4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

REFERANDUM!

Demokratik toplumlarda, bir hak ve adalet sistemi olarak görülmektedir. Ülke genelinde yaşayan vatandaşları, ilgilendirecek kadar büyük çaplı kararlar, anayasa değişiklikleri ve bazı yeni çıkartılan yasaların ve uygulamaların kabul edilmesi için, halkın iradesinin belirlenmesine sağlayan referandum, bir çeşit halk oylamasıdır.
Temsili demokrasiden, farklı olarak referandum, halk tarafından seçilen kişilerin "halk adına" karar almasına izin vermeyerek, halkın iradesinin, yine halk tarafından seçilen idarecileri yönlendirmesini sağlamaktadır. Modern toplumlardaki uygulamalarda biridir. Çünkü demokrasi ile idare edilen ülkelerde halkın kararı önceliklidir.
Türkiye' de, referandum çok olmamakla birlikte, Avrupa ülkelerinde çok daha sık başvurulan bir demokrasi örneğidir. Modern toplumlarda alınan kararların, halkın iradesi tarafından belirlenmesi istendiğinden, çok sık referandum yapılır ve böylece halk iradesi yönetim idaresinin kararlarına, doğrudan etki eder.
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, iktidarlar, halkın iradesinin tecellisidir. Ancak hâkimiyetin asıl sahibi, iktidar değil halktır. Demokrasi, kişi hak ve özgürlüklerine öncelik tanır. Herkes tek ve eşit oy hakkına sahiptir. Yönetenler, halk tarafından belli aralıklarla yapılan seçimler sonucunda göreve gelir. Ancak iktidar ve muhalefet, halk adına da görev yapar. O nedenle de halkın tercihi öncelikli olmalıdır.
Türkiye'de, halkın her karar ve uygulamada fikir ve düşüncelerinin, alınmadığı da bir gerçektir. Gezi Parkı'ndaki sorunda iktidarın bu tutumundan kaynaklanmıştır. Oysa Gezi Parkı' daki proje ile halkın fikri sorulsa, yani "REFERANDUM yapılmış olsa Kamuoyunda ve siyasi partiler arasında bu gerginlikler olmayacaktı.
Ülkemizde ilk referandum, 1960 Anayasası'nın kabulü esnasında yapılmıştır. %62_lik "evet" oranıyla meclis tarafından hazırlanan yasa tasarısı, kabul edilmiştir. Ancak ülkemizde çok sık uygulanan bir icraat değildir.
Çünkü Türkiye'de, yıllarca partiler ve ülke,"Cumhuriyet Padişahları" ile yönetildi. Partilere, "TEK ADAM" felsefesi hâkim oldu. " SE-BEN " kavgası ise gündemden düşmedi. Liderlere, "BEN YAPTIM OLDU" felsefesi hakim oldu. O nedenle de gerginlikler, gündemi işgal etti. Ne yazık ki liderler, gerginliklerden, avantaj sağlama yanlışlığına düştüler.
Ve nihayet! Başbakan Sayın ERDOĞAN, 11 kişilik Gezi Heyeti ile yaptığı ve 4 saat süren görüşmesinin ardından, Gezi Parkı ile ilgili "REFERANDUM" kararı aldı.
Ayrıca AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı heyeti ile yaptığı görüşmede, "Gezi Parkı'na yönelik projenin İstanbul halkına sorulabileceği ve İstanbul'da referandum yapılabileceği" teklifini, sunduğunu bildirdi. "Bu insanların sesi duyulmuştur" diyen Çelik, "Böyle bir görüşme olduktan sonra ben Gezi Parkı'ndaki gençlerin orayı boşaltacaklarını düşünüyorum" dedi.
Aslında Gezi Parkı Projesi'nin, REFERRANDUM' a götürülmesi, isabetli bir çözümdür. Ancak Referandum, çözüm olur mu ekleyip göreceğiz. Çünkü ülke, hatta dünya geneline yayılana tepkilerin gerekçesi, Gezi Parkı ile sınırlı değildir. O nedenle de diğer gerekçelere yönelikte, iktidar bir değerlendirme yapmak zorundadır.
Neden bilinmez, Dünyada soykırımlara göz yuman, ABD, AB, özellikle de BM' de Gezi Parkı ile açıklamalarda bulundular. Nitekim AB Yüksek Temsilcisi Ashton, diyalog, karşılıklı saygı, anlayış ve kapsayıcılığa dayalı çözüm çağrısında bulunduktan sonra, ", ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, inanç özgürlüğü ve basın özgürlüğünü ve bunların aktif icrasının, bu kapsamda olduğun" söyledi.
Elbette Gezi parkı ile ilgili gelişmeler, Türk ekonomisi, özellikle de Turizmini etkiledi. Ancak olumlu tarafları da oldu. Özelliklede gençlerimizin, sorunlara sahip çıkması doğru bildikleri alanlarda, mücadele etmeleri umut verdi. Çünkü azimle ve sabırla, hedeflerine ulaşmak isteyen, sonunda da amacına, ulaşan pek çok gencimiz vardır. Bu gençlerimizi ne kadar takdir etsek azdır. Ayrıca azim ve sabır, çocuk ve gençlerde, daha da önem taşır. Çünkü gençler ve çocuklar, bir toplumunun geleceğidir.
Öte yandan gençlerimizin, azimli ve sabırlı olması da yeterli değildir. Gençler hedeflerini, çok iyi belirlemeli, ilgi de duymalıdır. Ayrıca insanları başarılı kılan şey, tesadüf değil, azim ve sebattır. Gezi Parkı ile gelişmelerde, bu unsurları net bir şekilde gördük.
Gezi Parkı ile İlgili "REFERANDUM kararı, doğru bir karardır. Hükümetin Gezi Parkı için referandum açıklamasına Danıştay Başkanı 'Yargı kararı varken yapılamaz' derken, hukuki olarak sadece bağlayıcılık taşımayan anket olan 'plebisit' yapılabileceği belirtildi. Sayı ERDOĞAN' da bu görüşü benimsedi.
Ülkemizde, kentlerde uygulanacak makro projeler için, yapılacak Referandumlar, şehirleri, daha sağlıklı geliştirecek, projeler hakkında halk bilgi sahibi olacak, Projelere de sahiplenecektir. Ayrıca Referandum, projelerle ilgili tartışmaları bitirecek, hatta projelerin gerçekleştirilmesinde, toplum katılımı da sağlanmış olacaktır. Ancak "PLEBİSİT" için aynı şeyleri söylemek mümkün mü?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi