
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
REKTÖR AYDIN'IN YÜZ GÜNÜ...
Prof. Dr. Fevzi Sürmeli'den sonra Prof. Dr. Davut Aydın'ın göreve gelmesi süreci sıkıntılı geçti.
Sıkıntının nedeni siyasetendi.
Çünkü pek çok kişiye göre seçimlere siyaset eli değmiş,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yakınlığı ile bilinen AKP milletvekili Murat Mercan, Aydın'ın bu makama gelmesini sağlamıştı.
İşte tüm bu söylentiler gölgesinde oturdu kotluğa Davut Aydın.
Daha oturur oturmaz da, başkan yardımcılığına seçimlerdeki en büyük rakibini getirtti.
Bu adımı ile belki de "Üniversiteyi hep birlikte yöneteceğiz' mesajı vermek istiyordu.
O günlerden bugüne tam 100 gün geçmiş.
Bize çabuk geçti belki bunca gün ama o kısa süreçte üniversitenin hiç boş durmadığını gördük.
Prof. Aydın'ın yaptığı gazetecilerle buluşma toplantısına katılanlar arasında olduk.
100 günde neler yapıldığını Aydın'ın kendi ağzından dinledik.
Öncelikle tatmin edici olduğunu söylemekte fayda var.
Aydın zaman zaman iddialı sözlerde bulundu.
Özellikle üniversitenin ayrılacağı yönündeki söylentilere cevabı, belki de yeni bir tartışma yaratacak.
Ancak biz bu tartışmalara girmeden, kenti ilgilendiren kısmına bakmak istiyoruz.
O da 'kent-üniversite' ilişkisi...
Çünkü bugüne kadar üniversitelerine hep kucak açmak isteyen halk, aynı isteği üniversitelerden göremedi bir türlü.
Bu elbet A.Ü.'ye özel bir şey değil.
Aynı soğukluğu halkın ESOGÜ içinde hissettiğini söylemeliyiz diye düşünüyoruz.
Bunu neden söyledik?
Çünkü Eskişehirli artık kültürel ve sosyal anlamda, Türkiye ortalamasının çok üzerine çıkmayı başarabilen bir toplum haline geldi.
Artık bu noktada kent hayatına üniversitenin daha fazla müdahil olması gerektiği inancını taşıyoruz.
Yani;
Üniversitenin kente olan müdahalesi sadece ekonomik anlamda kalmamalı.
Rektör Aydın; "100 günde Eskişehir'e 90 Milyonluk katkı yaptık' diyor ama;
Bundan daha önemli katkıyı unutuyor aslında.
O da kampus içerisinde yaşanan sosyal etkinliklerin orada kalmaması...
Öğrencilerin kentin gelişimine katkı sağlayacak faaliyetleri elbet oluyor.
Ancak sınırlı ve kısıtlı olarak kalıyor.
Bu yüzden, üniversitenin yaptığı, yapacağı faaliyetleri şehir merkezinde de görme arzusundayız.
Bu sadece sosyal çalışmalarla değil, bilimsel çalışmalarda bile kendisini gösterebilir.
Kentin sorunları ve geliştirilen çözümler belki de kamuoyu ile daha çok paylaşılabilir.
Böyle olursa daha güzel olmaz mı?
Bu yazıyı toparlayacak bir cümleyi şöyle kurabiliriz.
"Anadolu Üniversitesi ile 100 günde bir değil, her gün buluşmalıyız. Bu sağlanırsa bugüne kadar benzeri görülmemiş, kent-üniversite işbirliğini o zaman yakalarız. 90 Milyonluk katkıyı üniversite daha da artırabilir. Fakat yukarıda bahsettiğimiz türde bir işbirliğini halen yaşayamadık, göremedik. Şundan emin olmak gerekir ki, böyle bir bütünleşmeyi bu kentin halkı çok ama çok istiyor... Çünkü Eskişehir ve Eskişehirli üniversitelerini çok seviyor"