Narin…

Narin…

Diyarbakır’da katledildi.

Katiller en yakını…

En yakınlar hep en kötüler midir dedirtiyor insana…

Yapanlar kadar susanlar da kötü…

Susanların yanında kör kalanlar da…

Vicdanını dahi susturabilenlerden daha zalimi var mıdır ki?

Narin…

8 yaşında öldü.

Öldürüldü.

Sebebini kimse bilmiyor.

Sorgulamak hata.

8 yaşındaki bir çocuk neden öldürülür?

Zalim zalim işte.

Okullar açıldı.

Zil çaldı.

Duvarlar yasta.

Koridorlar yasta…

Gülüşler, kahkahalar el etek çekti.

Bütün gözler Narin’i aradı, bütün sesler Narin’i anımsattı.

Bütün çocuklar Narin gibi baktı.

O an suskunlaştı.

Zaman durdu.

Acı sabitleşti.

En yakınının döktüğü gözyaşları sahteleşti.

Gözyaşı bile yalancı çıktı.

Utandı insan!

Acıyı küçücük bir bedene böylesine yük edindirdiği için kalp dert edindi.

Sezen Aksu “Ünzile” derken ne dediği anlaşıldı.

Narin acıyla gitti ama acısını bize bıraktı.

En güzel gülüşleriyle uyuyor şimdi.

Yıldızlar dostu…

Kalbi huzurlu…

Gitti ama ardında yaşayan milyonlarca Narin bıraktı.

İçimize aktı, içimizde yaşam buldu.

Narin ölmedi.

Narin hep 8 yaşında kaldı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi