KUR'AN RUHUNUN TEMEL İLKELERİ-2

9.    Anlamlandırma, Vücudumuzun maddî ve/veya manevî yapısına, duygumuza yönelik zarar verici olmamalıdır. Zarar vericilikten korunmaya örnek olarak Nahl-106’ncı ayette, zarar oluşacak bir durumda inancını inkâr bile tavsiye edilmektedir.
Nahl-106. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, başlangıçta kalbi imanla dolu olduğu halde, niyetini bozmaksızın inkâra zorlanan ve inkârı sadece dilleri ile söyleyenlere bir azap olmayacaktır. Ancak, iman etmiş olanlar arasından, sonradan Allah’a şirk koşmaya ve bildirdiği gerçekleri inkâr etmeye başlayıp küfre yönelenler, Allah’ın gazabını hak etmişlerdir ve onlar için büyük bir azap olacaktır.
10.    Verilen anlam, Allah’a yakınlaştırıcı aşamalar olan Müslüman, İmanlı, Salih ameller /faydalı işler gerçekleştirmiş, yani Muhsin, Mümin ve son üst aşama olan İnsan-ı Kâmil’liğe ulaştırıcı açıklamaları ön planda tutmalıdır. Birkaç ayette bunlardan iman etme ve Salih ameller gerçekleştirme önerileri daima birlikte kullanılmış ve dikkat çekilmiştir.
Asr-3. Ancak içtenlikle iman edip, Salih ameller gerçekleştirenler ve birbirlerine Kur’an ile bildirilen gerçekleri tavsiye edenler, güçlüklere karşı sabretmeyi önerenler, Allah ile yapılan anlaşmaya sadakat demek olan doğru yoldadırlar. Onlar hüsrana uğramazlar.
11.     Din temelli ayrımcılığa /ayrı gruplaşmalara /mezhepleşmelere /tarikatlaşmalara yol açacak anlamlar olmamalı. Çünkü Kur’an, bu yaklaşımı yasaklamaktadır.
En’am-159. Özellikle de dinlerini parçalara (fırkalara /hiziplere /mezheplere) ayıran, grup grup olanlara uyma ve onlardan uzak dur. Artık onların işi Allah’a kalmıştır. Allah, hesap günü onlara amellerinin yanlışlığını haber verecek ve o zaman hatalarını anlayacaklardır.
12.     Dine dayandırılmak üzere, insanları imanları bakımından değerlendirme yetkilisiymiş gibi yaftalamaya yol açmamalıdır. Böylesi bir iman değerlendirme yeteneği ve yetkisi Hz. Muhammed’e bile verilmemiş ve açıklama Muhammed-30’ncu ayette yapılmıştır.
Muhammed-30. Ya Muhammed! Eğer Biz isteseydik, bu münafıkları /ikiyüzlüleri yüzlerine bakarak tanıma özelliğini verir ve Senin onları kolayca fark etmeni sağlardık. Yine onları konuşma tarzları ve sözlerinden de tanırdın. Ey insanlar! Siz tanıyamazsınız ama, şunu iyice bilin ki, Allah tüm yaptıklarınızı /amellerinizi bilir.
Tabi hiç kimse de başkalarını bir dinî görüşü çağrıştıracak ön yargıya sokacak görünüş, kıyafet ve bir simge taşıyor da olmamalıdır. Çünkü bunlar din temelli muhkem /değişmez farz ana bir kural değildirler.
13.     Sadece soğuktan koruması ve şehvet yerlerini kapatması amacı güdülen elbise giyme istenmiş olduğu halde, dine dayandırılmak üzere herhangi bir kıyafet veya sanki imanlılığı gösterecek şekilde bir şekilcilik anlamı verilmemelidir.
A’raf-26. Ey Âdemoğulları! Sizi doğa şartlarından korumak ve çıplak vücudunuz ile şehvet yerlerinizi örtmek (ve olumsuzluklar yaptıracak nefslerinizi frenlemek) üzere elbiseler yapmayı öğrettik /gerekli bilgiyi gönderdik. Ancak şunu iyice bilin ki takva elbisesi ise çok daha hayırlıdır. Bunlar, Allah’ın bildirip uymanızı istediği ayetleridir /buyruklarıdır, belki düşünür ve öğüt almayı öğrenirsiniz.
Nahl-81. Ve dahası Allah, yarattığı ağaç gibi şeylerden sizin için gölgeler, dağlarda gizlenip barınacak sığınaklar oluşturdu. Sizi sıcak-soğuktan ve savaşlarda yaralanmaktan koruyacak yumuşak veya zırhlı giysiler yarattı. İşte Allah, nimetlerini size böylesine eksiksiz sunuyor /veriyor. Umulur ki, O’nun değerini bilerek iman eder ve sadece O’na ibad ve ibadet edersiniz.
14.    Anlam, inananlar arasında cinsiyet, ırk, görüş ayırımına ve farklılığına yol açmamalı ve Arapça’da kanun ve yönetmelik gibi genel ifadelerin erkek, günlük önerilerin dişi ifadelerle yapıldığı göz önünde bulundurularak, hangi cinsiyette yapılırsa yapılmış olsun, daima her iki cinsiyetin kastedildiği belirtilmelidir. Örneğin Nisa-34 ncü ayette sanki kadın için önerilerde bulunulmuş ise de gerçekte muhatap hem kadın hem de erkektir.
Nisa-34……Bu sorumluluklarına dikkat etmediğinden kuşkulandığınız ve huzursuzluk, geçimsizlik yaratan kadınlarınıza, düzelmeleri için önce nasihat edin ve konuşun. Sonuç alamazsanız yataklarınızı ayırın, yine olmazsa bir süre birbirinizden ayrılığı deneyin, sonra yine de olmazsa evliliğinizi bitirin /son darbeyi vurun. Bu arada eşlerinizin düzeleceklerine ikna olursanız ve bu konuda söz alırsanız artık onları üzmeye bahane aramayın. Çünkü gerçek üstün ve büyük olan Allah’tır.
15.     Anlam, Kişinin malvarlığını, emeklerini ve bilgisini korumuş olmalı ve herhangi bir hak gaspına yol açmamalıdır.
A’raf-33. Ey Peygamber! Söyle onlara: "Benim Rabbim sizlere şunları haram /yasak etmiştir: Açık veya gizli yapılan olumsuzlukları /kötü davranışları, başka günaha /zararlı durumlara yol açacak davranışları (ismleri), kibirlenip şımarmayı, hak gaspı ile kazanımı ve Allah’ın hiçbir ilâhî yetki ve güç vermediği şeylere Allah’tan öncelik vererek Allah’a şirk koşmanızı ve hiçbir bilginizin olmadığı Allah hakkında konuşmanızı”.
16.    Akışkanlığı sağlamak amacıyla, ayetlerin esas anlamlarına dokunmadan, aksine daha da pekiştirerek sebep-sonuç ilişkilerine paralel olan bağlantılarına yönelik bağlaçlar veya bağlantıyı sürdürecek kelimelerle devam etme yöntemi kullanılmış olmalıdır. Böylece anlam birliği ve okuma akışkanlığı sağlanmış olur
17.     Yapılan anlamlandırma, Allah ile Elest-i Bezmi’de yapılan 7 anlaşma maddesine uygun olmalı ve çelişmemelidir. Yani Allah’ın tekliğine, tek insan nesli ve tek İslâm dini olduğu temel inancına, Evren bilimine öncelik vermeye, Kur’an’da olup din denilen Muhkem /değişmez ana kurallara, Şeytan’ı insanların düşmanı kabul etmeye ve nefs derslerinden başarılı olmaya uygun anlamlandırma olmalıdır.
18.    Benim anlamlandırma ve yorumlama kitabın olan “SEVGİ, BARIŞ-ADALETE SON DAVET KUR’AN’I ANLAMLANDIRMA, YORUMLAMA” kitabım dahil, hangi Kur’an tercüme veya anlamlandırma kitabını okurken, bir ayetin tercümesinde en ufak bir sıkıntı, zorlanacak hissi veya akla yatmazlık ile karşılaşılırsa, yapılan tercüme yanlıştır diye karar verilmeli ve hemen mutlak doğru olarak kabul edilmemelidir. Okuyanın içinde bu olumsuzluklar oluşturmayacak doğru tercümeyi buluncaya kadar da araştırma sürdürülmelidir. Çünkü her Kur’an tercümesi, veya anlamlandırması mutlak doğru olmayabilmektedir. Yapılan tercüme veya anlamlandırma, yapanın doğrusu olmaktadır. Halbuki her birimiz, kendi doğrumuzdan sorgulanacak ve sorumlu tutulacağız.
19.    Zuhruf-44. Şunu da bilesin ki bu Kur’an, Sana ve toplumuna anlayıp düşünecekleri bir uyarıcıdır /bir zikirdir ve hepiniz O’ndan sorumlu tutulacaksınız. Hesap günü de onun muhkem /değişmez amaç mesajlarını uygulayıp uygulamayışınız yönünden değerlendirilip sorgulanacaksınız.
Dolayısıyla, kabul edeceğiniz anlam daima kendi doğrunuz olsun. Çünkü siz, atalarınız da olsa başkasının doğrusundan değil, kendi doğrunuzdan sorgulanacak ve sorumlu tutulacaksınız. En az 3 Kur’an tercümesini aynı anda ve karşılaştırarak okunmasını öneririm.
20.    Zumer-23 ve Al-i İmran-7’nci ayetlerde belirtildiği gibi Kur’an’ın Muhkem /değişmez ana farz kurallar (Tartışılmaz açıklıkta, her zaman ve her toplum için uygun) ve Müteşabih /değişken (Zaman ve zemine göre bunun yanına farklı seçenekler de) iki tip mesajlı olması yanında Hicr-87’nci ayette açıklanmış olduğu üzere “Kendi içinde çift katmanlı ve 7 anlamlı” sözcükler içeren bir kitap olduğunu bileceğiz. Dolayısıyla da bir kelimenin uygun anlamını da bu genel prensipler ve Kur’an Ruhu dediğimiz kriterlere uygun seçeceğiz. Zorlaştırmayacağız, kolaylaştıracağız ve dini gereksiz ve zorunlu olmayan zorluklardan, hüzünden ve matem dininden kurtarmayı ana hedef bileceğiz.
Burada önemli olan, kendi doğrumuza yine kendi çabamız ile ulaşmamız ve benimseyip yaşamımıza yansıtmamız olmaktadır. Gösterilecek çabanın önemine ilişkin Hz. Muhammed Kasas-54 ve En’am-160’ncı ayetlere uygun şunu söylemiştir (Doğruyu bulmak üzere çaba gösterin. Eğer doğruya ulaşırsanız 2-10 arası sevap, yok yanlışa da ulaşsanız bile yine bir sevap kazanırsınız).
Kasas-54. Böylelerinin ödülleri, güçlüklere göğüs gerip sabretmelerinden dolayı iki kat verilecektir. Çünkü onlar kötülüğü /olumsuzlukları Salih amellerle uzaklaştırırlar ve kendilerine verdiğimiz nimetlerden muhtaçlara yardım için pay ayırırlar /infak ederler.
En’am-160. Şunu da iyice bilin ki, her kim bir iyilik /olumluluk yaparsa, kendisine yaptığı iyiliğin /olumluluğun on katına kadar karşılık verilecektir. Kim de bir kötülük /olumsuzluk yaparsa, ancak bir karşılığı ile cezalandırılır ve kendilerine asla haksızlık /zülüm edilmez.
Müddessir-49-51. ayetlerde olduğu gibi Kur’an, eşeklerin korkup kaçıştıkları bir aslan korkunçluğunda olmadığı gibi, içinde ne yazıldığını bilmediği halde onu taşıma durumunda kalmayı, eşek gibi olmakla örnekleyen  MUCİZE BİR YAŞAM KILAVUZU ’dur.   
Müddessir-49. Çünkü bu kişiler, ayrıca Dünya yaşamlarında kendilerine öğüt veren vahiy kitabından /zikir kitabından uzaklaşmışlardı, 50. Öyle ki, bir şeyden ürküp sağa sola kaçışan eşekler /merkepler gibi kaçmışlardı. 51. Sanki bir aslan onları kovalıyormuş gibi.
Cumu’a-5. Kendilerine Tevrat verilip de onu anlayarak okumadığı için Allah’ın buyruklarını da yerine getirmeyen topluluğun örneği, yük olarak içinde ne olduğunu bilmediği kitaplar taşıyan eşeğin durumuna benzer. Allah’ın ayetlerinin gerçek anlamlarını bilmediği için ret eden ve dolayısıyla da istenenlere uymayan bir topluluğun durumu ne kötüdür. Allah, bu şekilde zulme sapmış bir toplumun hidayete /doğru yola ulaşmasını gerçekleştirmez.
Ve Kur’an, kapağını açmakla başlamak üzere insana fayda sağlamaya başlayan, yanlış okunması, telaffuz edilmesi, yanlış anlayıp yorumlanması bile hiçbir şekilde de günaha yol açmayan ve her seviyedeki insanın bir şekilde faydalanacağı, Allah’ın hadisi /sözü olan temel ve tek anayasa kitabıdır.
NOT- Kitaplarını alarak NÖVAK Vakfımıza destek olabilirsiniz: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR’AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", “İSLAM’A SON DAVET KUR’AN”, "OKU!", "KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR” ve “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ” İnşallah haftaya devam etmek üzere.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi