
Gürcan Banger
Neden İşletmede Kişisel Gelişim?
İşletmede kişisel gelişim ile ilgili başlığı oluşturan problemin iki farklı okuması var. Birincisi; birey olarak doğrudan kendi kişisel gelişim tercihimizle ilgili… Problemin diğer okumasını ise kurum ve kuruluşlar yapmalı: “çalışanların kendilerini kişisel olarak geliştirmeleri için ne gibi sorumluluklarım var?” özetle; çalışanlar kendilerini geliştirmek isteyecekler; kurum ve kuruluşlar da (örneğin işletmeler de) bunun iklimini, ortamını ve fırsatlarını yaratacaklar. (Her ne kadar ucuza işçi çalıştırmayı, çalışanlar üzerinden maliyet tasarrufu yapmayı, her krizde işçi çıkararak kurtuluş aramayı huy edinmiş bir ekonomide yaşıyor olsak da…)
İşletme ve Eğitim
Eğitim süresi biteviye uzuyor. Bunun öncelikli nedeni iş yaşamı için geleneksel okulda edinilen eğitimin yeterli olmaması… Diğer yandan bilginin miktarı ve çeşitlenmesi öylesine arttı ki, okulda verilen eğitimin iş dünyasının gereklerini yakalayabilmesi mümkün değil. Bu nedenle eğitimin gerek günlük yaşam gerekse iş açısından yaşam boyu haline dönüşmesi gerekiyor. Bu yönelimin bir sonucu olarak giderek küresel hale gelen büyüklü küçüklü işletmeler çalışanların daha sert ve dakik performans kriterlerini yerine getirmesini bekliyorlar.
İşe alımda başlayan bu tür uygulamalar çalışma sürecinde hedefli başarı beklentileri ile devam ediyor. Doğal olarak gelir de başarıya göre tespit ediliyor. Eskinin rahat ve sabit ücretleri işleri –hızlı ya da yavaş ama istikrarlı biçimde– birer birer ortadan kalkacak.
Kişisel gelişimi zorunlu hale getiren bir diğer yönelim ise herhangi bir işletmede kariyer süresinin belirsiz hale gelmesi… Geçmişte olduğu gibi bir işe girip oradan emekli olunması durumu giderek azalıyor. Her yönetici ya da çalışan, iş görme yaşamı boyunca birden fazla iş yeri değiştirmeye başladı. Bu nedenle kişisel gelişimin yarattığı yeni seçeneklerle yeni iş ortamlarına –dolayısıyla yeni kariyer şartlarına– hazır olmak gerekiyor.
çalışanların iş ömürleri süresinde birden fazla işletme değiştirmelerinin bir başka nedeni ise proje tipi işlerin çoğalıyor olması… Bir proje gündeme geliyor. Proje için insan kaynağı aranıyor. Uygun niteliklerle projeye başvurup işe başlanıyor ve projenin sonlanmasıyla yeni bir iş ya da proje bulmak gerekiyor. Bu tür projelerin ilginç içerikleri olması nedeniyle bunlarda görev almak için hazırlık yapmak ancak kişisel gelişim programları sayesinde olabiliyor. Yukarıda çizilen çerçeveden de anlaşılabildiği gibi; artık –geçmişten farklı olarak– sabitlenmiş bir kariyer yolu yok. İşletmeler, çalışanlardan düne oranla daha akılcı, daha esnek ve daha çevik olmalarını bekliyor.
Değişen Nitelikler
Eskilerde işletmeler muhasebeci, makine mühendisi veya operatör gibi diplomayı veya ustalığı tanımlayan genel özelliklerle çalışan ararlardı. Şimdilerde aranan personelde proje yönetimi, yalın üretim felsefesi, yurtdışı ilişkileri deneyimi veya finans enstrümanlarının verimli kullanımı gibi biraz sıra dışı sayılabilecek özellikler isteniyor. Kurumsallaşmaya olan talebin artması ile birlikte kurumsal vizyoner bakış açısı becerisi ilgi görmeye başladı. Hayal kurabilme, yaratıcılık ve yenilikçilik özellikleri de personel adaylarında arananlar arasına girdi.
çalışanın fazlasıyla belirlenmiş bir iş yerine daha genel bir işletme bakış açısına sahip olması, belli bir işi başarmanın ötesinde problem çözme becerisinin gelişmiş olması isteniyor. Gene beklenen nitelikler arasında takım çalışmasına yatkınlık, liderlik, değişime açıklık gibi nitelikler de daha fazla istenenler arasına girdi.
Henüz ülkemizde yoğun biçimde yaşamadığımız bir başka yönelim daha var. Küreselleşmenin sonuçlarından birisi çalışanların ülkeler arasında yer değiştirmeye başlamış olmasıdır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde farklı ulusal, etnik veya kültürel kimliklerden gelen insanlarla birlikte çalışacağız. İş ortamlarında kültürel çeşitlilik ve duyarlılık daha fazla olacak. Dünya iş kültürü literatürünü incelediğinizde kültürel çeşitlilik konusunda yapılan yayınların arttığı dikkatinizi çekecektir.