4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ORTADOĞU BATAĞI!

Ak Parti İktidarı, Mısır, özellikle de Suriye'deki gelişmelerde, ön saflardadır. Gerekçesi ise İnsan Hakları ve demokrasidir. Oysa bu kavramları, gerekçe göstererek, Irak ve Afganistan' a müdahale eden ülkeler, bu ülkelere, demokrasi değil, felaket getirmişlerdir.
Ayrıca ATATÜRK; "Biz cenkçi değiliz. Barışseveriz ve bir an evvel barışın gerçekleşmesini görmek, ona yardım ve hizmet etmek isteriz" (1921) deyişi ve "Yurtta Barış, Dünyada Barış" özdeyişi ile artık o bütün çağların insanı olmuştur.
Ayrıca ATATÜRK ömrü boyunca, Türk ulusuna ve dünya uluslarına, bu özdeyişlerle insancıl bir mesaj vermiştir. Yaşamı boyunca, dünya barışında tüm ülkelerin uzlaşmasını ve barış içinde yaşamalarını düşlemiş, " GEREKMEDİKÇE SAVAŞ CİNAYETTİR" demiştir.
Bugün, Suriye'ye, müdahale gündemdedir. Gerekçe ise "KİMYASAL" silahtır. Oysa hedef açık ve nettir. "ORTADOĞU" yeniden şekillendirilmek istenmektedir. Her olay bahane edilmekte, özellikle de "ETNİK" ve "DİNSEL" nefret körüklenerek, Ortadoğu da "KAOS" yaratılmaktadır.
Türkiye ve ABD'nin başını çektiği ve İngiltere, Fransa, Türkiye'nin aralarında bulunduğu ülkeler, bu müdahalenin saffını oluşturmuş görünüyor. Ancak bu oluşuma, Rusya başta olmak üzere, karşı çıkan ülkelerde var. Özellikle de İran, Suriye' ye müdahale, bölge için felaket olacağını, her vesile vurguluyor.
ABD askeri-teknolojik gücüne dayanarak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki, petrol ve doğal gaz kaynakları üzerinde denetim tutmak istediğini, Türkiye'nin de, bu senaryonun içinde yer aldığını, defalarca vurguladık. Oysa Kuzey Afrika ve Ortadoğu' daki olaylar, "REJİM" sorunu olarak, gösterilmeye çalışılıyor.
Oysa AKP hükümeti' nin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız, gittiği toplantıda, "ARAP BAHARI" diye bilinen Orta Doğu'da yaşanan savaşın, söz konusu ülkelere demokrasi götürmek bahanesiyle, aslında ülkelerin elindeki enerji kaynaklarının, batılı ülkeler tarafından paylaşılması olduğunu söylemeye devam ediyor.
Yine Bakana göre," ARAP BAHARI" ile beraber Libya, Tunus, Cezayir ve Suriye'deki gelişmeler enerji sektörünü tahmin edilenden daha fazla etkilemiştir. Dünya petrol arz kaynaklarının yaklaşık yüzde 1,5'u oranında arzı bulunan Libya'nın kaynaklarını yarıya indirmesiyle beraber, fiyatlar yüzde 10-12 arttı. Bunun matematiksel açıklaması yok. Bu, siyasi istikrarsızlığın tesiridir. Uluslararası sıkıntılardan etkilenmeyen bir enerji sektörü oluşturmamız ve enerjiyi barışın gerekçesi ve ülkeler arasındaki stratejik ortak olarak ortaya koymamız lazım. " dedi.
Sayın GÜL' ün söylediği gibi, komşumuz Suriye'de akan kan devam etmekte, Irak'ta mezhepsel temelde, siyasi istikrarsızlık yaşanmakta, İran'ın nükleer programı çerçevesinde odaklanan gerilimin, sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali bulunmaktadır.
Yakın komşularımızda, cereyan eden bu istikrarsızlık ortamı, bölgesel ve küresel güç mücadelesinin provasının yapıldığı, yeni bir soğuk savaş sahnesine dönüştürülmek istenmektedir. Bölgedeki gerilimin, sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olması durumunda, yeni bir belirsizlik ve kaos ortamının doğması, yüksek bir ihtimaldir,
Suriye'deki çatışmalar, mezhepsel çekişmedir. Bu durum ülkede kaos yarattı. Nitekim CİA Başkanlarından George. J. TENET, "NEREDE BİR ÖNYARGI VE NEFRETLE KARŞILAŞIRSAN KARŞILAŞ, MÜCADELE ET. NEREDE KAOS VARSA, BİLKİ ARKASINDA, DİNSEL VE ETNİK NEFRET VARDIR" demiştir.
Son yıllarda, dış ve iç şer odakları, Türkiye'deki hedef ve çıkarları için, "Alevi-Sünni" zıtlaşmasından medet umuyor. Şer odaklarlı da Türkiye' de "Alevi-Sünni" nefreti yaratarak, Türkiye' yi de kaosa sürüklemek istiyorlar.
Suriye'deki çatışmaların, nüvesin de mezhepsel çekişme var. Nitekim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Suriye koltuk savaşlarına ve bir taraftan da mezhep savaşları haline dönüşüyor. Bunlar, çok büyük tehlikelerdir. Bunların, asla olmaması gerekir. Mezhep savaşları olursa bütün İslam dünyasının ve nesillerin lanetleştiği bir durum ortaya çıkar." dedi.
Sayın GÜL, tehlikenin farkında ama Başbakan Sayın ERDOĞAN, neden bilinmez, hala tehlikenin farkında değildir. Oysa İngiliz Telegraph Suriye'ye yapılacak askeri müdahalenin, Türkiye'yi hedef ülke haline sokacağı belirterek, Suriye'de çok gelişmiş 800 hava savunma füzesi bulunduğu ve İncirlik Üssü'nün hedef olabileceğini yazdı.
Ayrıca BBC, Suriye'ye yönelik askeri bir müdahalenin, Türkiye için ciddi riskler barındırdığını vurgularken, AK Parti iktidarı, Türkiye ile hiçbir sorunu olmayan, Suriye' ye, müdahalede kararlıdır. Hatta kısa süreli müdahaleye de karşıdır. Oysa Suriye'ye, müdahale de, en fazla risk taşıyan ülke, Türkiye'dir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi