
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KÖY DERNEKLERİ
ESKİŞEHİR' de, küçümsenmeyecek sayıda, sivil soplum örgütü var. İsteriz ki bu sayı, daha artsın. Çünkü Eskişehir, demografik yapısı ile sivil toplum örgütlenmesine, en müsait illerden birisidir. Ayrıca da toplumlarda, gerek bireysel, gerekse toplumsal, hatta evrensel sorunların çözümü, toplumların bünyelerindeki sivil örgütleri eşdeğerdir. Ayrıca Sivil Toplum Örgütlerinin güçlenmesi, yapacağı icraatla orantılıdır.
Sivil Toplum Örgütleri, amaçları doğrultusunda çalıştığı sürece, yerel, ulusal, hatta evrensel bazdaki sorunlar yanında, üyelerinin sorunlarının çözümüne, ciddi katkılarda bulanabilirler. Ancak bugün, pek çok STK' da, bunu görmek mümkün değildir. Ne acıdır ki Eskişehir, deki Sivil Toplum örgütlerinin, birçoğu, lokalcilikten ileri gitmeyen veya birkaç kişinin, oyun oynatıldığı mekânlar olarak gündemdedir,
Aslında kentteki derneklerin, birlikte hareket etmeleri, kentin sorunlarının çözümü açısından ciddi güç olacaktır. Çünkü çağımızda, toplumların ve kişi/kişilerin, sorunlarının çözümü, bünyelerindeki sivil toplum örgütleri ile eşdeğerdir. Sivil Toplum örgütleri, kendi aralarında birliktelik oluşturmuş, sorunları da birlikte çözme gayret ve çabası içinde ise hedeflere ulaşmak, daha da etkili ve sonuç alıcı oluyor.
Ayrıca içinde bulunduğumuz çağ, örgütlü insan topluluklarından oluşmaktadır. Bu örgütlü toplumsallaşma, kolektif özgürlükleri, ön plana çıkarırken, ülke ve yerel temeldeki, hatta bireysel sorunların, çözümüne de ciddi katkıda bulunmaktadır. Sivil Toplum Kuruluşları'nın, insan refahının iyileştirilmesine yönelik aktif rolleri de bulunuyor.
Son yıllarda, "KÖYLERE" yönelik derneklerin kurulması, köylerde kangren haline gelen sorunların çözümü açısından, umut vericidir. Çünkü köylerimizin, ulaşım, su, eğitim, elektrik, iskân, tarım alanlarında, ciddi sorunları vardır. Bu sorunların çözümü içinde, örgütlenmek şarttır. Eskişehir' de, köylere yönelik küçümsenmeyecek sayı da dernek kuruldu.
Köy derneklerini kurmak ve devam ettirmek zordur, büyük emek ve mücadele gerektirir. Elbette köy derneklerini, gerçekleştirenler zoru başaranlar, taş üstüne taş koyan, hatta elini taşın altına koyan, gerektiğinde risk alan, insanlardır.
Türkiye'de, 40 bin civarında köyün olduğu bilinmektedir. Bu köylerimizin, her alanda ciddi sorunları vardır. Bu sorunların çözümü, ancak köylere yönelik sivil toplum örgütleri ile eşdeğerdir. Aslında köylerimiz, Cumhuriyet döneminden önce, köylüler mültezimlerin ve mütegallibelerin zulmüne uğramış, ancak, 1924 tarihli ve 442 sayılı kanunla, kamu tüzelkişiliğe kavuşmuşlardır.
Ülkemizde, köylerden şehirlere olan göç hızla devam etmektedir. Bu göçün durdurulması için, acilen köylere ve ilçelere yönelik yatırımların yapılması şarttır. Bunun içinde Köylerde, plânlı ve projeli meskenler yapımına geçilmelidir. Köylüye, yaşanabilir. mesken yapımı için belirli bir miktar faizsiz mesken kredisi, tarım ve hayvancılığı geliştirmek için denetimli ve kontrollü, faizsiz tarım ve hayvancılık kredileri, verilmelidir.
Köylünün, ekonomik, sosyal ve eğitim sorunları ayağında ve asra uygu olarak çözülmelidir. Köylerde eğitim-öğretim, taşımalı değil, kendi köyünde tam kadrolu eğitimciler ile yapılmalı. Çocuklarımız, konar-göçer aile çocukları görünümünden kurtarılmalıdır
Çiftçilerin, traktör, mazot, gübre ve tohumluk ihtiyaçları karşılanmalıdır. Hayvancılıkla uğraşanlara, yem ve damızlık hayvan temin edilmelidir. Köylerin yol, su, elektrik, okul, cami, haberleşme ve sağlık hizmetleri süratle tamamlanmalıdır. Köylerin giderlerinin karşılanması için, nüfusa göre bir bütçe ayrılmalıdır. Köylüye, alternatif gelir getirici faaliyetler tespit edilerek, uygulanması sağlanmalıdır
Köylerdeki, sorunların çözümü için, SORUNLAR analiz edilerek, ve "katılımcı" bir anlayış ve düşünce içerisinde çözülmelidir. Köy derneklerine, bu alanda ciddi görevler düşmektedir. Ayrıca yaşanan her sorunun, giderilmesi ile ilgili olarak projeler geliştirilerek hayata geçirilmelidir. Köylüye, alternatif gelir getirici, faaliyetler tespit edilerek uygulanması sağlanmalıdır.
Şu bir gerçek ki yıllardır, siyasi iktidarlar, "Kalkınmanın köyden başlamalıdır" sözünü her seçim öncesi gündemde tuttu. Ancak bu tür vaatleri, hep sözde kaldı. Oysa Köylü vatan savunmasında, ön planda olup, "seni vatan için doğurdum" diyen anaların temsilcileri durumundalar. Ayrıca asırlardır, üretti ve Türk toplumunu besledi. Asker oldu vatanı korudu. O nedenle de Türk köylüsü, her türlü desteğe layıktır
Türk toplum ve ekonomisinin kalkınmasında, kentlerin olduğu kadar, köylerin de büyük etki ve önemi vardır. Köylerde ve kırsal kesimde yaşayanların, Türkiye nüfusunun % 65 'ini oluşturmaktadır. O nedenle de kalkınma, köylerden başlamalıdır.
Nitekim Büyük Önder Atatürk, " TÜRKİYE' NİN, GERÇEK SAHİBİ VE EFENDİSİ HAKİKİ ÜRETİCİ OLAN KÖYLÜDÜR. HERKESTEN DAHA ÇOK REFAH, MUTLULUK VE SERVETE, HAK KAZANMIŞ VE LAYIK OLAN KÖYLÜDÜR" demişti.