2012 yılı artık geride kalıyor
İki ay sonra yeni yıla adım atmış olacağız
2013 yılı Eskişehir açısından önemli.
Zira, öne alınmaz ise (ki alınmayacak gibi görünüyor) 2014 yılının hemen başında mahalli seçimler var.
Dolayısıyla...
İçine adım atacağımız yıl, mahalli seçimlere yönelik projelerin orta yere serildiği bir yıl olacak.
Eskişehir'de, mevcut Belediyelerin tümünü almayı bugüne kadar başaramayan iktidar partisinin bir ilki gerçekleştireme düşüncesi var.
Aynı düşünceyi CHP de taşımıyor değil.
CHP'de bugüne kadar Eskişehir'deki mevcut Belediyelerin tümünü alamama eksikliğini 2014 seçimlerinde silmek istiyor.
Sözün kısası...
2013 yılının başından başlamak üzere her iki taraf da 2014 yılı başında yapılacak olan mahalli seçimlerde Belediyelerin tümünü kazanma arzusu ile yıla başlayacak.
Eskişehir'e hükümet kanalıyla gelen ve yarım olan hizmetler var.
Yine...
Eskişehir'e büyükşehir Belediyesi kanalıyla gelmiş ve yarım kalmış hizmetler bulunuyor.
Dolayısıyla...
Her iki taraf da 2014 yılında yapılacak olan mahalli seçimlere kadar bu yarım kalmış hizmetleri bitirmek ve halkın kullanımına açmak için çalışacak.
Çünkü...
Bu hizmetlerin tamamlanıp, kullanıma açılması mahalli seçimlerde etkili olacak.
Bunun yanı sıra, mahalli seçimlere yönelik her iki tarafın da yeni projeleri mutlaka olacak..
Dolayısıyla...
Mahalli seçimlerin kaderini, her iki tarafın da başladığı ve muhtemelen de mahalli seçimlere kadar tamamlayacağı projelerle, yine seçimlere yönelik yeni üretecekleri projeler belirleyecek.
Her iki tarafın, mahalli seçimlerde üstünlük kurma adına tamamlayıp halkın kullanımına sunacağı bu projelerin çarpışması da, ister istemez Eskişehir'e yarayacak.
O yüzden...
İçine adım attığımız yıl bir anlamda Eskişehir'i şantiye görüntüsüne sokacak.
.........
Uzun zamandır ortalarda yoktu
Bir dönemin en renkli siyasetçisiydi.
Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ricası ile DSP nin Eskişehir Milletvekili 3 ncü sırasına konulduğu söylendi.
DSP nin 3 Milletvekili çıkartmasıyla da Eskişehir milletvekili oldu.
Meclisin açıldığı ilk gün, açılışa geç kaldığı için bulduğu boş koltuğa oturan ve Bakanlar kurulu koltuğuna oturduğu için de hemen kaldırılan isim olarak daha ilk günden ismini duyurdu.
Japonya gezisinde "Bu imparatoru devirmek lazım" dediği için ufak bir krize neden oldu.
Bir süre sonra televizyonların magazin kanallarının vazgeçilmez ismi haline geldi.
Cumhurbaşkanlığına aday olup, Genel Başkanına bayrak açmasıyla iyice tanındı.
Sonrasında CHP ye geçip, yeniden aday adayı olmasına rağmen, listede yer bulamadı.
Böylece Milletvekilliği sona ermiş oldu.
Mail Büyükerman'dan bahsediyoruz.
Bir dönemin gerçekten en renkli siyasetçisiydi.
Uzun süredir de ortalarda yoktu.
Kendisini görçekten özlemiştik, yi de oldu...
En son 29 Ekim kutlamalarında elinde bayrakla görüldü.
......
Tepki gösterdi mi? Gösterdi...
Star Gazetesi yazarının Eskişehir'i Fuhuş kenti yapan konuşması uzun süredir gündemde ki yerini koruyor.
Aynı mesele önceki akşam Tepebaşı Belediye meclisini de karıştırmış.
Meclisin, bu sözler üzerine kınama kararı almak istemesi, AKP li üyelerin salonu terk etmesine neden olmuş.
İşte bu tartışmalar sırasında konuşmuş AKP li Vahap Ata...
Kendisinin d o sözler söylendiğinde orada olduğunu belirttikten sonra;
-"Ben daha orada bu sözlerin maksadını aştığını söyledim. Hem de bizzat gazetecilerin masasında" diyerek, masada bulunan gazetecilerin ismini sayarken, bizim ismimizi de zikretmiş.
Vahap Ata bunu söylemiş ama, pek inandırıcı olmamış.
Kendisine "Öyle olsaydı gazeteciler bunu yazardı" denilmiş.
Vahap Ata, her ne kadar söylediği ile CHP lileri inandıramasa da doğruyu söylüyor.
Zira...
O densiz gazetecinin Eskişehir ile ilgili sözleri söylemesinin ardından, bizim de bulunduğumuz masaya gelen Vahap Ata, söylenilen sözlerin maksadını aştığını bizzat ifade etti.
Ve bu sözlerden ötürü son derece üzüldüğünü de özellikle belirtti.
Haa bunu niye yazmadık...
Çünkü sohbet sırasında söyledi bu cümleleri.
Buna rağmen yazsaydık ne olurdu?
Hiçbir şey olmaz, belki AKP içinden de bazılarının olaya bakış açısının farklı olduğunu yansıtabilmiş olurduk.
Ne diyelim?
Keşke yazmış olsaydık...
.......
Biraz da gülmek lazım
Temel, Amerikalı ve Japon oturuyor. Birden bir telefon çalar. Temel bakar çalan yeni aldığı cep telefonu değil. Amerikalıya bakmış elini kulağına koymuş kendi kendine konuşuyor. Temel herhalde deli diye düşünmüş. Merakdan sormuş. "Abi sen deli misin nesin, kendi kendine konuşuyorsun." Amerikalı "Bizdeki teknoloji sizdekinden gelişmiştir. Elimize bir mikrochip koyup konuşuyoruz." Temel bozulmuş haliyle. Bir daha çalmış telefon. Bakmış Temel'in telefonu değil. Amerikalının da değil. Bakmışlar ki Japon kendi kendine konuşuyor. Konuşma bittikten sonra sormuşlar. "Deli misin sen arkadaş" diye. Japon da kendi teknolojilerinin dünyadaki en gelişmiş teknoloji olduğunu söylemiş. Ağıza ve kulağa bir chip koyarak konuştuklarını söylemiş. Temel ile Amerikalı bozulmuş. Temel bunu üzerine bir gaz bombası atmış. Amerikalı ile Japon burunlarını tıkmayıp sormuşlar Temel'e: "Kardeş ne yaptın sen, ayıp olmuyor mu?".
Temel de: "Yok bir şey ya,yeni teknolojimizle fax çektim de" demiş.