2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

PAZAR HİKAYESİ!

Bugün seçim günü!
Demokrasinin gereğini yine yerine getireceğiz.
Sabah saatlerinden itibaren, sandık başına gitmeye başlayacağız.
Bu özel günde, iki ayrı hikâye hazırladık sizlere...
Birisi, gerçek bir olayı anlatıyor.
Diğeri ise rüzgar ve yaprağın dostluğunu...
Umarız beğenirsiniz.
Herkese iyi pazarlar...
***
Tanınmış gezgin Thomas Cook, bir araştırma gezisi sırasında Atlas Okyanusu'nun ıssız bir yerinde, çığlıklar atan milyonlarca kuşun havada daireler çizerek uçtuğunu gördü.
Kulakları sağır edecek denli yüksek sesle çığlıklar atan kuşların kimileri yoruldukça, kendilerini okyanusun dev dalgaları arasına atıyorlardı.
Onlar bu son hareketleriyle yaşamlarına son veriyorlar, kendilerini okyanusun dalgalarına bırakırken, çaresizlikten ölüme teslim oluyorlardı.
K K K
Bu olaya yalnızca Thomas Cook değil, o bölgede ki balıkçılarda yıllardır tanık olmuşlardı. Kuş bilimcileri ise, yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların farklı yönlerden gelerek okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfediyorlar, fakat onların, birbirleri peşi sıra kendilerini ölümün kucağına atmalarının nedenini bir türlü çözemiyorlardı.
***
Gerçek, geçtiğimiz yüzyılın ortalarında anlaşıldı.
Bu trajik olayın yaşandığı yerde bir zamanlar bir ada vardı.
Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu ada, bir deprem sonunda, okyanusa gömülmüştü. İnsanların, yok olduğunun bile ayırdına varamadıkları ada, göç yollarının ortasında kuşlar için vazgeçilmez "dinlenme" durağıydı.
Kuşlar binlerce yıllık kalıtımsal alışkanlıklarıyla adanın yerini bilmekteydiler ve yıpratıcı, uzun yolculuklarının ortasında, biraz dinlenebilmek ve toparlanabilmek için, yine binlerce yıllık kalıtımsal güdüleriyle, okyanusun ortasındaki adaya geliyorlardı ama...
Olması gereken yerde adayı bulamayınca, yorgunluktan bitkin bedenlerini çığlık çığlığa okyanusun sularına bırakmak zorunda kalıyorlardı.
***
Rüzgâr ile yaprak dost oldular.
Artık rüzgâr savurmuyordu yaprağı.
-"Söyle dostum, nereye istersen oraya götüreyim seni" dedi rüzgâr yaprağa.
Yaprak düşündü taşındı, aklına hiçbir şey gelmedi.
Tekrar sordu rüzgâr:
- Hadi söyle seni istediğin yere taşıyayım?
Tekrar düşündü yaprak, aklına yine bir şey gelmedi...
- "Bilmiyorum rüzgâr kardeş, aklıma hiçbir şey gelmiyor. Sen söyle ?" dedi.
Rüzgâr:
Gideceğin yeri bilmedikten sonra, rüzgâr dostun olsa neye yarar!
Savrulur gidersin! dedi ve bildiği gibi esti tekrar.
Yaprak yine savruldu...
Üstelik de bu sefer savuran dostuydu.
***
İnsan bu dünyada ne istediğini bilmesi gerek, bilmediğin zaman bir yaprak misali savrulursun!
Oradan oraya...

Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi