Eskişehir'den milletvekili adayı gösterilen ve seçilen Nabi Avcı, aday gösterildiği ana kadar Eskişehirlilerin yakından tanıdığı bir isim değildi.
Zaten...
Kendisinden önce ismi konuşulmaya başlandı.
Başbakan'a en yakın isimlerden biri olarak lanse edilmesi ve isminin "Bakan olabilir" şeklinde sürekli gündemde tutulması Avcı'nın bir anda, iktidarın Eskişehir'den sorumlu ismi olmasına yol açtı.
Resmi olmasa da, kamuoyunun böyle bir görevlendirmede bulunması, Eskişehir ile ilgili taleplerin de sürekli kendisiyle eşleşmesine yol açtı.
Bu aşamada...
Nabi Avcı Eskişehir ile ilgili meselelere dahil olmaya başladı.
Her düzenlenen toplantıda ve her görüldüğü yerde, Eskişehir'in tartışmaya açık konuları yöneltildi kendisine.
Yeni Stadyumdan tutun da, yeni Gar binasına ve Uçak seferlerine kadar.
Dikkat ettik, Nabi Avcı ne sorulursa sorulsun;
-"Öyle olur" ya da "Böyle olur" diyerek kesin bir karar ortaya koymuyor.
Sürekli olarak söylediği bir şey var ki; o da "Kamuoyu çoğunluğu neye karar verirse öyle olacak" diyor.
Bir anlamda...
-"Eskişehir ile ilgili meselelerde kararı Eskişehirliler verecek. Bize de gerçekleştirmek düşecek" demeye getiriyor.
Bu elbette katılımcı demokrasi açısından güzel bir yöntem.
Ancak bunun uygulanabilirliğinin çok zor olduğu ortada.
Örneğin...
Nabi Avcı, Stadyum yeri konusunda Eskişehir kamuoyu çoğunluğunun ne düşündüğünü nasıl tespit edecek?
Keza Gar binası ve diğer Eskişehir ile ilgili meselelerde, kamuoyunun nasıl düşündüğü nasıl ortaya çıkartılacak?
Her defasında referandum mu yapacak?
O yüzden, Nabi Avcı'nın, Eskişehir ile ilgili meselelerde "Kararı Eskişehir kamuoyu verecek, biz de gerçekleştireceğiz" şeklinde ki söylemini iyi niyetli bulmamıza rağmen, biraz kuşkulu da geliyor bize.