KUR'AN'A GÖRE UZAY VE YAŞAM-2

Konuya kaldığım yerden devam ediyorum.
Kur’an’da UFO ve Zülkarneyn
Kehf-84. Biz onun yeryüzünü /Dünyayı yönetme gücünü kuvvetlendirdik ve her şeyin sebebine ulaştırıcı ayrıntılı bilgiyi ve her yere götürücü araçları da verdik. 85. Nitekim o, sebebe götürücü olmak üzere verdiğimiz bilgi ve bilim yolunu izledi.
Her yere götürme özelliği olan ve Zülkarneyn’e verilen araç acaba bir UFO /Uçan daire gibi bir şey mi? Uçan daireler hakkında son yıllardaki bilgilerimizle evet diyorum.
Kehf-86. Bir gün, güneşin kapkara bir gözde /delikte battığı bölgede yanlış yola sapmış bir topluluk ile karşılaştı. Biz ona: "Ya Zülkarneyn! Dilersen onlara hak ettikleri üzere zulüm edersin, dilersen de affedip iyi davranabilirsin" diyerek kararı ona bıraktık.
Zülkarneyn’in Dünyadan sorumlu ve toplumlara hak ettiklerini verecek yetkinlik ve güçte olan ilâhî idarecilerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Yine ayete göre, Dünyanın idaresinden ve savunmasından sorumlu olan Zülkarneyn, her yere götürücü aracı ile giderken, uzayda bir yerde, yanlış yola sapmış bir toplumla karşılaşmış olmaktadır.
Zülkarneyn’in karşılaştığı toplumun da, Güneş’i karanlık bir suda batan  bir uzay bölgesinde olduğunu söyleyebiliriz. Acaba batan bu Güneş, uzayda çok sayıda olup ömrünü tamamlayan ve bir karadeliğe giren Güneşlerden biri midir?
Zülkarneyn’in ilâhî idarecilerden biri olduğu görüşümü, 87 nci ayet desteklemektedir.
Kehf-87. O da dedi ki: "Kim haksızlık /zulüm ediyorsa ona ilk azabı Biz vereceğiz. Rabbine döndürülünce /huzuruna çıkarılınca da ayrıca ona görülmemiş bir ceza daha verilecektir". 88. "Buna karşılık iman edip, salih ameller gerçekleştirene gelince, Ahretteki en güzel ödülü Cennet olacak. Bu arada Dünya yaşamında kolaylık göstereceğiz".
Ayetlerde "Biz" diye tanımlanan, Dünyanın yönetiminden ve dolayısıyla insana Dünya yaşamı sırasında ödül veya ceza verebilme yetkisinde olan "İlâhî Yöneticiler" olmaktadır diyebiliriz. Dolayısıyla ödül veya ceza, henüz Dünyada iken başlamakta ve bunu Dünya yönetiminden sorumlu olan ilâhî görevliler yaparken, asıl ödül veya cezayı ise Ahirette Allah vermektedir. Ve bu duruma göre Zülkarneyn de bu ilâhî idarecilerden biri olmaktadır.
Kehf-89. Sonra başka bir yola yöneldi ve 90. Güneşin doğduğu yere varınca, kendilerini Güneş’ten koruyacak bir ev ve elbise gibi koruyucular yapma bilgisini henüz vermediğimiz /nasip etmemiş olduğumuz yine bir topluluk ile karşılaştı. Onların Allah’tan başka bir koruyanları da yoktu.
Ayette değinilen İlkel düzeydeki insanımsıların, Dünyanın jeolojik kıyameti olan yeniden yapılandırıldıktan sonraki dönemde ilk grup insanlar olduklarını söyleyebiliriz (Bedri Ruhselman).
Kehf-91. İşte böyle. Biz Zülkarneyn’in gittiği her yerdeki toplumları ve Zülkarneyn’in gücünü çok iyi biliyorduk. Çünkü Biz herkese seviyelerinin karşılığını veriyoruz.
Ayete göre Demek ki, Zülkarneyn’in de O’na idare gücünü veren ilâhî idareci amirleri bulunmaktadır. Bunlar, aynı zamanda Dünyada yaşayanları da sürekli izlemekte ve gerekli görülen müdahalelerde bulunarak, uygun bulunanlara destek veya engel olmaktadırlar.
Kehf-92.Sonra yine başka bir yola daha yöneldi. 93. Bu sefer de birer sed gibi olan iki yüksek tepe arasında bir yere gelince, orada çok farklı bir dil ile konuşan ve oldukça da geri kalmış başka bir toplulukla karşılaştı.
Yec’üc-Mec’üc, şeytana uymuş zararlı uzaylılardandırlar:
Kehf-94. Dediler ki: "Ey Zülkarneyn, Ye’cüc ve Me’cüc denilen toplumlar buralarda terör estirerek huzursuzluk çıkarıyor ve zulüm yapıyorlar. Biz sana vergi ve paralar versek, bizimle onlar arasına koruyucu bir engel /sed yapabilir misin?". 95. Dedi ki "Bana Rabbimin verdikleri daha hayırlıdır. Siz kendi gücünüz ile bana yardım edin de, sizinle onların arasına, onların size yaklaşmasını geri püskürtecek bir sed oluşturayım".
Kehf-96. "Bana demir saç levhaları getirin" dedi ve işe başlandı. İki dağın /gezegenin arasına demir saç levhaları dizildi ve aralarına koyduğu odunları ateşe verip çalışanlara “Körükleyin” dedi. İki sadaf /inci gibi yuvarlak tepe /gezegen arasına döşenen demir saç yığını bir ateş koru haline gelince, “Katranı /ham petrolü getirin ve kızışmış demir levhaların üzerine dökün” diyerek talimat verdi.
Sed kastedilerek, "geri püskürtücü özellikte" anlamı için "redma" kelimesi kullanıldığına göre, bu seddin, ona yaklaşmaya bile müsaade etmeyecek şekilde geri püskürtücü bir özellikte olduğu da anlaşılmaktadır (Tan Serhat Ahmet. Zülkarneyn,361).
Kehf-97. Zalim olan Ye’cüc ve Me’cüc’ün orduları, artık demirden saç levhalar ve katran dökülünce oluşan gaz buharından oluşmuş bir sed /engel ile kapanan ara bölgeyi ne aşabildiler ne de delebildiler. 
Enbiya-96 ncı ayette de belirtilmiş ve Yec’üc ve Mec’üc isimli olumsuz varlıkların Hadep isimli ve uçan daireye benzeyen araçları olduğuna değinilmiştir.
Enbiya-96. Ve yok edilmesine karar verilen toplumları perişan edecek olan Ye’cüc ve Me’cüc’ün önündeki engeller kaldırılınca ancak yok edici özellikteki hadepleri ile dere-tepe her yönden saldırıya geçecekler.
Kehf-83-98 arası ayetlerde sözü edilen Ye’cüc ve Me’cüc’ler şu anda uzayda tecrit edilmiş durumdadırlar. Zülkarneyn’in oluşturduğu geri püskürtücü sed ile bazı gezegenlerde olanlar gibi Dünya’nın da şimdilik korumaya alınmış olduğu ve ancak Dünya toplumunun iyice yanlış yola sapması ve helâk edilmelerine karar verilince saldırıya geçmelerine müsaade edileceği anlaşılmaktadır.
Kehf-98. Zülkarneyn; "Bu sed, Rabbimden size bağışlanan bir rahmettir. Fakat Rabbimin vaadi olan kıyamet ve hesap günü gelince onu yamyassı edecek güçtedir. Ve şüpheniz olmasın ki, Rabbimin vaadi gerçekleşecektir" diyerek Allah’ın gücünü vurguladı.
Ayete göre Demek ki sed, o kadar sağlam ki, ancak Dünyanın bulunduğu Evren bölgesinin büyük jeolojik bir kıyamet ile dağılması sırasında yıkılabilecektir diyebiliriz.
Birlik bilincini oluşturma faaliyeti demek olan Salat, pozitif enerjiyi arttırmada çok etkin olması nedeniyle bütün peygamberlerden istenmiştir.
Bu amaçla biz insanların, bu yok edici saldırılara muhatap olmamak için, Kur’an’da bildirilen ve benim 440 sayıda belirlemiş olduğum muhkem /değişmez ana kurallara ciddiyetle uymak ve böylece pozitif enerjimizi arttırmamak üzere çaba göstermemiz ve birbirimizi birbirimize ötekileştirici gruplaşmalara ve düşmanlıklara son vermemiz gerekmektedir. Ve Allah ile yaptığımız 7 konulu anlaşmanın maddelerine uymayı başarmamız şarttır diye düşünüyorum. Zaten Âdem de dahil bütün peygamberlere ısrarla yapılan uyarı, salata uymaları olmuştur.
Meryem-31. "Ve nerede bulunursam bulunayım Beni özel olarak korunmuş kıldı. Yaşadı¬ğım sürece de Bana, salâtı ve zekâtı uygulamamı emretti.
A’raf-170. Kitabın /Tevrat’ın gerçeğine sımsıkı sarılanları ve salâtı uygulayanları, kuşkusuz yaptıkları yararlı /salih toplumsal işlerden dolayı karşılıksız bırakmayacağız.
Müzzemmil-20. Bu nedenle vaktiniz elverdikçe ve zorlanmayacak şekilde, fırsat buldukça Kur’an’ı anlayarak, düşüne düşüne okuyun, öğrenin ve öğretin, salâtı (yani dayanışma ve yardımlaşma toplantı ve faaliyetlerinizi) kurumsallaştırarak (Vakıf, dernek vs şeklinde) uygulamayı devam ettirin ve muhtaçların ihtiyacını gidermek üzere zekâtı verin,

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR’AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri", "KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL” ve “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi