Fıkra şöyle;
Amerikan Kongresinde "Suriye ne olacak?" konulu bir tartışma açılmış.
Bir Demokrat:
- Bizim anayasamızı Suriye'ye verelim! demiş.
200 yıldır nasıl işe yaradı, gördük!
Cumhuriyetçi ayağa fırlamış;
- Harika fikir... Hemen verelim! Nasıl olsa biz artık kullanmıyoruz!
***
"Demokrasi dağıtıyoruz" diye Ortadoğu mahvedildi.
Daha doğru bir tabirle Demokrasi adı altında kaynaklar parsellendi.
Parselleyenler için demokrasi bir araç oldu.
Şimdi yıllarca o kaynakları bir güzel yiyecekler.
Ortadoğu ise, demokrasiyi sindire sinde ne kadar idare eder o bilinmez.
***
Siyaset budur aslında.
Çok fazla detayına girmeye gerek yok.
Birileri "Demokrasi" adı altında parti yönetmeye çalışır mesela.
Ama sadece adı vardır demokrasinin...
Uygulamaya gelince o demokrasi bir anda askıya alınır.
"Partinin menfaatleri gereği" diye başlayan cümlelerle demokrasi ört bas edilir.
HHH
Yani demokrasi bizim ülkemiz siyaseti için de araçtır.
Bunu yaşadığımız tecrübelere bakarak çok iyi anlıyoruz.
Çünkü bizim ülkemizde çok sık seçim yapılır.
Ve her seçimde "parti içi demokrasi" diyenler nedense o demokrasiye hiç uymazlar.
İşte o nedenle "Ülkemiz siyasetinde demokrasi bir araçtır" deme kolaylığını yaşıyoruz.
***
Yarın farklı mı olacak?
Mesela bugünden görevini en iyi şekilde yapanlar, yarın demokrasi gereği yeniden mi görev alacak?
Halkın istediği isimler demokratik zeminde yeniden mi halkın teveccühüne sunulacak?
Yoksa;
Toplum tarafından benimsenmemiş, sevilmemiş, her ortamda aleyhinde sıkça konuşmalar yapılan kişiler mi yeniden sandığa sokulacak?
Parti merkezine yakın diye, partiye merkezine yakın kişiyle samimi diye pek çok kişi bir kez daha mı makam sahibi yapılacak?
***
Bu iki seçenek arasında elbette karar sizin.
Ancak hangisini tercih edeceğinizi zaten biliyoruz.
Yukarıda da dedik ya;
Bugüne kadar siyaset kurumunun hangi şıkkı tercih ettiğini hep yaşadık.
Tecrübelerle sabittir!
Bundan sonra da "aynı demokratik yapı" devam edecek.
Ta ki siyaset yapan partililer, partilerin sahipleri vatandaşlar, tercih yapan seçmenler bu demokrasi anlayışına dur diyene kadar...

NOT;
Bu yazıyı okuyunca aklınıza kişilere ya da kişiye özel bir yazı yazmışız algısına kapılmayın.
Aksine bu yazıda tek bir kişi bile aklımıza gelmeden partilerdeki demokratik yapıya bir kez daha dikkat çekelim istedik.
Yok, eğer illa ki sizin aklınıza birileri geldiyse, ona ben karışamam...
Kuşkusuz o sizlerin, okuyucularımın yorumudur...
Herkese mutlu pazarlar...