4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KUMPAS VE TSK

2012 yılındaki bir köşe yazımızda, " Ergenekon ve Balyoz Davası ile ilgili, çok şey konuşuluyor. Bu söylentiler, TSK ve YARGI' ya zarar verdi. Balyoz Davası'na konu olan seminere, 162 subayın katıldı ama bu subayların, sadece 53'cü, sanık olarak yargılanmaktadır. Bu kadar subayın olduğu bir seminerde, "DARBE" konuşulur mu," demiştik.
O günkü görüşümüzü, Başbakan Sayın Erdoğan'ın, başdanışmanı Sayın Yalçın Akdoğan'ın, "Kendi ülkesinin, milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına, sivil iktidarına kumpas kuranlar var " sözleri doğrular niteliktedir. Bu gelişme üzerine Genelkurmay Başkanlığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu,
Suç duyurusunda, "TSK' nın muvazzaf ve emekli personelinin yargılandığı davalarda, " TSK' yı, hedef alacak şekilde suç delilleri üretildiği, davalarda görev yapan adli kolluk, savcı ve hâkimlerin yargılamada savunmanın görüşlerini dikkate almadığı, suç delillerini manipüle ettiği " gibi iddialar yer aldı.
Genelkurmay Başkanı'nın, talimatıyla hazırlanan açıklamada, belli bir "denge" de gözetildi. Açıklamada, öncelikle "TSK'nin, siyasi tartışmalar içinde olmayacağı" vurgusu yapıldı. Bunun için açıklamanın, ikinci maddesinde, "TSK görev ve sorumluluklarını, her türlü siyasi düşünce ve oluşumun dışında yerine getirmektedir"; denildi.
Ayrıca açıklamada,"TSK görevlerinin ifasında hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve demokratik toplum gerekleri prensiplerine bağlılığı temel esas almaktadır" denildi ve "TSK, hiçbir şekilde siyasi tartışmaların içerisinde, yer almayacağı vurgulandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Genelkurmay Başkanlığının Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, yargılandığı bazı davalarla ilgili suç duyurusuna ilişkin, soruşturma dosyasını, "yetkisizlik" kararıyla, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, gönderdi.
Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde, gazeteci ve yazarlarla bir araya gelen Başbakan Tayyip Erdoğan, "anladığım kadarıyla Ergenekon ve Balyoz davasında iade-i muhakeme yolları araştırılıyor. Yanlışlık varsa nasıl düzeltilir diye araştırılıyor şimdi." diyerek, yeniden yargılamaya yeşil ışık yaktı.
Şu bir gerçek ki yılarca, bazı kesimler, dış ve şer odakları, Türk Silahlı Kuvvetleri' ni pasife etmek için, sürekli örtülü ve açık gayret gösterdi. Hatta hedeflerinin önlerinde, TSK' yı engel olarak gördüler. Amaçlarına ulaşmak için de TSK ile her fırsatı değerlendirmeye çalıştılar.
TSK mensupları, TSK ile ilgili gelişmelerin farkındaydı. Nitekim Koramiral Mehmet OTUZBİROĞLU, mahkemede, , "Tamamen kanaate dayanan bu suçlamaları, reddediyorum. Amaç TSK' da, tasfiyedir. TSK' yı, halk gözünde itibarsızlaştırmak, halkın ona karşı güvenini ve sevgisini yok etmek için, Atatürk'ün, bize emanet ettiği tüm değerlere, dokunabilmek amacıyla, önlerinde engel gördükleri TSK' yı, pasifize etmek için yapıyorlar." diyerek bir gerçeği gündeme getirmişti.
Ayrıca darbe iddialarına konu davalarda, yargılanan görevdeki ve emekli askerler ile aileleri başından, beri büyük bir komplo ile karşı karşıya olduklarını savundular. Ancak mahkemeler, bu iddiaları dikkate almadı.
Sayın Akdoğan'ın, açıklaması sonrasında, davalarda yargılanan askerler yeniden yargılama başvurusu yaparken, TSK içinde de bu açıklamalar, yankı yarattı. TSK komuta kademesi de, Akdoğan'ın açıklamasının, askerleri ilgilendiren davaların ve sonuçlarının yeniden ele alınması ihtiyacı doğurduğu yönündeki hukuki görüşlere katıldı.
Kumpas iddialarından sonra, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel karargâhta yapılan bu değerlendirmeler ışığında, yargılanan askerler ve ailelerinin de beklentileri doğrultusunda, Akdoğan'ın açıklamasını, MGK toplantısında gündeme getirdi. Ancak MGK' nın bildirisinde iddia yer almadı.
Ancak TSK açıklamasının, "TSK personeli ile ilgili adli süreçlerde hukuka uygunluğu tartışmalara ve farklı yorumlara neden olan işlem ve uygulamaların, devletin en üst karar organlarına ve en yetkili makamlarına sürekli bildirildiği" vurgusu, MGK' de görüşüldüğünü, örtülü biçimde ortaya koyuyor.
TSK ve YARGI ile ilgili gelişmeler, kamuoyunda, kaygı ile izlenirken, TSK ve YARGI ile ilgili söylentiler, kamuoyu nazarında, sürekli itibar kaybettiriyor. Oysa ülkemizin bütünlüğü, bağımsızlığı, Türkiye Cumhuriyeti' nin, korunması, güçlü ordu ve adil yargı ile mümkündür. Hukuk ise bir gün, herkese lazım olur.
Elbette TSK' nın, amacı yargıya müdahale değil. Ancak hükümet kanadından gelen, "Orduya kumpas kuruldu" iddiası sonrasında, mahkemeler ve temyiz noktasındaki Yargıtay'ın, bu davalarda yargılanan askerlerin durumunu, "hukuk devleti ve hakkaniyet ilkeleri" doğrultusunda ciddiyet içinde, yeniden ele almasını istiyor. Bu iddialar, bir an önce aydınlatılmalıdır. Çünkü gündemde kalması, ülkeye, TSK ve yargıya zarar veriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi