Tepebaşı Belediyesi'nin yoktan var ettiği ve yaşamını Doğaya harcayan Hayrettin Karaca'nın ismini verdiği Çamlıca'da bir park.
Çöplük halindeydi bundan iki yıl önce.
Hummalı bir çalışma sonucunda bu gün cennetten farksız hale gelmiş.
Öncelikle doğal olmayan hiçbir malzeme kullanılmamış 20 dekarlık park içinde.
Eskişehir ve civarında yetişen 150 çeşit bitki kullanılmış.
Yeraltından çıkartılan su ile iki küçük gölet yapılmış ve bu iki gölet, arazinin eğimi sayesinde de birbirine su kanalıyla bağlanmış.
İki göletin yanına da son derece güzel iki mekan da yapılması unutulmamış.
Netice itibarıyla...
Çamlıca ve çevresinde ki mahallelerin değerini yükselten, yeşil alan ihtiyacını karşılayan ve Eskişehir'in modern bir kent olduğunu adeta ispat eder bir Park çıkmış ortaya.
İşte bu parkın yani, Toprak dede hayrettin karaca parkının açılışındaydık önceki gün.
Parka adını veren Hayrettin Karaca'ya ve parkın yapılmasını sağlayan Tepebaşı belediye Başkanı Ahmet ataç'a gösterilen sevgiye şahit olduk.
Havanın kararmasıyla, müzik eşliğinde gölet içinde ki ışık gösterileriyle büyülenip, Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli sanatçılarından birisi olan Vedat Sakman'ın dinletisiyle huzur bulduk.
Netice itibarıyla...
Açılışın olduğu akşam saatlerinden, gecenin ilerleyen saatlerine kadar parkı doya doya yaşadık açılışa katılan yüzlerce kişiyle birlikte.
Bu arada...
Hayrettin Karaca parkında geçirdiğimiz saatler boyunca, Açılış törenine Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile, birkaçı dışında meclis üyelerinin çoğunluğunun neden katılmadıklarını da merak edip durduk...
Açılış törenine gelmesi gerekip de gelmeyenler için;
Her ne kadar "Mutlaka geçerli mazeretleri vardır" diye düşünsek de, konuştuğumuz insanların böyle düşünmediğine de maalesef şahit olduk...
Sonuç olarak...
Gerek büyükşehir belediye Başkanı ve gerekse Meclis üyelerinin tamamı o açılışta olmalıydı.
Olmalıydı ki, niçin gelmediklerine ilişkin insanların kafalarında yarattığı gerekçelere de gerek kalmamalıydı.
Hele hele böylesine hassas bir ortamda...