1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Örgütleri belediye kapısında beklemekten çıkartmak gerekiyor
“CHP’li belediye başkanları hep gündemde…
Ama büyük çoğunlukla “tartışmalı” işleriyle; uygulamalarıyla…
Fark yaratan; halkçı ve katılımcı yerel yönetim uygulamalarıyla gündeme gelmiyorlar…
İyi örnekler de, genel olumsuzluğun içinde kaybolup gidiyor…
HHH
CHP’de kongre zamanı…
Belediye başkanları bu kez kongrelere müdahaleleriyle gündemde…
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanlarına “örgüte karışmayın” çağrısına rağmen…
Birçok yerde belediye başkanları bu “müdahil” olma durumunu resmen zorbalığa dönüştürmüş durumda…
HHH
Belediye başkanlarının bazıları kongre müdahaleleri yetmemiş; kongre sonrasında da tavırlarına devam ediyorlar…
Sanki aynı partinin üyeleri değil de “düşman partililerle” savaşıyorlar…
Kendi desteklediği adaya oy vermeyeni işten atandan, oy vermeyen delege esnafın tezgâhlarını başına yıkana varan örnekler bol miktarda var…
HHH
Genel iktidara giden yol yerel iktidardan geçiyor…
CHP’li belediyeler yerelde başarılı işler yapacaklar ve “farkı” yaratacaklar ki; CHP’nin iktidarının yolunu açabilsinler…
CHP’li yerel yönetimlerin yaptığı işleri ve başarıları kim halka sunacak; kim tanıtacak…
Tabii ki; iyi ve verimli çalışan örgüt/örgütler…
HHH
CHP’li belediye başkanları; il-ilçe yönetimlerini belirlemeye değil; kentleri “demokratik” ve “katılımcı” bir şekilde yönetmeye yoğunlaşmalı…
CHP’li belediye başkanları; il-ilçe işleriyle uğraşmak yerine “sosyal belediyecilikte” “fark” yaratan örnekler yaratmaya yoğunlaşmalı…
CHP’li belediye başkanları bütün enerjisini doğaya, kültüre, tarihe ve insana saygılı belediyecilik yapmaya yöneltmeli…
CHP’li belediye başkanları, halkçı-katılımcı-demokratik ve ekolojik; insan odaklı yerel yönetimin mümkün olduğunu uygulamalarıyla ortaya koymaya yönelmelidir…
HHH
CHP’li örgütlerini belediye kapısında beklemekten çıkarmak gerekiyor…
CHP’li örgütleri belediyelerde “iş takip” yapan yapılar olmaktan çıkarmak gerekiyor…
CHP örgütlerini yerelde ve genelde iktidar mücadelesi odaklı yeniden yapılandırmak gerekiyor…”
Yazı İmambakır üküş’e ait.
Belediye Başkanlarına kısaca “İşinize bakın kardeşim” diyen bir yazı bu…
Hatta…
“Siz işinizi iyi yapan, örgüt nasıl olsa sizin reklamınızı yapar” diyen de bir yazı.
Dahası…
önce, partiyi dizayn etme çabası içinde olan tüm Belediye Başkanlarının, özellikle kongre sürecinin yaşandığı şu günlerde okuması gereken bir yazı bu…
.....
Adam 14’ncü yüzyılda yazmış. “Bir devlet neden çöker” diye…
Dün bu köşede, son gelen MTV zamları üzerine, eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile ilgili bir anımıza yer vermiştik.
Bu anı, 14 ncü yüzyılda yaşamış ünlü bilim adamı İbn Haldun’un vergi ile ilgili söylediklerini kapsıyordu.
özetle söylemek gerekirse:
Haddinden fazla vergi alınmasının devlete kar yerine zarar getireceğini yüzyıllar öncesinden söylüyordu İbn Haldun.
Kısacası…
Bir devlet için vergi oranlarını veya miktarlarını artırmanın her zaman doğru olmayacağını, hatta belli bir noktadan sonra yüksek vergi oranları nedeniyle insanların çalışma azim ve şevkinin kırılacağı, bunun da toplam vergi hasılatının azalmasına neden olacağını ifade ediyordu Mukaddime isimli kitabında.
Yazı dün yayınlanınca bir dostumuz, ünlü bilim adamı İbn Haldun’un devletlerin neden çöktüğüne ilişkin de görüşleri olduğunu hatırlatmış önce.
Ardından da…
Bu konu ile ilgili Mukaddime’de yazdıklarından bir bölümü mailine eklemiş ve “Aslında bunu da yazmalısın” demiş.
Okuduk, çok ilginç bulduk.
Zira…
Sanki o yüzyıllardan bu gün yaşanılanlara atıflar var…
Daha fazla uzatmayayım, isterseniz bir de siz okuyun İbn Haldun’a göre, devletlerin çöküşüne yol açabilecek nedenleri:
-Yerleşik yaşam zamanla hükümdar ailesinde israf ve kötü yönetim alışkanlıkları oluşturur. Hükümdar halktan uzaklaşmaya işlerini aracılar vasıtasıyla gördürmeye başlar. Kötü yönetim ve israf, iltimas sonucu ülkenin iktisadi dengesi bozulur.
- Masraflarını karşılamayan devlet yeni ağır vergiler koymaya, asker sayısını azaltarak tasarruf da bulunmak gibi yanlış tedbirler almaya başlar. Bu durumda toplum fakirleşir ve hükümdara olan güven sarsılır.
-Devletin bu gerileyişi yönetim mekanizmasını ele geçiren kişilerde iktidar hırsı ve çatışmalarını körükler. Sarsılmış, zayıflamış merkezi otoritenin sınır illerini koruyamaması, oralara asker gönderememesi üstüne bölgelerdeki valiler ve beyler kendi bağımsızlıklarını ilan ederler.
-Böylece yıpranan devlet ya parçalanma ya da bölünme sonucu yıkılır.
.....
İmzam yok…
AK parti içinde yaşanan akaryakıt istasyonu talebine ilişkin sıkıntı ve sonrasında gelişen olayları kaleme almıştık önceki gün.
“İmar komisyonu başkanı benzeri imar değişikliklerinin altına imza atmadıysa yaptığı doğru kabul edilebilir.
Ancak…
Benzeri imar değişikliklerinin altında imzası varsa ki var olduğu söyleniyor, o zaman iş başka taraflara gidiyor” demiştik.
Kendisiyle görüştük.
Konu ile ilgili hiçbir şey söylemeyeceğini, sadece yazımızda belirttiğimiz konu ile ilgili Mahmudiye, Sivrihisar ve İnönü ilçeleri dışında, sıfırdan akaryakıt istasyonu kurulmasına yönelik imar değişikliği raporlarının altında imzası olmadığını söyledi.
.....
En çok O’na yaradığı kesin
Oda seçimleri 6 ay ertelenince, herkes bu ertelemenin hangi adaylara yaradığı, hangi adayları önemsiz yönde etkilediğini konuşmaya başladı.
Adayları bilmeyiz ama, oda seçimlerinin 6 ay süreyle ertelenmiş olması bize göre en çok mevcut sanayi Odası Başkanı Savaş özaydemir’e yaradı.
Zira…
önümüzdeki dönem aday olmayacağını açıklayan özaydemir, seçimlerin 6 ay ertelenmesiyle birlikte en az 6 ay daha Oda Başkanlığı görevini sürdürecek.
Şu sıralar belki de, aralarında tatillerin de bulunduğu oda başkanlığı sonrası programını 6 ay süre ile ertelemek durumunda kalacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.