4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

MADENCİLİK VE TÜRKİYE

Toryum ve Bor'la ilgili, yazılarımızdan sonra, okuyuculardan madenlerle ilgili umut verici görüşler geldi. Bu gelişme, madencilikte, kamunun etkin gözetim ve denetimini sağlayacak, diğer taraftan söz konusu faaliyetlerin, çevre ve ekosistemlerin korunmasını da gözetecektir. Madencilikteki gelişme, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunurken, "ulusal madencilik politikası" nı da oluşturacaktır.
Madencilik faaliyetlerinde amaç, insanın refah ve mutluluğudur. O nedenle de İnsan onuruna ve emeğine saygı, madencilik faaliyetlerinin planlanma ve uygulanmasında hareket noktası olmalıdır. Kamu yararı, öncelikli olarak göz önünde tutulmalıdır.
Ülkemizdeki, maden sektöründe üretim artırılmalıdır. Ancak, söz konusu üretimin hedefi dış satım değil, ülke sanayi sektörleri olmalıdır. Madencilik sektörünün, ülke kalkınmasındaki kritik önemi, fazla miktarlarda üretilip, yurt dışına satılarak döviz elde edilmesinde değil, ancak, yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlamasındadır.
Gelişmiş teknoloji kullanımı ve yeni madencilik teknolojilerinin geliştirilmesinde üniversitelerimize, özellikle de maden fakültelerine, ciddi görevler düşüyor. Çünkü söz konusu teknolojiler üretmek ve uyum sağlayacak ve bunları kullanabilecek iyi eğitilmiş işgücüne de ihtiyaç karşılamak maden fakültelerinin öncelikli görevleridir.
Ayrıca maden sektöründe, teknik eleman istihdamının süratle arttırılması, genel verimliliğin artışı bakımından, son derece önemlidir. Madencilik faaliyetinin her aşamasında, en az bir maden mühendisinin varlığı zorunlu olmalıdır. Üniversitelerde ve diğer örgün öğretimde, Madencilik sektöründeki, eğitim ve öğretim konusunun, yeniden ele alınması ve sektörün gereksinim ve beklentilerine cevap verilmesi gerekmektedir.
Madencilik sektöründe, her aşamada ileri teknoloji kullanımı şarttır. O nedenle de bu alanda, Maden Fakültelerinde Ar-Ge çalışmaları zorunlu hale getirilmelidir. Çünkü üretim ve kaynak performansının iyileştirilmesi ve yeni ürünlerin elde edilmesine yönelik olarak yeni gelişen teknolojilerin kullanımı, sektörün ülke kalkınmasına katkısı bakımından önemlidir.
Ülkemizdeki üniversiteler ve Maden Fakülteleri, üretken olmalıdır. Bilgi ve teknoloji üreterek varlıklarını sürdürmelidir. Nitekim Amerikan üniversite modeli, "Market Model University" = "Pazar Temelli Üniversite" olarak kavramsallaştırılır. Çağdaş şirket modeline göre tasarlanan modelin, amacı "karı maksimize etme" kuralına uygun işlemektedir. Bu kapsamda "öğrenci-üniversite", "üniversite-toplum" ilişkisi ve en önemlisi akademik içerik, bu kurala göre yapılandırılmıştır (Karatepe,2007).
Bu üniversite modeli, Amerika'nın sürekli büyüyen sanayisinin, her türlü ihtiyacını karşılamış, özellikle savaşlar sırasında, kritik misyonlar yüklenmiştir. 2. Dünya Savaşı sırasında, atom bombasının ve Vietnam Savaşı' ında kullanılan napalm bombalarının yapımı, ABD, üniversiteleri eliyle gerçekleştirilmiştir.
Ülke madencilik sektörünün gerek kamu gerekse özel kuruluşlardaki yönetsel yapıların verimsiz ve yetersizidir. Bu yapıların verimliliğine yönelik çalışmalar, madencilik sektörünün gelişimi bakımından, son derece önemlidir. Söz konusu yapılarda, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ve mutlaka sağlanmalıdır.
Madencilik sektörünün, şeffaflık ve sektörde bilgi akışı sağlanmalı, alınan kararlardan toplumun her kesimi bilgilendirilmelidir. Madencilik sektöründe, yerel halkın onayını mutlaka alınmalıdır. Halka rağmen, hiçbir ekonomik girişimin, ülkeye yarar getirmesi beklenemez. O nedenle de yöre halkının da katılımı mutlaka sağlanmalıdır.
1986 yılında, Başbakan olan Turgut Özal'ın, isteği doğrultusunda hazırlanan 3213 sayılı maden kanununun ardından, Eurogold, Tüprag, Dardanel, Cominca, Anglo Tur, Anatolia Minerals, eldorado gold gibi şirketler, gerekli izinleri alıp, arama çalışmalarına başladılar. Bu şirketlerden bazıları da ellerindeki imtiyaz haklarını yeterli görmeyip, Eczacıbaşı Holding ile Dedeman'ın uhdesinde bulunan, maden sahalarındaki arama izinlerini de ele geçirdiler.
Bu şirketlerin, ülkemizdeki aramalar sonucu, devlete sunduğu gerçek fizibilite çalışmalarına ve yapılan anlaşmalara ulaşmak mümkün değildir. Çünkü bu bilgiler gizli tutulmaktadır. Kazı kesitleri ve maden rezervlerini, devlet bile bu şirketlerin beyanından öğrenmektedir. O nedenle de madencilik sektörünün, her alanında, şeffaflık ve sektörde bilgi akışı sağlanmalı, alınan kararlardan, toplumun her kesimi bilgilendirilmelidir.
Dünyada, madencilik, sanayinin gelişmesinde, lokomotif ve ülkelerin ve kentlerin, kalkınmasında, sürükleyici bir rol oynar. Madencik, aynı zamanda, sanayinin itici gücü, katma değeri yüksek olan, kaynak ve istihdam yaratan bir sektördür. O nedenle de üniversitelerin, Özelikle de Maden Fakültelerinin, Ar-Ge çalışmaları yapmaları yanında üretken, olmaları da zorunlu hale getirilmelidir. Çünkü ÜRETMEDEN, TÜKETEN TOPLUMLAR, NİHAYETİN DE YOKSULLUĞA MAHKÛMDUR.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi