıp duruyorsunuz" diyorlar.
-"Ne mesela?" dediğimizde ise...
Stadyumdan tutun da, demiryolunun yer altına alınmasına, Çevre yoluna kadar hemen her konuyu sıralıyorlar.
Aslında haksız da sayılmazlar hani.
Çünkü...
Gündemimizden bu söylenilen konular hiç düşmüyor.
Fakat.
Bu eleştiriyi yaparken, olayın bir de diğer yönünden bakmakta fayda var.
Sürekli aynı konuları yazıp, aynı konuları işliyoruz.
Çünkü işlediğimiz konular neticelenmiş konular değil.
Yani...
Bir şekilde başlamış fakat aradan geçen yıllara rağmen sonuçlandırılamamış olaylar ister istemez gündemimizde kalıyor.
Stadyum meselesi, iki yıldır konuşuluyor. Daha ortada net bir karar halen yok.
Demiryolunun yer altına alınması meselesi isi, 6 yıldır gündemde. Çünkü 6 yılda işin yarısına bile henüz gelinemedi.
Tren Garı'nın durumu hala belirsiz, Büyükşehir belediyesinin Çifteler caddesi üzerinde ki kültür merkezi daha bitecek. Kentpark içinde ki kongre merkezi inşaat halinde duruyor.
Çevre yolu hala tam anlamıyla bitmiş değil. Üzerinde onarım bir türlü eksik olmuyor.
Hala, Bağlar Caddesi'nden, yani Üniversite önünden sağa, Ankara yoluna çıkamıyorsunuz.
Dolayısıyla...
İşler başlanmadığı ve bitmediği için, biz de sürekli bu konuları işlemek durumunda kalıyoruz.
Eğer bu başlanacağı söylenilen ve başlanılan işler bitirilmiş olsaydı, bize de bu konularla ilgili yazı yazma, hesap sorma görevi kalmazdı.
Hani Demirel "Benzin vardı da ben mi içtim" demişti ya...
Tıpkı onun gibi...
Bu hizmetler bitti de, buna rağmen biz de yazmayı sürdürdük sanki...
..........
Eskişehir'in en kötü kavşağı bu...
Çevre Yolu düzenlemesi kapsamında yeniden yapılan Kartal Kavşağı, iddia ediyoruz Eskişehir'in en kötü kavşağı oldu.
Sinyalizasyonu hala olmayan kavşağa girmek bir mesele, çıkabilmek ise ayrı bir mesele.
Kavşağa girdiğinizde hemen her yönden araç geliyor üstünüze adeta.
Hele bir de Hava İkmal'in giriş ve çıkışına denk geldiyseniz yandınız. Mübalasız 20 dakika çakılı kalıyorsunuz.
Ankara yönünden gelip de, Otogar yönüne dönecekseniz, karşınıza kaldırım çıkıyor boylu boyunca.
Yani...
Öyle bir kavşak ki Kartal Kavşağı, anlatılmaz yaşanır.
Girin bir gün,çıkabilirseniz anlarsınız..

..........

Biraz da
gülmek lazım
Taksi ışık için durunca; adamda kapıyı açmasıyla içeriye binmesi ve kapıyı kapatması bir olur. Araba hemen hareket eder. Binen müşterisine dönen şoför:
— 10 saniye gecikseydiniz hareket etmek zorunda kalacaktım ve binemeyecektiniz. Harika bir zamanlama! Tıpkı Bill gibi!
Müşteri:
— Kim?
— Bill Smith. O her şeyi mükemmel yapan biridir..!
— Poh! Herkesin yapamadığı bir şeyler vardır..!
— Bill için bu kural geçerli değildir! Muhteşem bir sporcudur.. Teniste üstüne yoktur, Pavarotti gibi şarkı söyleyebilir, Broadway starları gibi dans edebilir!
— Hımm. Bill gerçekten acayip biriymiş!
— Oh! Evet! diye sürdürür şoför:
- Bill' in müthiş bir hafızası vardır, herkesin yaş gününü hatırlar, şarap konusunda bir numaradır, ne hangi çatalla yenir, bilir.. Her şeyi tamir edebilir. Benim gibi beceriksiz değildir.. Ben bir sigorta değiştirsem mahalle kararır..
Müşteri:
— Bu Bill'i çok iyi tanıyorsun.
— Yooo!! Hayatımda hiç görmedim!
— Peki, nasıl bu kadar çok şey biliyorsun hakkında?
— Sorma! Onun eski karısıyla evliyim!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi