KUR'AN ERKEK KİTABI DEĞİL, İNSAN KİTABIDIR

 


 


Âdem’den sonra başlamak üzere Dünya Eğitim okuluna görevlendirilmiş olarak gönderilen Peygamberler ile tebliğ edilen ve Allah’ın tek dini olan İslâm dininin muhkem /değişmez amaç ana kuralları, toplumda devrim niteliğinde büyük kadın konumu değişikliklerine yol açmıştır. Ancak Kur’an, son vahiy kitabı olarak kadını koruyan ve erkek ile eşit konuma getiren son muhkem /değişmez amaç ana kurallar getirmiştir. Bu dönemde, ilk Müslüman kadınlar inançlarını korumak ve savunmak üzere erkeklerle birlikte mücadeleye katılmışlar, çeşitli güçlüklere ve işkencelere göğüs germişler, göçe zorlanmışlar, hatta bu uğurda şehit olmayı göze almış ve vazgeçmemişlerdir. Yine bu dönemden başlamak üzere uzun yıllar kadınlar camiye gelmişler ve arka sıralar oluşturacak şekilde hem namaz kılmışlar, hem de imamlık da yapmışlar, hatta savaşlara katılıp hastabakıcılık ve geri hizmetlerde bulunmuşlardır.


 


Bugüne kadar asırlarca yapılan yanlışlık, dini yönlendirmeyi ve Kur’an’ı yorumlamayı tamamen erkek grubuna bırakılması olmuştur. Böyle olmasaydı, ana dilleri Arapça olduğu halde Arap toplumlarında bu kadar tutarsızlıklar ve Kur’an’daki evrensel ve zaman üstü muhkem /değişmez ana hükümlerde yorum karmaşalıkları yaşanmazdı diye düşünüyorum. Diğer bir neden de Kur’an’ın ana hükümleri olup, her biri birer ibad etme yöntemi ve din dediğimiz temel kurallar olan kesin ana hükümler yerine, bu hükümleri gerçekleştirmek üzere baş vurulan müteşabih /zaman ve zemine göre değişken benzeşik yöntemlere, vesilelere, araçlara önem verilmesi ve muhkem /değişmez amaç hükümler gibi kurallaştırılmalarıdır.


 


Bu duruma göre, toplumda bir kaos varsa ve bu karmaşıklık "Kur’an böyle diyor" denilerek de Kur’an’a, dolayısıyla da "Allah böyle istiyor" şeklinde bir nevi Allah’a dayandırılıyorsa, gerçek sebep Kur’an değil, ilgili ayetleri kendilerine göre ve toplumda huzursuzluk yaratacak anlamlılıkta yorumlayanlardır. Yani toplumu huzursuzluğa sevk edenler gerçekte Kur’an’ın bildirdikleri değil, sözde Kur’an’ı bilirim diye toplumun din önderleri konumunda kabul gören insanlar olmaktadır. çünkü Kur’an, Adem’den itibaren insanların Muhsin (Al-i İmran 7 nci ayette muhkem /değişmez ana hükümler /kurallar diye isimlendirilen  ve önce "İslâmın Şartı Sadece 5 değil", yeni olarak da “Kur’an ve Son İslam” isimli kitaplarda topladığım 440 sayıda belirlemiş oluğum muhkem /değişmez ana kurallara uygun salih ameller diye tanımlanan yaratılanlara bir şekilde fayda sağlayacak işler yapma çabasında olan) ve Mümin aşamalarını (bu kurallara uygun olumlu işlerin çoğunu gerçekleştirmeyi) başarıp İnsan-ı Kâmil denilen gelişmişlik düzeyine ulaşmalarını sağlayacak Dinî Kurallar bütünü demek olan Allah’ın tek dini İslâm’ın muhkem /değişmez ana kurallarını son olarak toplayan son kitaptır.


 


Açıktır ki, toplumun genelinde veya bir kısmında huzursuzluğa yol açacak herhangi bir ayet tercümesi veya yorumu, mutlaka doğru yapılmamıştır ve Kur’an’ın insanları huzura, mutluluğa ve Allah sevgisine ulaştırıcı amacına ters düşmüş bir tercüme ve yorum demektir.


 


Arapça’da kadın ve erkeğin yazılış anlamı


 


Kur’an’da birçok yerde ve özellikle kadınlara yönelik değişiklik öneren mesajlarda doğrudan ya Peygambere veya erkeğe veya kadın ve erkeğe birlikte hitap edilmektedir. Buradaki temel amaç, asırlardır erkek hâkimiyetli ve kadının zulmedilip, satılan eşya gibi muamele gördüğü bir toplumda, böylesi yanlış tutum sahibi olan erkek olduğu için ve onu ıslâh etmek içindir. Diğer bir ifade ile kadını erkek ile eşit hale getirmek ve onu korumaktır. Yoksa asırlardır erkeklerin bu hitaptan kendilerine pay çıkarmaları ve Müslümanlığı erkek diniymiş gibi değerlendirdikleri gibi değildir.  


 


Zaten Kur’an’da erkeğin kadından üstün olduğuna ilişkin herhangi bir mesaj yoktur. Fakat kadının erkekle eşit olduğuna yönelik olmak üzere “İman edenler veya mümin kadınlar ve mümin erkekler” şeklinde çok sayıda hitaplar vardır.


 


Arapça’da kadın ve erkeğe hitap şekli, özellik gösterir. İngilizce ve Fransızca’da olduğu gibi, Arapça’da da üçüncü şahıs zamiri olarak erkek (eril /müzekker) ve kadın (dişil /müennes) ayırımı söz konusudur. örneğin kadın için “hiyye”, erkek için ise huvve” sözcükleri kullanılır. üçüncü şahıslardaki bu cinsiyet ayırımı Arapça’da ayrıca isim, fiil ve edat cinsinden tüm sözcüklerin yapısında da kendini gösterir.


 


Bu ayırım yanında, esas önemli olan Arapça’da şu ilkelerin de geçerli olduğunu bilmektir. çünkü yapılacak tercüme ve anlamlandırmada bu ilkelerin bilinmesi, hatalı tercüme ve yorumları engelleyecektir. örneğin;


 





  • Tüm çoğul kelimeler ve cansız nesneler dişil kalıp ile ifade edilir, fakat insan olarak her iki cinse hitap eder.



  • Toplumsal ilişkilerle ilgili sözcükler ise örneğin kanun, yönetmelik, resmi yazılar vs tamamen eril kalıplarla yazılırlar, fakat insan olarak her iki cinse hitap eder.




 


Dolayısıyla Kur’an’da geçen tüm çoğul kelimeler ve eşya isimleri dişil, topluma yönelik hükümler ise eril kelimelerle ifade edilmişlerdir. Bu nedenle de Kur’an’da geçen dişil veya eril kelimeler, sadece Arapça dilindeki bu kurallar gereği yer almışlar, anlam olarak dişil veya erillikle alakaları bulunmamakta, insana hitap etmektedirler. Arapça’daki bu kuralları bilmeyen kişiler, Kur’an’daki eril ve dişil sözcüklere bakarak, bu cahillikleri nedeniyle Kur’an’ı sadece erkeklere hitap eden ve kadınları dışlayan bir kitap gibi gösterme yanılgısına düşmüşler ve asırlardır erkekler bu durumu kendi lehlerine kullanmışlar ve halen de kullanmaktadırlar. Hâlbuki eril bir kelime temelinde yapıldığı görülen bir öneri demek, hem eril, hem de dişillere yönelik öneri demektir. Prof. öztürk de bu konuya ilişkin şu açıklamayı yapmıştır: “Arap dilinde genel kurallar gramatik açıdan erkek kelimelerle verilir. Bu, Arapçanın dil olarak bir özelliğidir. Dolayısıyla da Kur’an’ın erkeklere hitap ettiğinin göstergesi değildir.”.


 


Allah’ın kadını yaratılışta erkekten ayrıcalıklı özelliklerde yaratması yanında, Kur’an da devrimsel değişiklikler bildirerek de kadını erkek ile eşitlemekte ve insana hitap etmektedir. Kur’an, bu hitabını 2 aşamada gerçekleştirmektedir


 


A.  Kur’an, O’nu anlayarak okuyan hem kadın, hem de erkek, yani insana hitap etmekte


 


Nisa-1. Ey İnsanlar! Sizi tek bir nefsten yaratan, ondan da erkek eşini var eden, ikisinden de pek çok erkek ve kadın üreten Rabbini­ze karşı takva sahibi olun. 


 B. Kur’an, Kadın ve Erkek ifadelerini aynı ayette kullanarak eşitliyor




 


Nahl-97. Erkek olsun, kadın olsun, her kim iman eder ve salih ameller gerçekleştirirse, ona bu Dünyada güzel bir hayat bağışlarız ve yaptıkları iyi işlere karşılık ödüllerini de tam veririz. Bunu böyle bilin.


 


NOT: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. özel günlerinizde kitaplardan hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR’AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM’IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR’AN AYETLERİ" ve "KUR’AN’IN KULU KöLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE öNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”  


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi