
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Muhtarlar Garip Yıldırım için bu kez Kılıçdaroğlu'na kadar çıkmış
ESKİ de yaşanan sıkıntı, her geçen gün değişik bir boyut kazanıyor.
İsterseniz yaşanan sıkıntının başlangıcını ve bu güne kadar geliş sürecini şöyle bir hatırlatalım.
Uzun süredir ESKİ Genel Müdürlüğü grevini yapan Garip Yıldırım, hem Büyükerşen'in çevresinde ki bazı insanlarla ters düşmesi, hem de CHP kongre sürecine müdahil olması nedeniyle gözden düşüverdi.
Büyükerşen ile sıcak olan arası soğudu.
Bunun üzerine; ESKİ Genel müdürü Garip yıldırım üç aylık uzun bir tatile çıktı.
Çıkarken de Emeklilik dilekçesini nasıl olduysa verdi.
Üç aylık uzun emeklilik, "Emekli olup ayrılacak" ya da "Görevden alınacak" yorumlarına yol açtı.
Bunun üzerine Garip Yıldırım; "Ben görevimin başındayım. Kimse beni görevden alamaz" dedi.
Fakat, ESKİ Daire Başkanlarına gönderilen resmi yazıda Garip Yıldırım'ın emeklilik dilekçesinin işleme konulduğu, yerine de Belediye Genel Sekreterinin vekalet edeceği bildirildi.
Bir de bunun üzerine, emekliye ayrılan eski Genel Müdür göreve çağrılarak, Genel müdür yardımcısı ve vekili olarak işe başlatıldı.
Garip Yıldırım "Benim 65 yaşına kadar çalışma hakkım var. Devlet bana bu hakkı tanımış" diyerek, emeklilik dilekçesini geri alacağı ve göreve devam edeceğini söylemiş olsa da, ESKİ Genel müdürlüğünde Garip Yıldırım'ın izin gününün biteceği tarih merakla beklenilmeye başlandı.
Bu arada, konu ile ilgili hiçbir görüş açıklamayan Yılmaz Büyükerşen, sorulan sorulara da;
-"Bu hukuksal bir süreç" demekle yetindi.
MUHTARLAR ÖNCE BÜYÜKERŞEN'E GİTMİŞ
Bu süreç yaşanırken, bazı köy muhtarları "Garip Yıldırım yeniden görevinin başına dönsün" demek için geçtiğimiz günlerde Yılmaz Büyükerşen'e gitmiş.
Bu taleplerini de, yaptıkları görüşmede bizzat iletmişler.
-"Garip Yıldırım çok iyi hizmet ediyor. Görevine devam etsin" demişler.
Büyükerşen muhtarlara önce;
-"Garip yıldırım'dan size ne?" diye çıkışmış.
Ardından da...
-"Eğer su ile ilgili bir meseleniz varsa söyleyin. Yoksa ESKİ Genel müdürünün kim olacağı sizin değil benim meselem" diyerek yollamış muhtarları.
MUHTARLAR BU KEZ CHP GENEL BAŞKANININ YANINDA ALMIŞ SOLUĞU
Büyükerşen'in tavrı üzerine pes etmemiş muhtarlar.
Bir otobüs tutup, toplu halde Ankara'nın yoluna düşmüşler.
CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan randevu alıp, çıkmışlar yanına.
Meseleyi anlatıp;
-"Biz Garip Yıldırım'ı ESKİ nin başında görmek istiyoruz. Ama Büyükşehir belediye Başkanı emekliye sevk ediyor. Ne olur olaya bir el koyun" demişler.
Kılıçdaroğlu dinlemiş tabi muhtarları.
Net cevap vermese de; -"Bakalım bir meseleye" demiş.
Anlayacağınız o ki, ESKİ Genel müdürlüğünde yaşanan sıkıntı her geçen gün değişik bir boyut kazanıyor.
Muhtarların Kılıçdaroğlu'na kadar çıkıp, meseleyi anlatmaları neyi çözer bilemiyoruz ama...
Büyükerşen'i bir hayli kızdıracağı ortada...
..........
Eskişehir'in büyük mü küçük mü olduğu nereden baktığınıza bağlı...
Eskişehir'de bir dönem "Milyoncu" adı altında ticaret yapanlar türemişti hatırlarsanız.
Kısa süre içinde hemen her sokakta bir tane "milyoncu" açılmıştı.
Satılan her malın o dönem 1 milyon lira olması nedeniyle konulmuştu bu isim.
Çok da ilgi gördü hemen hepsi.
İnsanlar, ufak tefek ihtiyaçlarını buradan karşılar hale geldiler.
Öyle ki...
Salam-sosis gibi gıda maddeleri bile 1 milyon'dan satılıyordu bu işyerlerinde.
Baktılar vatandaş itibar ediyor ve dolduruyor bu işyerlerini.
Yanlarına hemen başka Milyoncu'lar açmaya başladı...
İş öyle bir hale geldi ki...
Neredeyse her sokağın bir Milyoncu'su oldu.
Böylece...
Para kazanan milyoncu da kazanamaz hale geldi ve hepsi birden kapatmak durumunda kaldı.
Bir zamanlar her sokakta var olan Milyoncu'lar dan bu güne kala kala birkaç tane ancak kaldı.
Diğerleri battı gitti.
Milyoncu ismiyle açılan işyerlerini batıran ise, yanlarına açılan diğer Milyoncu'lardı.
BİR ARA TELEFONCU FURYASI
VARDI HATIRLARSANIZ
Sonra Telefoncu furyası başladı Eskişehir'de...
İki adımda bir telefon satan işyerleri açılmaya başladı birbiri peşi sıra.
Para kazandığını gören, dükkan aramaya başladı en uygun yerde.
Öyle büyük dükkan da gerekmiyordu bu iş için.
Nasıl olsa vitrine koyacak telefon imitasyonları da olduğu için az bir sermaye yetiyordu.
Kısa süre içinde aynı yol üzerinde onlarcası kuruldu.
Başta iş yapar gibi olsa da, sonradan işler bozuluverdi.
Alışveriş merkezleri içinde açılan dev elektronik mağazaları, değim yerinde ise hepsinin canına okuyuverdi.
Çoğu kapatmak durumunda kalırken, bazıları ise direnebilmek için ikinci el telefon alışverişinin yapıldığı işyerlerine dönüştü.
Kalanlar ise hala yaşam mücadelesi veriyor.
NER ADIM BAŞI ÇİĞKÖFTECİ MODASI VAR
Benzeri durum şu sıralarda da yaşanıyor.
Şehir merkezinde bir Çiğköfte furyası almış başını gidiyor.
Her iki adımda bir karşınıza Doğu illerinin isimlerini taşıyan Çiğköfte işyeri çıkıyor.
Zannedersiniz ki insanlar Çiğköfte'den başka bir şey yemiyor.
Hiç temenni etmeyiz ama, birbiri ardına açılan işyerleri, her zaman olduğu gibi yine birbirlerine zarar verecek gibi.
LÜKS KONUT FURYASI VARDI BİR ARA..
Hadi bunlar küçük çaplı ve dükkan ölçeğinde ki yatırımlar.
Aynı şekilde bir de büyük çaplı olanları var.
Hepsini yaşadık bu şehirde biliyoruz.
Bir ara lüks konut furyası başladı Eskişehir'de.
Vişnelik, Sümer ve Batıkent'te birbiri ardına lüks konutlar inşa edilmeye başlandı.
400-500 Bin liradan satışa sunulan lüks konutlar baktı ki alıcı buluyor, şehrin her yanına yayıldı Lüks konut furyası.
Çoğu alıcı bulamadı, çoğu fiyat düşürmek durumunda kaldı. Elde kalıp, satılamayanlar da cabası.
İNŞAAT SEKTÖRÜ APART'I KEŞFETTİ AMA...
Lüks konut'tan umduğunu bulamayan inşaat sektörü bu kez öğrencilere yönelik Apart Daireleri keşfetti.
Bağlar caddesi adeta üst olarak belirlendi.
Binlerce Apart yapıldı.
Yapılan Apartlar peynir ekmek gibi gitmeye başladı.
Bunun üzerine; Emekli, Berber, Kasap, Manav, ve aklınıza gelebilecek her türlü meslekten insan, Apart daire yapmaya başladı Eskişehir'de.
Bağlar caddesinde ki üs, böylece Osmangazi ve Anadolu Üniversitelerinin çevresinde ki mahallelere sıçradı.
Apart işi hala revaçta ama, şu da bir gerçek ki Eskişehir Apart'a doydu.
Her ne kadar "Öğrenci olduğu ve sayısı her geçen gün arttığı müddetçe Apart'a olan ihtiyaç daima olur" diye düşünülse de...
Olay bugün olmasa bile yarın bir yere gelip dayanacak.
EN SON OTEL MODA OLDU
Şimdilerde ise revaçta olan tek yatırım Otel.
Şehir merkezinde mantar gibi Otel temelleri atılıyor.
Hepsi büyük yatırımlar.
Hepsi son derece modern tasarımlar düşünüyor.
Her yatırımı yapan "Eskişehir'in Otel'e ihtiyacı var" düşüncesiyle çıkıyor yola.
Hepsi yaptığı yatırımın çok para kazandıracağını düşünüyor.
Yatırıma başlayan onlarca otel bir yana, bir de bu kadar düşünce aşamasında olan var.
Hepsi tamamlanıp faaliyete geçtiğinde ortaya "Oteller şehri" diye bir tanım çıkacak.
Eskişehir bu kadar Otel yatırımını karşılar mı?
İşte bu sorunun cevabını pek merak eden yok.
Ya hepsi para kazanacak ve yenilerinin açılmasına vesile olacak.
Ya da...
Tıpkı Milyoncu'lar, Telefoncular, AVM ler gibi, pek çoğu birbirini yok edecek.
GELELİM BU GÜNE...
Bu güne gelindiğinde şöyle bir bakıyoruz,
Bir zamanların "milyoncu" mağazaları şimdi yok.
Telefoncular ise, birbiri ardına açılmalarından dolayı para kazanamıyor.
Eskişehir Apart dairelere doyduğu için, artık bu da karlı bir iş olmaktan çıktı.
Çünkü, şehir merkezinde Apart yapacak yer kalmadı.
Yapılanlar, şehir merkezinin uzağında yapılıyor, durum böyle olunca da müteahhide para kazandırmıyor.
AVM ler deseniz, biri dışında istedikleri potansiyeli hala yakalamış değil.
Bir tek Otellerin işi iyi gidiyor.
Yeni yapılmakta olan otellerin de bitip hizmete girmesiyle, onların da ne durumda olacakları ortaya çıkacak.
........
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Karısından boşanmış olan bir adam, o gün annesini görecek olan kızına:
- Al kızım bu zarfi. Sen artik 18 yaşına bastın. Bu annene vereceğim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adım geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret demiş.
Kız annesine gidip:
- Anne babam bu zarfı sana gönderdi. Ben artik 18 yaşıma bastığımdan sana gönderdiği son nafaka çekiymiş. Zarfı sana verip sonra 1 adım geri çekilip senin yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi.
Annesi:
- Peki kızım. Şimdi babana git, 18 seneden sonra ona aslında senin gerçek baban olmadığını söyle. Sonra 1 adım geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret!