SEN MAKYAJSIZ DA GÜZELSİN...

Seyitgazi’deydik dün…

Başkan Uğur Tepe gazetecileri Seyir Tepe’de ağırladı.

Projelerini anlattı.

İlçeyi gezme imkanı da bulduk.

Eksikliklerden, yapılması gerekenlerden mi bahsetsem diye çok düşündüm ama vazgeçtim.

Romantik bir yazı yazmaya karar verdim.

Tabi benden ne kadar çıkarsa romantizm artık…

Yaslandığım bir ağaç kenarına rüzgârın esintisini ilham olarak, ağacın gölgesine sığınarak elimde telefon anlatmaya çalıştım kalemim yettiğince…

Hatta köşe yazdığımı gören gazeteci arkadaşlar yanıma gelerek uyardı: “Şu köşeyi sana ayırdık. Git orada yaz yazını… Güzel bir şeyler yaz ama eleştirip durma herkesi…”

Olur dedim, hay hay!

Sonra ben güzel şeyler yazmaya çalışırken hatta yazımı tamamlamışken telefonumun azizliğine uğradım.

Bir baktım köşe silinmiş…

Telefon da alışkın değil tabi sivrilmeden yazılanlara…

Kızmadım bu yüzden ona…

Israrla devam ettim.

En baştan başladım!

Güzellikleri yazacağım diye söz verdim ya artık, sözümü tutmam lazım!

Küçük bir ilçede yokuş aşağı taşlı yolda yürümek etkiledi beni…

İlgi çekmeyen doğal güzellikler içimi aydınlattı.

Çocukluğuma götüren yıpranmış okul binaları ferahlattı kalbimi…

Çok demode gelebilir ama eskiler huzur verir bana…

Geçmişi bir türlü eskitemediğimden belki de…

Şöyle bir etrafa göz gezdirdim de yazımı yazdığım ağacın kenarında…

Keşfedilememenin verdiği sitemkar hava ciğerlerime konuk oldu.

Hissettim anlatmaya çalıştıklarını…

‘Hey Seyitgazi ne zaman turist akınına uğrayacak’ diye gazlama bir yazı bekledi benden büyük ihtimal…

Dikkate almadım.

Sitemine yanıt verdim: “Sen böyle güzelsin” dedim…

Olgunluğunla…

Yorgunluğunla…

Kimler geldi kimler geçti bu şehirden oysa değil mi?

Sen uğurlamadın mı her birini giderken?

Şehre göç ederken?

Gülümseyerek arkalarından sadece el sallamadın mı?

Bırak boşver!

Binlercesi gelmese de olur.

Sen onlarsız da, makyajsız da güzelsin kardeş!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi