Her yıl ortalığa yayılan pis kokular, spor sahalarından mı kaynaklanmaktadır?
Yoksa yöneticilerden mi?
Antrenörüne küfür eden bir çocuğun arkasında durmanın adı babalık mıdır, yoksa yöneticilik mi?
Bir gerçek var. Bu şehirde insanlık da dibe vuruyor, futbolumuz gibi...

Koskoca DSİ Bentspor kulübünde saltanatlık kurulmuş da haberimiz yok. 9 ay beş kuruş para almayıp, başarıyla görevini yapan antrenör Orhan Bek'in yanı sıra bazı genç oyuncuların kulüpten ayrılmasına neden olan olaylar, bugünlerde kulaktan kulağa dolaşıyor spor camiasında. Anlatılanlar yılların çınarı olan bir kulübün kişilerin kendi egolarını tatmin ettiği yer haline geldiğini gösterir cinsten. Son yıllarda, eski misyonunu kaybeden ve su gibi antrenör harcayan Bentspor'un bu günleri yaşaması sebepsiz değil!
Kaleci olan oğlunu kazanmak adına o takımın antrenörünü harcamayı göze almış bir yöneticilik zihniyetinin bulunduğu kulüpten fazla bir şey beklemek hayalcilik olur galiba. Antrenörüne ağza alınmayacak hakaretlerde bulunma hakkını kendinde bulan bir evladın arkasında durmak, yanlışa ortak olmak değil midir?
Bu saygısızlığın yanlışı savunanlar bunun bedelini gün gelince mutlaka ödeyecektir. Hem de kendi evlatları tarafından...
İnsanlar ne ekerse onu biçer.
İlginç olan ise Müessese kulüplerinde; çalışanların çocuklarına öncelik tanınacağını savunan kişilerin hala yöneticilik sıfatıyla görevde bulunmasıdır. DSİ Bölge Müdürü'nün bu olaya el atması ve mevcut yönetimi derhal tasfiye etmesi gerekmektedir. En azından kulübünün zedelenen itibarını biraz olsun geri kazandırmak için. Çünkü Bentspor'da anlatılan tarzda yöneticiler olduğu müddetçe alın teri, emek ve ahlakın hükmü olmayacaktır...
Bu kulübün son yıllarda kaç antrenör ve futbolcuyu harcadığına bakanlar ne dediğimi daha iyi anlar...

Benim garibime giden bir diğer olay ise;
TÜFAD'ın bu konuda bir açıklamada bulunmaması. Kapalı kapılar ardında kişilerin aralarını bulmaya çalışmak yerine Derneğin Orhan Bek'in hakkını aramak adına yazılı bir açıklama yaparak antrenörüne sahip çıkmasını beklerdim.
Antrenörlere özel geceyle ödül dağıtmak kolay.
Sıkıntısı bulunan antrenörlere sahip çıkmaktır asıl olay.
TÜFAD yönetimi herhalde DSİ kurumunun zedelenecek imajını, bir antrenörünün gururundan üstün tuttu.
Çocukluğumuzda su içerken yılan bile dokunmazdı, şimdi dokunuyor. Şimdi, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyen kişilerin yaşadığı şehirde, yılanlara suskun kalanlar bizlere dokunuyor.

Günümüzde ne yazık ki vicdan yok, insanlık ise hiç yok.
Bu soysuz düzende herkes kendi çıkarı doğrultusunda iş yapar hale gelmiş.
Ama Adaletsizlikte bir saltanattır.
Ve gün gelir insanın başına yıkılır.

Gerçek olan şu ki;
Orhan hoca gibiler her zaman çalışacak bir kulüp bulur.
Bentspor kulübü ise bugünlerde kaybettiği saygınlığını zor bulur.
Orhan Bek gibi kompleksiz bir kişilik, gittiği her yerde saygıyı görür.
Ne acıdır ki,
Bulunduğu kurumun değerlerinin bile farkında olmayan ve bu değerlere sahip çıkamayan kişiler böyle bir saygıyı ne yaşarken, ne de öldükten sonra zor görür!