1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ne oluyor bu şehrin bürokratlarına?

Dikkatimizi çekmeye başladı...
Siyaset ve seçim ortamlarında çok sık dolaşmaya başladı bürokratlar.
Adam bir Oda ya da derneğin Başkanlığına aday olacak, çeşitli etkinlikler düzenliyor. Bakıyorsunuz, o oda ve dernek üyelerinden önce orada hepsi.
Bir de en ön sıraya oturmuyorlar mı?
Anlamak mümkün değil.
Cemaat ve benzeri oluşumlar kendi içlerinde çevreleri için konferans ve panel türü etkinlikler gerçekleştiriyor, bizim bürokratlar yine başrollerde.
Anlıyoruz. İktidara yakın görünmek istiyorlar ama, bazen işin suyu da çıkıyor.
Tıpkı önceki gün yaşadığımız olay gibi.
Star Gazetesi yazarının, Eskişehir'e gelir gelmez, şehrin Fuhuş yuvası olduğunu söylediği sırada masada kimler vardı biliyor musunuz?
Emniyet müdür yardımcısı, Eskişehir Milli Eğitim Müdürü ve hatta Eskişehir Turizm müdürü.
Odunpazarı Belediye Başkanını söylemiyoruz bile.
Çünkü o Densiz Eskişehir'in fuhuş yuvası olduğunu söylediğinde, Belediye Başkanı sadece gülümsüyordu.
Aynı densizin "Odunpazarı iyi çalışıyor. Şehrin yarısı onun başarısı" dediğinde de gülümsemesi devam ediyordu Burhan Sakallı'nın.
Artık, bu söylenilenleri iltifat kabul ettiği için mi?, yoksa Fuhuş kentinin yarısının kendi sorumluluğuna sokulduğunu düşündüğü için mi gülümsemesi devam etti, bilemiyoruz.
Ama aynen böyle oldu.
Masada bulunan bizim bürokratlar da, fuhuş kentinin bürokratları olduklarını kabul etmiş olmalılar ki, ne bu sözlere müdahale ettiler, ne de kalkıp gittiler.
Öyle dinlediler...
Başa dönecek olursak...
Bir medya grubunun Eskişehir'e gönderdiği gazetecilerin ağırlandığı kahvaltıda, bizim bürokratların ne işi vardı bir türlü anlamadım.
Gideceksen, normal vatandaş olarak konferans yapılacak salona git dinle.
Yok, illa kahvaltıya gidecek, yan yana oturacak.
İktidara yakın medya grubunun gazetecileri ya gelenler.
Hoş görünecek, şirin görünecek.
Kim bilir?
Belki de bir fırsatını bulup "Ben de sizdenim" diyecek.
Tüm bunlara rağmen yine de gittin o kahvaltıya...
Hiç olmazsa, Eskişehir'i fuhuş kenti yapan densizlere iki çift laf söyleyip "Eskişehir böyle bir kent değil" de.
Daha olmadı...
-"Sen Eskişehir'i fuhuş kenti yaparak, bizi de fuhuş kentinin müdürü yapıyorsun" diye çıkış.
Hadi bunların hiçbirini yapamadın diyelim...
Seni Fuhuş kentinin müdürü yerine koyan dangalağı alkışlama bari be kardeşim...
Sonuç olarak...
Bu şehirde ki bazı bürokratlar, kendileri ile alakası olmayan, çoğunlukla siyasi ve seçim içerikli toplantılara ve davetlere bir hayli meraklı.
Bu tür toplantı ve davetler mesai saatleri içinde dahi olsa, işi gücü bırakıp en ön sırada yerlerini alıyorlar.
Büyük ihtimalle.
-"Nasıl olsa toplantıyı ve daveti yapanlar iktidara yakın kesimler" diye düşünüyorlar.
Kim bilir? Belki de...
-"İktidara yakın bu çevrelerin toplantı ve davetlerine ne kadar çok katılırsam, o kadar çok terfi ederim" in hesabını yapıyorlar.

........
Bütün dangalaklar O'nun için çalışıyor...
Dangalağın biri geldi Eskişehir'e, 800 Bin kişinin yaşadığı bu şehri "Fuhuş kenti" ilan edip gitti.
Hangi Dangalaktan mı bahsediyoruz?
Star Gazetesinin yazarı Yusuf Ziya Özcan'dan.
Eskişehir'e girer girmez iki Travesti görmüş de, o yüzden bu şehir Fuhuş yuvası haline gelmiş.
Eskişehir'in bundan kurtarılması gerekiyormuş.
Dün de yazdık...
Bu herifin Eskişehir'e gelir gelmez ne gördüğünü bilemiyoruz.
Çünkü baktık gördük ki, bu şahsın Eskişehir'in cadde ve sokaklarında dolaşan ve gece saatlerinde bile kimsenin rahatsız etmediği kızlarımızla Travestileri birbirinden ayıracak kapasiteye sahip olmadığını anladık.
Her neyse...
Yukarıda da söylediğimiz gibi Dangalağın biri gelip, Eskişehir'i Fuhuş kenti yapıverdi.
Bu duyulunca da, şehirde büyük bir tepki meydana geldi.
Tepki sosyal medyaya da yansıdı anında.
Bakın neler söylemiş vatandaş yüzyılın Densizliğini yapan Yusuf Ziya Cömert'e...
-Nereden anlamış Eskişehir'in Fuhuş kenti olduğunu? Kendisi bu işlerle mi meşgul...
-Bu kafa pişmiş tavuğu bile erotik bulur. Gayet normal.
-Aslında herkes aynada kendini görürmüş.
-Asıl fuhuş sizin beyninizde. Beyninizle hesaplaşın...
-Gönül ne çekerse göz de onu görürmüş.
-Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de adama. Mevlana işte bunun için söylemiş o lafı.
-Eskişehir'in medeni ve kültürlü bir şehir olduğunu söyleyecek hali yok ya...
-Akşam dolaşmaya çıkmış da, şansına travestiler mi çıkmış...
-Yıllardır Eskişehir'de yaşarım. Benim önüme niçin çıkmadılar. Demek ki kimin önüne çıkacağını biliyorlar.
-Kendisinin gazetecilik yaptığı şehirde fuhuş'un daniskası yapılıyor. Önce orayı düzeltsin bu zatı muhterem.
-Eskişehir'in Camileri de var gidip iki rekât da namaz kılaydı
-Kendi kendine böyle bir tespitte bulundu ya. Artık sık sık gelir vallahi. Geldiğinde ne bulur onu bilemeyiz...
Yukarıda da söyledik...
Dangalağın biri geldi, gelişinden gidişine kadar bir güzel ağırlanan bu adam, iki dakikada Eskişehir'i Fuhuş kenti yapıverdi.
Hem kendi zihniyetini, hem de kendisini Eskişehir'e kadar getiren zihniyetin aslında ne olduğunu ortaya koydu.
Dün de yazdık...
Büyükerşen'in bu şehirde iktidara rağmen üç dönem üst üste nasıl seçim kazandığını Türkiye merak ediyor.
En çok da iktidar partisi çözemiyor bu olayı.
Her kaybedilen seçim sonrası oturup "Biz nerde hata yaptık" diye düşünüyor.
Aslında neden belli.
Bu ve bu gibi dangalakların yaptığı dangalaklıklar yüzünden kazanıyor seçimi Büyükerşen.
İnsanlar bu densizlerin söylediklerini duyunca "Allah korusun" diyerek sandığa gidiyor.
Kısacası...
Şunu artık iyice anladık ki; Büyükerşen'in seçim kazanmak için çok uğraşmasına gerek yok.
Çünkü bütün dangalaklar onun için çalışıyor...
........
Biraz da gülmek lazım
Yaşlıca bir adam çok güzel bir kadınla mücevher dükkânına girer.
Adam satıcıya:
— Çok güzel bir yüzük satın almak istiyoruz beyefendi.
Satıcı vitrinden güzel bir yüzük çıkarır gösterir:
— Bu yüzüğün bedeli 4000 $'dır efendim, diye gösterir.
İkili yüzüğe bakar ve yaşlı adam satıcıya;
— Lütfen bana en iyi yüzüğünüzü gösterin!
Satıcı içerdeki kasadan bol pırlantalı şahane bir yüzük getirir;
- Bu dükkanımdaki en iyi yüzüğüm.. ve fiyatı 50 000 $ dır!.
Genç kadın heyecanla parmağına takar. Yaşlı adam cebinden çek defterini çıkarır 50 000 $ yazar ve açıklar:
— Bugün; Cumartesi ve akşamüzeri, bankaların kapalı olduğunu biliyorum. Sizin emin olmak istediğinden eminim. Çeki size bırakıyorum, Pazartesi sabahı bankama telefon edip çekin karşılığını aldıktan sonra, üzerinde yazılı olan telefonumdan beni arayın lütfen! Biz de gelip yüzüğü alırız.
Pazartesi sabahı mücevherci yaşlı adamı arar:
— Sen benimle alay mı ediyorsun be adam? Hesabında hiç paran yokmuş!
Yaşlı adam:
— Sen yüzüğü dükkânında sakla ve çeki yırtabilirsin. Sayende şahane bir hafta sonu geçirdim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi