Vali Sayın Güngör Azim TUNA, ESKİŞEHİR 2013 Türk Dünyası Kültür Başkentliği çalışmaları konusunda, bilgilendirme yapmak ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak için, basın mensupları ve kamu/kurum/kuruluşları ile düzenlediği toplantılarda, olumlu mesajlar verdi.
Sayın TUNA, bugüne kadar, yapılan çalışmalar için, 'Fiyasko' tanımlamasına katılmadığını belirttikten sonra, " Daha önümüzde 6 ay var ve önümüze sarkacak işler de yapacağız biz. Heyecanımız var, çalışma azmimiz var. Birçok etkinlik yapacağız birlikte. O yüzden geleceğe yönelik ümitli olabiliriz." sözleri ile yeniden umutlandık.
Sayın TUNA' nın, "...Temmuz ayı içerisinde bir yol haritası netleştirip kalıcı eserler, etkinlikler kapsamında bir çerçeve çizip, bunu sizlerle paylaşmak" sözleri gerçek olur mu bekleyip göreceğiz. Çünkü Sayın KOÇDEMİR, zamanında da bu tür açıklamalar yapılmasına, hatta istekte bulunmamıza rağmen, Kültür Başkenti ile ilgili yol haritasına, bir türlü sahip olamadık.
Vali Sayın Güngör Azim TUNA başkanlığında, bütün kamu kurum/kuruluşlarının katıldığı, Türk Dünyası Buluşma Toplantısında, Prof. Dr. Nedim Ünal' ın, ''Türk Dünyası Başkenti, tarihi bir fırsattır. Türk Dünyası'nın bilinmesi, tanınması, bütünleşmesi konusunda bu fırsat iyi değerlendirilmeli, baştan savma yapılmamalı; Eskişehir, Türk Dünyası'na, Türk Dünyası da Eskişehir'e taşınmalı; Eskişehir'in her yerinde, Türk Dünyası hissedilmeli," sözlerine katılmamak mümkün mü?
Yol haritası, nasıl belirlenecek bilinmez ama ESKİŞEHİR' deki, vilayet, belediyeler, siyasi parti il yönetimleri, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, kurum/kuruluşlar ve halkımız, her türlü siyasi düşünceden arınarak, "TAKIM RUHU" içinde, bir bütün olarak, Türk Dünyası Başkenti etkinliklerine sahip çıkmalıdır. O nedenle de kentte geniş kapsamlı bir toplantılar yapılmalı, önerileri tespit edilerek değerlendirilmeli, fizibilite çalışması yapacak ve etkinliği yönlendirecek, ajans dışında, bir "KOMİTE" ivedilikle teşkil edilmelidir.
Öte yandan Sayın TUNA' nın, "Tabelalar yapılacak. Otobüs ve trenlerin giydirilmesi gündemde." sözleri ile çalışmaların, reklama yönelik olacağı kanısı oluştu. Oysa İlişkilerin kalıcı olması için, kültürel ilişkiler yanında, sosyal ve ekonomik ilişkiler, ön planda tutulmalıdır. Çünkü 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri, Ekonomik ilişkileri geliştirilmesi açısından, ciddi fırsattır.
O nedenle de ETO ve ESO, hatta TOBB, TÜSİAD gibi, ulusal örgütlerimizde, Türk Cumhuriyetlerinin, işadamları ve sanayicileriyle, " EKONOMİK İLİŞKİLERİ, NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ ?" sorusuna cevap aranmalı, bu alanda karşılıklı olarak ziyaretler ve her türlü etkinlik yapılmalıdır.
Sayın TUNA' nın, "Kentte herkesin, bir sorumluluk hissetmesi lazım. Herkes eleştirmekte haklı. Biz bunu daha da zenginleştirmeye çalışıyoruz. Bu geçmişi tamamen silerek, yok sayarak yapılacak bir çalışma değil. Yeterince etkinlik yapılabilir, bunun için zamanımız var. Bizim düşünmediğimiz şeyler var. mutlaka. Katılımı artırmaya çalışacağız" sözleri etkinliklerde, "TOPLUM KATILIMI" ön planda tutulacağının sinyalini verdi.
Şu bir gerçek ki çağımızda halka rağmen, iş yapabilmek ve arzu edilen gelişmeleri, özellikle halkı ilgilendiren proje/projeleri, hayata geçirmek, mümkün olmadığı gibi, halkın kabullenmesi de çok zordur. O nedenle de Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti ile ilgili kararlar, hayata geçirilmek isteniyor, verim ve başarı bekleniyorsa; mutlaka halk türbinden sahaya inerek, icraat ve uygulamaların içinde rol almak zorundadır.
Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Etkinlikleri, Türk Cumhuriyetleri ile her alandaki ilişkiler açısından, önemli bir fırsat olup, vilayete bırakılmayacak kadar da önemlidir. O nedenle de kentteki, tüm kurum/kuruluşlar, özellikle de ETO ve ESO gibi meslek odaları, üniversiteler ve her dereceli okullar, Türk Cumhuriyetindeki karşıtları ile ilişkilerinin sürekli ve kalıcı olması için, genel etkinliklere katkı yanında, kendileri de etkinlikler ve karşılıklı ziyaretler düzenlemelidir.
Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Koordinasyon Kurulunun, Eskişehir'de yapılacak etkinliklerin çerçevesini, mahiyetini ve önceliklerini belirlemesi, hazırlıkları izlemesi, kamu ve sivil kurum ve kuruluşların eşgüdüm içinde çalışmasını sağlayacak tedbiri alması, mevzuat gereği olmasına rağmen, bugüne kadar bu alanda ciddi bir çalışma yapılmadı.
Elbette zararın, neresinden dönülürse kardır deyip, bundan sonra ne yapılabilir sorusuna cevap aranmalıdır. Özellikle de etkinliklerle ilgili, bugüne yapılanlar, iyi analiz edilmeli, yeni stratejiler ve programlar belirlenmelidir. Bu alanda, kentteki kurum/kuruluşlara ve sivil toplum örgütlerine, her dereceli eğitim-öğretim kurumlarımıza ve Eskişehir halkına önemli görev düşmektedir. Çünkü söz konusu olan, "ESKİŞEHİR" ,"TÜRK DÜNYASI" ve "TÜRKİYE" dir.