
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Madem hiç şansı yok, iktidar şimdiden kutlamaya başlasın seçim zaferini...
Bir yarışta ya da seçimde...
Kendisine hiç şans tanınmayan insanlar kesinlikle ciddiye alınmaz.
Kazanma ihtimali sıfır olan bir insanın, adı bile geçmez.
Hiç kimse arkasından gitmediği gibi, yanlış anlaşılacak diye yan yana bile gözükmek istemez.
İşte; son aylarda Büyükerşen'e önümüzde ki seçimler için hiç şans tanımayanlar bir hayli fazlalaştı.
-"Bu sefer işi gerçekten bitti" diyorlar...
Sadece bu mu söyledikleri...
-"Eskişehir'e verecek ne projesi kaldı, ne de heyecanı" da diyorlar.
Dahası...
-"Şu Trafiğin hali bile seçimi kaybetmesine yeter de artar bile" diyenler var.
Hatta...
-"Bir Tramvay bir porsuk ve iki de park ile bugünlere kadar geldi. Artık insanlar bu tür göz boyamaları yemiyor" şeklinde yüksek sesle konuşanlar da mevcut.
Durun daha bitmedi...
-"Yaşı 70 işi bitmiş" diyenleri mi ararsınız? Yoksa "Bu operasyonla her türlü foyası ortaya çıktı" diyenleri mi?
Daha sayalım isterseniz...
-"Bir belediye Başkanı 15 yılda bu kadarını mı yapar?" diyenlerden tutun da, "CHP'den seçimlere girecek ve ayvayı yiyecek" diyenleri de unutmamak lazım.
İşte, yukarıda ki bu sözlerin tümünü söyleyenlerin ortak buluştukları fikir;
-"Büyükerşen'in işi bu seçimde bitik" sonucudur.
Tüm bunlardan sonra, yukarıda ki giriş cümlelerini bir daha tekrarlayalım isterseniz.
Bir yarışta ya da seçimde...
Kendisine hiç şans tanınmayan insanlar kesinlikle ciddiye alınmaz.
Kazanma ihtimali sıfır olan bir insanın, adı bile geçmez.
İyi de...
Büyükerşen'in, yarışta da seçimde de söz konusu olduğunda ismi bir hayli geçmeye devam ediyor ama...
Birileri "işi bitik" dese de, kendisine şans tanıyan bir dünya insan bunu açıkça söylüyor.
Bereket...
İktidar Partisinin Eskişehir'deki aktörleri bu söylenenleri yemiyor.
-"Hiç şansı yok" diyenler, her ne kadar iktidara şirin görünme amacı taşısa da, şimdilik söyleyenlerin rüzgarına kapılmıyor.
En önemlisi de;
-"Büyükerşen'in işi bitik" diyenlere inanıp, yan gelip yatmıyor.
-"Madem Büyükerşen'in hiç şansı yokmuş, o halde kimi göstersem kazanır" deme yerine, harıl harıl "Seçimi kazanacak aday bulmalıyız" telaşıyla uğraşıyor.
İyi ki de böyle yapıyor.
Aksi halde, "Büyükerşen'in hiç şansı yok" diyenlere inanıp kapılsa, belki de Eskişehir'de tarihi üçüncü kez kendi eliyle tekerrür ettirecek.
Ama her şey bir yana, siyasette böyle bir şey...
Bakarsınız ilerde iktidar partisi olur ya, "Büyükerşen dönemi artık bitti" diyenlere inanacağı tutar.
İşte o zaman kendi sonunu da hazırlar.
Tıpkı, önceki iki seçimde de olduğu gibi...
Ne olmuştu o seçimlerde hatırlayanınız var mı?
Biz söyleyelim;
-"Koskoca iktidar partisinin karşısında bir tek kişi ne yapabilir ki?" demişti birileri...
Aynan bu gün söylenilenler gibi...
İşin kötüsü...
Buna da inanmıştı iktidar partisi.
...........
İlber Ortaylı'dan Nabi Avcı'ya dolaylı destek
İlber Ortaylı, Türkiye'nin şüphesiz en önemli Tarihçilerinden biri.
Küçükçekmece Belediyesinin düzenlediği bir toplantıda konuşan Ortaylı, Milli Eğitim Bakanı değişikliğine ilişkin;
"Hükümetin son zamandaki en akıllı reaksiyonunu Milli Eğitim Bakanı'nı değiştirmekte buluyorum. Böyle bir memlekette böyle bir muharip politikası olmaz. Onun için ben bu tip bir geri çekmeyi fevkalade isabetli buluyorum" demiş.
Ardından da...
Eski Milli Eğitim bakanının, kalkınmanın 950 li yıllardan itibaren başladığına ilişkin düşüncelerine katılmadığını belirterek;
-"Türkiye'nin kalkınmasına yardım edenlerden Allah razı olsun. Rahmetle, şükranla anıyoruz. Bunların içine 950'den sonrası var. Ondan evveli yok. Bu da çok yanlış bir şeydir. Bu dediğim yapılanma öyle 50 senede olmaz. Bu sınıra riayet etmek zorundasın eğitimde. Fanteziye yer yoktur. Hükümetin son zamandaki en akıllı reaksiyonunu Milli Eğitim Bakanını değiştirmekte buluyorum. Milli eğitim bakanı benim tanıdığım bir adam değildir. Ne dostum, ne düşmanımdır. Hiçbir bilgim yoktur. Fakat takip ettiği politikanın bu memleketin realitesiyle alakası yoktur. Böyle bir memlekette böyle bir muharip politikası olmaz. Onun için ben bu tip bir geri çekmeyi fevkalade isabetli buluyorum" diyerek tamamlamış sözlerini.
Böylece...
Dolaylı da olsa, Türkiye'nin en ünlü Tarihçisinden, yeni Milli Eğitim bakanı Nabi Avcı'ya bir destek gelmiş...
.......
Maşallah herkes her yerde...
Ticaret Odası'nın sadece meclis ve komiteler bazında 100'e yakın üye, aynı zamanda Sanayi Odası üyesi.
Sanayi Odası üyelerinin içinde yüze yakını, aynı zamanda Ticaret Borsası üyesi.
Ticaret Borsası üyelerinin 30'a yakını, aynı zamanda Eskişehirspor üyesi.
Eskişehirspor üyelerinin içinde, Ticaret Odası yönetim ve meclisinde bulunan 40 a, 50'ye yakın isim var.
Sanayi Odası üyelerinin içinde 20-30 kişi, aynı zamanda Eskişehirspor'un da üyesi.
Belediye Meclis üyelerinin yüzde 60'ı aynı zamanda Ticaret Odası üyesi, geri kalanı ise Sanayi Odası ve esnaf Odalarına üye.
Eskişehirspor yönetimi ve üyelerinin neredeyse yüzde 70'i Ticaret, geriye kalanı da Sanayi oda üyesi.
Gördüğünüz üzere, herkes her yerde bulunuyor Eskişehir'de.
Biz zaman zaman "Bu şehirde her olay 150-200 kişi etrafında dönüp duruyor" diyoruz da, kimse inanmıyor...
........
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Bir uçakta cingöz bir avukat ile sarışın aptal görünüşlü bir hanim yan yana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşça vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim. Ve ilk soruyu soruyor: -Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır? Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış. Soru sorma sırası sarışına gelmiş: -Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla aşağı inen şey nedir? Adam dakikalarca düşünmüş yanıtı bulamamış. Cüzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
-Cevap ne peki? Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar Vermiş