Yıllar öncesinin şehir siyaseti rengârenkti.
İşi böylesine güzel kılan, siyasetin tamamen kent içerisinde yapılıyor olmasıydı.
Yani siyasi parti temsilcileri, genel siyaseti ağızlarına almazlar, şehirde olan biterlerle ilgili partilerinin görüşlerini ortaya koyarlardı.
Durum böyle olunca da, zaten bize bize olduğumuz şehirde, hemen her fikrin ortaya konması şehrin gelişimine de en büyük katkıyı sağlıyordu.
Anlayacağınız;
Bir tarafta en hararetli en hareketli siyasetin yapıldığı şehir ortaya çıkıyor, diğer tarafta da bu sayede sorunları çözülen, gelişimi sağlanan ve hatta Büyükşehir bile yapılan Eskişehir ortaya çıkıyordu...
***
O yıllardan bu günlere ülke siyaseti gibi, şehir siyaseti de değişti.
Eline birkaç tane anahtar alanın, oyları heybesine indirdiği dönemden;
Gözlemleyen ve sorgulayan bir seçmen kitlesinin oluştuğu bir döneme geçildi.
Kısaca;
Artık vatandaşın oyunu almak, hiçte öyle kolay olmuyor.
Daha doğrusu içi boş vaatlere artık hiç kimse inanmıyor.
Bu yüzden siyaset yapanlar, boş söylemler yerine artık, herkesi ikna edebilecek vaatler sunmak zorunda kalıyor.
***
Ülke genelinde olduğu gibi, geçen zaman, şehir siyasetini de değiştirdi!
Eskişehir'de de eskisi gibi siyaset yapılmaz oldu.
Kent gündemi yerine çoğu parti, ülke meseleleriyle ilgili konuşmaya başladı.
Muhakkak bunun belli başlı sorunları var.
Ancak yerel siyasetten, genel siyasete doğru gidişatı gözlemlediğimizi söyleyebiliriz!
Bu gidiş sırasında ise, siyaseti eskisi gibi yerelde tutanların ise kazançlı çıktığını söyleyebiliriz.
Çünkü Eskişehirli vatandaş, ülke sorunlarında olduğu gibi, şehir sorunları konusunda da artık gözlemliyor, yorumluyor ve çıkardığı sonuca göre sandığa oyunu bırakıyor.
İşte bu yüzden Büyükerşen ile AKP arasında gidip gelen seçim sonuçları ortaya çıkıyor.
Çünkü her iki kesimde Eskişehirlinin istediği tarzda politika yapıyor.
Birisi 'raylı sistem genişletilsin' diyor, diğeri yeni stadyumu sunuyor!
Bir taraf parkları ortaya koyuyor, diğer taraf korsan gemiyi eleştiriyor vs.
Bunun gibi bir ton örnek bulabiliriz
Tüm bunlar olurken de vatandaş, kimin haklı olup olmadığını, yapılanlardan ve söylenenlerden yola çıkarak çözüyor.
Ve partisine ya da başka bağlarına bakmadan herkesi yeniden görev başına getirebiliyor.
Büyükerşen'in üst üste üçüncü kez seçilmesinin başka tarifi olabilir mi?
***
Buradan şu sonucu çıkarabiliriz.
Ülke siyaseti tamamen kabuk değiştirse de;
Yeni bir Türk siyaset yapısı oluşsa da,
Yerel siyaset bile, yerini genel siyasete bırakmış olsa da;
Eskişehirli kentine olan bakışını hiç değiştirmiyor.
Şehrinde kimin ne söylediğini, ne yaptığını çok iyi takip ediyor.
Gazeteleri çok yakından izliyor, yazılanı çizileni satır satır okuyor.
Bu yüzden Eskişehirli farkını her dönem olduğu gibi, bu dönemde de ortaya koyuyor...
***
Tüm bunları neden yazdık?
Emre Demir, dün şehir meseleleri üzerine yorumlarda bulunmuş.
DP'nin genç il başkanı, partisinin Pazar toplantısında ulaşım sorunlarını ortaya koymuş.
Çevre yolunda yapılanlardan, şehir merkezinde geçit vermeyen caddelere kadar her sorunu adeta halka şikâyet etmiş.
O eski yılları hatırlatan türde siyaseti yeniden kentin kamuoyuna sunmuş.
DP'de parti binalarında alkışlardan belki de ellerin patladığı yıllardaki gibi söylemlerde bulunmuş.
Ne güzelde etmiş!
Kısaca şehir siyaseti yapmış!
Bu yüzden kutluyoruz kendisini...
Keşke tüm partiler eskisi gibi yerelde siyaset yapsa!
Böylece Eskişehir siyaseti iki kutuplu halden çıkmış olsa...
Tıpkı o yıllardaki gibi, yeniden her fikrin şehir ile ilgili bir şeyler söylediği, 'o dönemdeki gibi' rengârenk siyaset oluşsa...
Daha güzel olmaz mı?