SADECE HASTA HAKLARI, SAĞLIKÇIYA ŞİDDETE DAVETİYEDİR-3

 


Geçen haftadan devam edeyim.


Doktor ve sağlıkçılar olarak bizim diğer tüm mesleklerden çok önemli bir ayrıcalığımız, bize saldırana da, düşmanımıza da, hasta olarak bize geldiğinde, kısasta bulunmayı veya intikam almayı düşünmememiz ve işimizi aksatmasına meydan vermeden iyileşmesi için gerekeni yapmamızdır.


Maalesef bizlerin bu merhametliliğimiz hem hastalar ve yakınları, hem de bizleri ilgilendiren kararları alanlar tarafından da istismar edilmektedir.


Daha az eğitim süreleri olduğu halde doktor dışı tüm mesleklerin maaşları, daha riskli ve daha uzun süreli olan doktorluğun maaşlarından hem çok daha yüksek, hem de bu maaşları emekliliklerine yansımaktadır. Doktorlara ise hem maaşlar daha düşük verilmekte, hem de büyük söylemlerle verilmekte olan primler ve döner sermaye katkıları ise özlük hakkı olarak emekliliklerine yansıtılmamaktadır. çünkü sadece biz doktorların başı kel de ondan….


Sorgulandığı takdirde görülecektir ki, bütün hekim ve diğer sağlıkçıların bir numaralı sorunu, emekli maaşı güvenceli, belirlenecek ve eşdeğerde kabul edilecek bir bürokrat maaşına indeksli istikrarlı bir maaş sistemi olmasıdır. Ailesini geçindirmede ve çocuğunu okutup geleceğini güvenceye alacak bir maaşına kavuşmaktır. Bu arada fazla mesaisinin başka iş kollarından daha düşük olmayacak ve istismar edildiği duygusu yaratmayacak bir şekilde değerlendirilmesidir. Belirlenecek aylık ve yıllık asgari çalışma sınırının üstündeki çalışma ve fedakârlıklarının, çabalarının da ek prim şeklinde (performans değil) veya ikramiye ismi altında ödüllendirilip, hakkının yenmemesidir. üniversite veya bir eğitim kurumunda ise, sağlık aktiviteleri yanında araştırma, bilimsel aktiviteler ve eğitim faaliyetlerinin daha da önemsenerek değerlendirilmesi ve ödüllendirilmesidir. Ve dikkat edilirse, bu önerilerin hiçbirinde hekim doğrudan hasta ile karşılıklı kalacağı maddi bir alışverişte değildir.


Gerek hekimlerin ve gerekse hâkimlerin tabi oldukları yasa maddelerinin içerikleri hemen hemen aynı. Hâkimler ve hekimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Ancak bu iki grup meslek mensubu, karar verme özellikleri benzer olduğu halde, yaptıkları işin denetlenmesi yönünden farklı yasalara tabi tutulmaktadırlar. örneğin hekimler için dikkat eksikliği, özen eksikliği ve ihmal için kullanılan taksirli suç diye bir kavram söz konusu iken, bu kavram hâkimler için söz konusu değildir. Ve hekimin taksirli bir davranışı, maalesef TCK Madde-22’de şoförler ile aynı kefeye konulmuş bulunmaktadır. Yargıçlıkta, hekimlikte olduğu gibi taksirli bir davranış söz konusu olmamakta ancak yargıçların müfettişler tarafından denetlenmesi ve puanlanması söz konusu olmaktadır. Yönetmelikte, yargıcın “Kişisel ve Sosyal özellikleri” yanında “Mesleki Bilgi ve çalışması” da denetlenip puanlandırılmakta ve Teftiş Kurulu tarafından son değerlendirme yapılıp nihai puan verilmektedir. Bu nihai puana göre de yargıcın terfileri ile gerekirse uyarma cezası ile meslekten ihraca kadar farklı cezalar verilmektedir. Ancak bunlar arasında mesleki ihmal veya hatalar nedeniyle, biz hekimlerde olduğu gibi, hasta veya yakınlarının hakaretleri söz konusu olmamakta ve TCK’nın 22’nci maddesine bağlılıkları olmadığından davalı veya davacılar tarafından davalar da açılmamaktadır. Hiçbir yargıcın bir kişinin mesleğini, ailesini, çoluk çocuğunun durumunu, tutuklanınca ülkeye olacak zararı, mesleğini engellemekle oluşacak zararları düşünerek karar verdiğini zannetmiyorum ve hiç duymadım. Bu konuları hatırlatan veya bu zararları göz önünde bulundurarak hakimin vereceği kararlara müdahale etmek üzere yönetmelik çıkaran bir girişim olduğuna değil, düşünüldüğüne dahi şahit olmadım. Buna karşılık SGK kurumu devreye girdiğinden beri dozu her yıl daha da artmak üzere ve Sağlık Harcamaları bahane edilerek hekimin tedavi kararına müdahale edilmekte, reçeteye yazacağı ilaç 4 kalem ile sınırlanmakta, ilaçlar belirli ihtisas dallarına sınırlanıp tedaviden sorumlu hekim başka bir branş hekimine muhtaç hale getirilmekte, hele hele Pratisyen Hekimlerin mesleklerini uygulamaları iyice sınırlandırılmaktadır. çünkü sadece biz doktorların başı kel!!!


Doktor ve diğer Sağlıkçılara şiddete karşı şu çözüm önerilerimi uygun görmekteyim:


Hekim Hakları ve Sorumlulukları yanında Hasta ve Yakını Hak ve Sorumlulukları da olmalıdır: Hekim-hasta ilişkisinde iki taraf söz konusudur. Ancak dengeli tutulması gereken bu ikiliden gerek medyada, gerekse hastane koridorlarına asılan tabelalarda sadece hasta hakları söz konusu edilmiş ve maalesef DOKTOR VE SAĞLIK çALIŞANININ DA HAKLARI hiç gündeme getirilmemiş, ikinci bir tabela olarak asılmamış ve ezdirilmiş, küçük düşürülmüş, gururu incitilmiş taraf konumuna yol açılmıştır. Tek taraflı hak verilmiş olan hasta-hasta yakını gurubu bu hakları istismar etmiş ve “yetkisize yetki verilme zulmü” oluşturulmuştur. Hekim hasta arasındaki düzeyli ve masum ilişkide hasta, karşısındaki hekime büyük bir güven, iyi niyet ve teslimiyet duygusu içindedir ve bunun da hiçbir şekilde zedelenmemesi gerekir. Bunun olmaması için de hekimin hak ve sorumluklarını bilip titizlikle uyması yanında, hastanın ve hasta yakınının da kendilerine ait hak ve sorumlulukları çok çok iyi bilmeleri gerekmektedir. Bu nedenle de hem tüm sağlık kuruluşlarında bu haklara ilişkin panolar mutlaka yan yana konulmalı, aynı yan yanalığı içeren broşürler bulundurulmalı, sık sık medya kanalıyla aydınlatıcı bilgi spotları yayınlanmalı, acil servis çalışma yönergeleri hakkında da bilgiler verilmelidir.


Haftaya inşallah devam etmek üzere.


NOT-1: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. Almanızla bize destek olursanız, öğrenci sayımız artacaktır: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA".


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi