
Gazi Özdemir
LAİK DEVLET, DİNE KARIŞMAZ, KORUR-1
Beynimizde bulunan Piramidal, Ekstrapiramidal, Serebellar, Otonom, Duyu, Limbik yapılar ve Retiküler Formasyon olarak tanımlanan sistemler, tüm vücudumuzu mükemmel birer orkestra şefi gibi karşılıklı iletişim süreci ile çalıştırır ve yönlendirirler. Bu sistemlerin her biri iç işlerinde serbest, dışişlerinde ise karşılıklı dayanışma, danışma ve yardımlaşma prensibi ile çalışırlar. Limbik sistem dışındaki sistemler, vücudun dokusal madde kısımlarını organize ederlerken, sadece Limbik sistem duygusal özelliklerle ilgili bir sistemdir. Merhametli veya merhametsizlik, vicdanlı veya vicdansızlık, alınganlık, çalışkanlık veya tembellik, akıllılık, neşelilik, duygusallık veya vurdumduymazlık, cömert veya cimrilik, kıskançlık, ahlaka düşkünlük, dinî inanışta olma veya olmama, çabukluk veya ağırlık, belirli kabiliyetlerde oluş gibi kişilik özellikleri bu sistem tarafından düzenlenir. Maddî ölçülebilirlilikleri olmadığından bu özellikler soyut, elle tutulmayan, gözle görülmeyen ve tartılamayan özellikler olduklarından, bu duygusal özellikler diğer sistemlerin ilgi alanı dışındadırlar. Dolayısıyla da diğer hiçbir sistem, Limbik sistemin kontrolü altında olmadığı gibi, Limbik sistem de diğer hiçbir sistemin işlerine karışmaz ve idare etmeye kalkışmaz. Ancak vücudun yaşaması ve sağlıklılığı ile dengeli çalışması temelinde karşılıklı dayanışma vardır. Çünkü Limbik sistemin görevi, daha önce belirtmiş olduğumuz gibi elle tutulan ve ölçülebilir olan dokusal değil, kanaate dayanan duygusal temellidir.
Demokrasideki laiklik prensibinin özünde de böylesi bir iletişim söz konusudur. Burada taraflardan biri soyut olan din ve çoğu somut olan dinî kurallar, diğeri ise devlet idaresine yönelik idarî ve toplumsal düzene ilişkin somut hukuksal kurallardır. Kur'an'da bulunan somut hukuksal, ahlâkî ve davranışsal kurallar Al-i İmran-7 nci ayette Muhkem /kesin hükümler ve Müteşabih kurallar olmak üzere 2 şekilde yer alırlar (Al-i İmran-7. Ey Peygamber! Allah'ın indirmiş olduğu bu kitabın bazı ayetleri kesin hükümlü / muhkem özellikli, değişmez, herkes tarafından açık seçik kolaylıkla anlaşılan ve kitabın anaları /temeli /ana iskeleti ve hedef /amaç mesajlarıdır. Geri kalanların bir kısmı ise çok anlamlı /değişken benzeşimli (müteşabih) mesajlar olup, bunların bazısı ilahi yapı ile ilgili semboller veya bilimsel bilgiler halinde, bazısı da kesin hükme yönelik, araç /yöntem /vesile mesajlardır. Kalpleri ve düşünceleri kötü niyetli olanlar, insanların arasına fitne sokmak ve kafaları karıştırmak için, çok anlamlı olan müteşabih /araç mesajlara bile bile daha fazla önem verirler. Hâlbuki onların sembolik ve bilimsel özellikte olanlarının gerçek anlamlarını bir Allah, bir de "Ey Rabbimiz! Bildirdiğin ayetlerin hepsine inandık, hepsi Rabbimizdendir." diyen, bilim adamları bilir. Ayetlerin bu ayırımını da yine akıl, bilim ve düşünce sahiplerinden başkası anlayıp, düşünüp yapamaz.). Muhkem hükümler tek bir kelime veya kısa cümle halindedirler. Örneğin mirası, vasiyet işlemini uygulayın, zina edeni cezalandırın, haksız ve bilinçli olarak adam öldürene kısas veya fidye uygulayın, hırsızlık yapanı bu işlemden engelleyin, uzak tutun, borç işini şahitli ve kayıtlı yapın, şehvet yerlerinizi örtün gibi. Sosyo-ekonomik yaşamla ilgili olan daha birçok muhkem /kesin hüküm evrensel, ebedî, yani her zaman geçerli ve tartışmasız kesinliktedir. Ki bu özellikleri ile bu hükümler bütün ülkelerin Anayasa ve kanunlarında bulunan ana hükümler şeklindedirler. Bunların hiçbir şekilde farklı yorumlanmaları ve dolayısıyla da kişilerin kanaatine ve istismarına açık yönleri bulunmamaktadır. Sözde din adamlarının bu hükümlerle ilgili olarak "Benim yorum ve kanaatim budur" deme riskleri yoktur. Zaten Kur'an Şeriatı dediğimiz de işte bu muhkem /kesin hükümlerdir. "İslâm'ın Şartı Sadece 5 Değil" kitabında 400'ün üzerinde sayıda belirlemiş olduğum bu hükümlerin her biri birer ibadettir ve Din dediğimiz Ana kurallardır.
Ayete baktığımızda Müteşabih diye tanımlanan mesajların zaman ve zemine, yani toplumdan topluma değişken özellikli olduğu görülmektedir. Ve Kur'an'da bulunan müteşabih mesajlar, o zamanki topluma /lara uygun olan kurallardır. Bu değişken benzeşik özellikli mesajlar sayesinde Kur'an ebedî ve dinamik bir kitap özelliğinde olmaktadır. Bu mesajlar, Muhkemlere götürücü araç, vesile ve yöntemler demektir. İşte bu vesileler de hem zamanla, hem de toplumdan topluma değişkendirler. İnsanların özgür karar verici, toplumda huzur ve inandığı gibi dinini uygulama serbestisi sağlayacak olan alanlar bu mesajlar olmaktadır. Ancak içleri fesat olanlar müteşabih mesajları da değişmez muhkem hükümler diye kabul edip, toplumları bunlara yönelik kanaatlerine göre yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Buradaki tehlike, bu görüşte olanların Devlet yönetimini etkileyip, toplumu Devlet kararları şeklinde yönetme seviyesine ulaşmaları olacaktır.
İşte Laiklik yaklaşımı, Dine ait kuralların Devlet Kuralları haline dönüşmemesi, Devlet kurallarının Dine göre değil de, Din Kurallarının Devlete uyarlanarak uygulanması ile insanlar, Dinsel kanaatlerden korunmuş olmaktadır. Burada Devletin rolü, insanların dine dayalı uygulamalarında özgürlük sınırında olmak şartı ile serbestilerini sağlamak, korumak ve kollamak olacaktır.
Çünkü Devlet Din kurallarında özellikle kanaate dayanan Müteşabih (değişken benzeşik) mesajlara göre belirleme işin içine girdiğinde, farklı kanaat grupları karışmaya ve gruplar arası görüşleri kabul ettirme uğraşıları, durumu için içinden çıkılmaz karmaşaya götürecektir.
Atatürk, laikliği TBMM toplantısında yaptığı bir konuşmada şöyle özetleyerek tanımlamıştır: "Terbiye ya milli olur, ya da dinî olur. Biz dinî terbiyeyi aileye bıraktık. Milli terbiyeyi de devlete aldık. Okullarımızda ve bütün kültür müesseselerimizde milli terbiye esas alınmıştır. Çocuk dinî terbiyesini ailesinden alacaktır. Bu arada İlahiyat Fakülteleri de dinî terbiyeyi takviye edecektir.".
Laik devlet konusuna, haftaya inşallah devam etmek üzere.
NOT. 11 MAYIS 2016 tarihinde 2 haftada bir Çarşamba günleri saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "DİN-BEYİN ve KUR'AN SOHBETLERİ" ne İnşallah devam edeceğim.