Cumhur ittifak adayı Özkan Alp, sürpriz bir şekilde aday oldu.

Odunpazarı adaylığında adı dahi geçmezken, son 3 ay da yaşanan gelişmeyle “adaylığına” ikna etti.

Hayalperest aday olarak kendisini ödüllendirirken, hayallerin peşinden koşulması gerektiğini de öğretti yorumunda bulunmuştum.

Hoşuma da gitmişti hatta yorumlarımın ardından mahcup olmuştum.

En önemli sınavı geçti ama finalde fena kaldı.

Birçok iddialı ismin arasından sıyrılıp finale koşmak zordur.

Ama finalde sanki çok yorulduğunu anladı, oturdu bir banka, durdu.

“Benim burada ne işim var” dedi.

Sürekli “Beylikova dedi, “süt” dedi, “ilçedeki yatırımlar” dedi, “hayvancılık” dedi.

“Gönüller almaya geldim” dedi, gönül aldığını gören olmadı.

Evet, belki gönül kırmayarak, gönül aldığına aldandı ancak siyasete adım atmak bir kesimin “gönüllerini kırmaktan” geçiyordu.

Siyasetin kirli yüzü belki de buydu.

Beylikova’ya şunu yaptı dediler, Beylikova’ya bunu yaptı dediler ancak Odunpazarı ile ilgili tek bir söylemi ikna etmedi.

Yoktu ki ikna etsin?

Hatta “yeni tanıyorum” diyerek kendisini savundu.

AK Parti kanadı en büyük şans olarak her zaman “Odunpazarını” gördü.

Cepte dediler, çalışırsak alırız dediler, orası bu dönem kesin dediler, hep dediler, hep dediler.

O ise hiçbir şey demeden dönemeçleri sessizce geçti, geldi finalde takıldı.

Hayallerinin olmadığı bir ilçe için hayal kurdu, evren hayaline şans verdi ancak hayalleri öylesine cılız kaldı ki evren hayâl kırıklığıyla ceza verdi.

Özkan Alp sadece kaybeden de olmadı aslında…

Kaybettirdi.

Örneğin Odunpazarı’nda adı geçen nice isme kaybettirdi.

Kazanacağına inanan ancak şans verilmeyen siyasileri küstürerek de kaybettirdi.

Beylikova’yı kaybederken, Beylikova’nın kaybedileceğini bile bile Odunpazarı’na aday olarak hem kaybetti hem kaybettirdi.

En önemlisi de…

Özkan Alp…

AK Parti’de umudu kaybettirdi.