4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KURAKLIK KAPIDA

Kış mevsiminde, bahardan kalma bir iklimin hakim olduğu Eskişehir'de, kuraklık endişesinin yaşandığını belirten Ziraat Odası Başkanı Sayın Süleyman Buluşan yağışların yok denecek kadar az olduğunu Özellikle bu aylarda, ekili arazilerin karla örtülü olması gerektiğini halde, ekilen arazilerin suya hasret kaldığını, söyledi.
Türkiye, yağışların azlığı, yağışların sağanak şeklinde olması nedeniyle şiddetli kuraklık yaşamaya başladı. Uzmanlara göre, son sağanaklar da kuraklık habercisi.
Gerçekten de, bu yıl yurt genelinde, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstünde olması nedeniyle, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin, birçok şehri kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Özellikle batı illerinde, kar yağışının, neredeyse hiç yaşanmamış olması, barajların boş kalmasına neden oldu. Hava şartlarının, bu şekilde devam etmesi halinde ise pek çok kent susuz kalacak.
Ülkemizde ve dünya da bu tablonun, tek sorumlusu, dünya ve ülkemizde yaşayan ve yaşamakta olan insanlarıdır. Çünkü dünyada, her yıl Nijerya'nın yüz ölçümüne denk gelen, 16 milyon hektarlık orman yanıyor. Sorumsuz yaklaşımlar nedeniyle, dünyada, dakikada 21 hektar, orman alanı kaybediliyor. Üstelik, bu alandaki çalışmalara, destek verilmiyor.
Nitekim TEMA Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti, nedeniyle, Türk Dünyası Ormanı gerçekleştirmek için, ajansa 123 bin TL tutarında bir bütçe sundu. Ancak nedendir bilinmez, gereksiz paralar harcanmasına rağmen. bu proje ajans tarafından kabul görmedi. Oysa ağaçlandırma projesi, küresel ısınmanın gündemde olduğu dünyamızda, hem insanlık, hem de ülkemiz ve Eskişehir açısından, en önemli projelerden biriydi.
Ülkemiz, küresel ısınma yanında, erozyonla da mücadele etmek zorundadır. Bu alanda TEMA Vakfı, erozyonla mücadeleyi ikinci bir İstiklal Savaşı kabul ederek, erozyon tehlikesi ile mücadele edilmesi için, her türlü fedakârlığı yapıyor. Çünkü Türkiye topraklarının, yüzde 80'inden fazlası, erozyon tehdidi altındadır. Her saniye, 16 ton, her yıl 500 milyon ton verimli tarım toprağımızı, erozyonla kaybediyoruz.
Elbette kuraklık ve susuzluğun en büyük nedenlerinde biri de,"KÜRESEL ISINMA" dır. Küresel ısınma nedeniyle, mevsimler birbirine karıştı, baharı görmeden yaz geldi. Dünya ve ülkemizin, her yerinde görülmeye başlayan kavurucu sıcaklar, kuraklık, seller, insanlığın yeni kâbusu haline dönüştü.
Son yıllarda ise küresel ısınma, bu dengeyi altüst etti. Bu alanda incelemede bulunan bilim adamları, Çin ve Hindistan'ın, bu artışa, büyük katkısı olduğunu öne sürüyorlar. Ancak, "dünya karbondioksit üretiminde, ABD başı çekiyor. Atmosfere, yılda 220 milyon ton karbondioksit bırakan Türkiye ise 20.sırada. 2010 yılında, bu rakam 400 milyon tonlara ulaşacağı söyleniyor.
Dünyada atmosfere, yılda ortalama 21 milyar ton karbondioksit salınıyor ve bu miktar giderek artıyor. Dünya Yaban Hayatı Koruma Fonu (WWF) nın raporuna göre de Akdeniz havzasında bulunan Türkiye'de, 40 dereceye yakın sıcaklıklar, mevsim normali olacak ve tarım alanlarının, yüzde 40'ı kuruyacaktır.
Ankara Ticaret Odası'nın hazırladığı "Küresel Isınma kıskacında Türkiye" raporuna göre, Türkiye iklim değişikliğinin olumsuz etkileri açısından, "risk grubundaki ülkeler" arasında yer alıyor. Türkiye'de kuraklaşma, seller hızla artıyor, içme suları ise azalıyor. Son 70 yılda 70 istasyonda kaydedilen sıcaklık verilerine göre, Türkiye'nin yıllık ortalama sıcaklıkları artma eğilimindedir.
Küresel ısınma, Karadeniz'i öne çıkaracak. Kar yağışı, giderek azalacak. Hatta kış mevsimi ortadan kalkacak. İklim değişiklikleri, göçlere neden olacaktır. Türkiye'de yaşayanlar, kuzeye yerleşmeye çalışacak. Araştırmalara göre, 2030'da Türkiye'nin büyük bir kısmı oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecek, sıcaklıklar 2-3 derece artacaktır.
Bilim adamlarına göre, küresel ısınma önlenemediği taktirde, Türkiye, 100 yıl içinde Kuzey Afrika'ya dönecek. Yağışlar azalacak, başta GAP bölgesi olmak üzere, tüm nehirlerin taşıdığı su miktarı düşecek. Baraj göllerinde, su seviyesi azalacak, Yüksek basınç kuşağının kuzeye kaymasıyla, ülkemizde hakim olabilecek tropikale benzer bir iklim; düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar, seller, hortum, kasırga, heyelan ve erozyona yol açacak. Kasırga ve fırtınaların tetikleyeceği seller, can ve mal kaybına neden olacaktır.
Elbette küresel ısınmadan, Eskişehir' de etkilenecek. Bu etkinin yaratacağı zarar, il bazında yapılacak, ağaçlandırma ve erozyon çalışmaları yanında, İlimizdeki ormanların ve su havzalarının, özellikle de yeraltı sularının korunması ile de orantılı olacaktır. Bu alanlarda kentin stratejileri belirlenmeli, sürekli ve kalıcı bir şekilde gündemde tutulmalıdır.
Ayrıca Eskişehir'de, Kürsel Isınma, ormanların korunması ve ağaçlandırma alanlarında, kurum/kuruluşlar ve kişi/kişiler elini taşın altına koymalı, üzerine düşenleri de eksiksiz yerine getirmelidir. Çünkü gidebileceğimiz bir başka Türkiye ve Eskişehir yok...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi