4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

PARTİLER VE KADIN ADAYLAR

Eskişehir' de, belediye başkan adayları belirlendi. Ancak MHP dışındaki siyasi partilerde, kadın Belediye Başkan Adayı yok. Bu durum karşısında, KA-DER Eskişehir Şube Başkanı Doç. Dr. Nedime KÖŞGEROĞLU, ne düşünüyor bilinmez. Ancak KA-DER" 2009 yerel seçimlerdeki gayretini, 2014 yerel seçimlerinde göstermiyor.
Oysa 29 Martta 2009, mahalli seçimlerde, o günlerdeki KA-DER Eskişehir Şube Başkanı, İlknur KAHVECİOĞLU, yerel seçimlerde, siyasi partilerde, adaylıkları için, yapılan müracaatlardaki tablonun, kadınlar için hiçte iç açıcı olmadığını belirtmişti.
Mart -2014 de, yapılacak yerel seçimlerde de tablo değişmeyecektir. Çünkü bugün siyasete, erkek egemen bir toplumumuz. Devlette de tablo aynıdır. ODTÜ Sosyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Yıldız Ecevit: "Devlette karar alma mekanizmalarında görev alan kadınların oranı, sadece yüzde 7. Bu oran özel sektörde yüzde 31'e çıkıyor. Kadınların devlette yönetici olmaları daha zordur." demiştir.
Yine 2009 yılındaki, KA-DER Eskişehir Şube Başkanı Sayın KAHVECİOĞLU, kadınlar aday gösterilmiyor. Ne yazık ki bugün siyaset parayla ve para için yapılıyor. Kadınların, kendilerine ait bir bütçeleri de yok, aday listelerinde adları da yok. Kadınların yerel yönetimlerde olması çok önemlidir. Çünkü kadınlar kendi sorunlarını gündeme taşıdıklarında, çocukların ve çevrenin sorunlarını da gündeme getirmiş oluyorlar." demişti.
2014 yerel seçimlerinde, KA-DER Eskişehir Şubesinin, her hangi bir girişimi yok. Ayrıca kadın adayların sayısı, yok denecek kadar azdır. Oysa kadınlar, ülke nüfusunun yarısını teşkil etmelerine rağmen, gerek TBMM' de, gerekse İl Genel ve belediye meclislerinde, yeteri kadar temsil edilmiyorlar. Ayrıca Türkiye'de, her 10 yöneticinin, ancak biri kadındır. İşveren konumundaki, her 100 erkeğe karşın, 2 kadın var. Kadınların işgücünün toplamı içinde, kadın işverenlerinin oranı ise, yüzde 13. ülkemizde, yeni sermaye sahibi kadın sayısı ise yok denecek kadar azdır.
Ayrıca Türk kadını, siyasi haklarını, Batılı ülke kadınlarından çok kolay elde etti. Atatürk, kadına, 3. Nisan 1930' da, belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934'te milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi. 1935'teki ilk seçimlerde TBMM' ye 18 kadın girdi. Ancak alınan bu haklar, yıllardır, arzu edilen boyutta siyasi platforma yansımadı. Oysa Avrupalı kadınlar, siyasal haklarını çok daha geç elde etmelerine rağmen, kendi meclislerine, daha fazla sayıda temsil ediliyor. Örneğin İsveç' de, bu oran yüzde 40.4, Norveç'te %36.6, Danimarka' da %33.71 milletvekili var.
Aslında tarihte Türk toplumunda, kadın erkek konumu eşitti. Nitekim geçmişte, Devlet yönetiminde, Hakan ile Hatun'un, ortak karar verdikleri biliniyor. Bir yazılı emre yalnızca, "Hakan emrediyor ki" sözleriyle başlamak, o emre boyun eğmemek için geçerli bir nedendi. "Hakan ve Hatun emrediyor ki" ifadesi, buyruğun geçerli olduğunu gösteriyordu. Hakan, tek başına bir elçiyi kabul etmiyordu. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde savaş ve barış meclislerinde, Hakan ve Hatun birlikte yer alıyorlardı. Bugün Türk kadının, her alanda olduğu gibi, siyasi alanda da, tarihteki bu konumdan çok uzaktır.
MHP, Odunpazarı Belediyesi' ne, Emine EDİZGİL' i, aday göstererek, tarihimizdeki bu tabloyu, Eskişehir'de, hayata geçiren tek parti oldu. MHP Odunpazarı adayı Emine EDİZGİL ilk seçim bürosunu da ATATÜRK Bulvarı üzerinde açtı.
Ayrıca İnsan Hakları Sözleşmeleri, taraf devletlerin, kadınlar ve erkeklerin tüm ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve siyasi haklardan, eşit olarak yararlanmalarını temin yükümlülüğü bulunduğunu vurgular. Yine BM ve uluslararası kuruluşlar, kadınlara karşı ayrımcılığın, hak eşitliği ve insan şeref ve haysiyetini, saygı ilkelerini her platformda gündeme getiriler. Hatta hayata geçirilmesini de talep ederler. Bu kuruluşlar ve devletler, kadınların, erkeklerle eşit olarak ülkelerinin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatlarına, katılmalarının engellediğini, toplumun ve ailenin refahının artmasına engel teşkil ettiğini ve kadınların, ülkeleri ve insanlık hizmetinde kullanabilecekleri olanaklarını geliştirmelerini, zorlaştıracağını, bildikleri halde bu hakları sağlamak için, yeteri kadar mücadele etmezler.
Peki, kadınların, siyasette yeteri kadar temsil edilmemesinin sorumluları kim/kimlerdir?
Bu soruya, pek çok cevap verilebilir ama bu alanda öncelikli sorumlu kadınların kedileridir. Çünkü hak verilmez alınır. Ayrıca demokratik ülkelerde, sorunların çözümü, seçmenin elindedir. Çünkü kadınlar, seçimlerde, kadın adayları tercih ederek kazandırsalar, siyasi partiler, bu gelişmeyi mutlaka dikkate alacaklar, kadın adayların sayısı da artacaktır.
KA-DER ve kadınlar, önce kedilerini sorgulamalı, gereğini de yapmalıdır. Çünkü çözüm kadınların kendi elindedir. Aslında kadınlar da, bunun fakındadır. Nitekim 2009 yılında, KA-DER' in Eskişehir şube Başkanlarından İlknur KAHVECİOĞLU "Bu tabloyu, hep beraber değiştirmek bizim elimizde.'' demişti. Çözüm de bu değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi