Köy Enstitüleri fikri 1940 yılı öncesinde ortaya çıkmış.
Dönemin iktidar mensupları, kentlerde başlayan gelişimin, kırsal kesimde de yaşanmasını istemişler.
Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'de aynı amaca yönelik çalışmalarını başlatmış...
Kırsal kesimde yaşayanların, aynı bölgedeki kişilerin eğitimleri için öğretmen olmaları sağlanmış.
Bu fikir o dönemde öylesine çok etki yapmış ki;
Türkiye kırsal kesimiyle de toptan bir kalkınma içerisine girmiş.
Ancak bu önemli proje bile, gelişen siyası sürecin kurbanı oldu.
Enstitülere 'komünizmin temsilcisi' yakıştırmalarına varan etiketler konuldu.
Sonrası malum;
Komple bir toplumsal kalkınmanın önüne geçildi.
Enstitüler kapatıldı.

O dönemde yapılan hatanın acısını bugün yaşıyoruz dersek yeri var.
Bunu hayatın önemli anlarında görmek mümkün!
Özellikle kırsalın bugün tamamen boşalma noktasına gelmesi;
Türk tarımın her geçen dakika daha da sorunlar yumağına dönmesi;
Kırsaldan, kente göçenlerin hem barınma hem de istihdam sorunlarının çözülememesi gibi meseleleri en başta söyleyebiliriz...
İşte bu yüzden bugün, 'Keşke kırsalda ki kalkınma ve aydınlanma hiç durdurulmasaydı' diyoruz.
Köy Enstitülerinin 70nci yılını buruk bir şekilde geride bırakıyoruz...