ŞİDDETTE EŞLERİN HATALARI - 2


Geçen hafta "Şiddette eşlerin hataları" konusundan bahsederken, kadın hatalarından bazılarına değinmiştim. Bu hafta da kaldığım yerden devam edeyim.
Gerçek sevgide, bencillik, benim dediğim olacak baskısı olmaz. Hoşgörü, karşısındakini üzmeme, onun iyiliğini ve memnuniyetini ön planda tutma, kısacası gerektiğinde onun için fedakârlık yapma, hatta mutlu olacağını anladığı anda sevgisini içine atıp onu serbest bırakma, ayrılmayı göze alma da vardır. Kesinlikle dövme veya öldürme akla bile gelmez. Bu saydıklarımın olmadığı beraberlik, sevgi beraberliği değil, cinsel ve fizyonomi hoşlanması veya tek taraflı takıntı nedeniyle olan yüzeysel ve bu durumda olanın karşı cinste olan biri ile olma eksikliğine dayanan bir beraberliktir. Takıntılı ve sevginin "s" harfinin bile olmadığı beraberliklerde, vazgeçme girişiminin başlaması ile, karşı tarafı tehditler ve "Seni başkasına yar etmem, döverim, öldürürüm" gibi sözde erkeklik, efelik şeklinde reaksiyonlar başlar. Ve bu tip yaralamalı, dövmeli veya öldürmeli olaylarda, çoğunlukla bu gerçek olmayan yüzeysel sevgi söz konusudur. Çünkü içten olan gerçek sevgi beraberliğinde, değil dövme, en ufak bir zarar verme bile düşünülemez ve gerçekleşmez de. İşte bu nedenle de, daha flört veya nişanlılık döneminde, yukarıda saydığım gerçek sevgi kriterlerine aykırı davranışları olan bir erkek ile kızlar evlenmemelidir.
Maddi durumu sefillik çektirmeyecek ve başkasına muhtaç etmeyecek düzeyde olan ile evlenilmelidir. "Para ile saadet olmaz" şarkısındaki bu sözler, gerçeğe hem uygun, hem de değildir. Bunun doğrusunun, "Yeterli Para ile saadet olur, sefillikte ise olmaz" şeklinde olmalıdır. Çünkü parasızlık ile zamanla eşlerin duygusal kaynaşmaları ve doğal birliktelikleri mutlaka olumsuz yönde etkilenecektir. Parasızlığa, etraftaki tüketim malzemelerinin çokluğu ve bunlara sahip olmayış, kişide eksiklik ve yetersizlik duygusunu uyandıracak ve kişinin yokluğa katlanma gücünü zayıflatacaktır. Böylesi bir duygu ise, eşlerin duygusal ve cinsel kaynaşmalarına olumsuz etki gösterecektir. Bu da çoğunlukla eşleri gergin, çabuk sinirlenen, eleştirel yaklaşımlı, erkeği mobbing ve /veya şiddet, kadını ise ancak mobbing uygulayan bir konuma sürükleyecektir. Doktor olarak bana muayeneye gelen 1-2 yıllık yeni evli psikolojik yönden hastalanmış genç kadınlarla konuştuğumda, çoğunlukla karşılaştığım örneklerde, eşleri işsiz ve babasının verdiği ile geçinmekte olan veya erkek babasının işyerinde çalışmakta, fakat ortaklık olmadığı için ve belirli bir aylık da olmadığından, babanın verdiği ve miktarı babanın insafına kalmış harçlık gibi para ile geçinmek söz konusu olmaktadır. Tabi böylesi bir yaşam, geleceğe güvenli bakmaya uygun olmayacağından, eşlerde yine gerginlik ve çabuk sinirlenme ile mobbing ve /veya şiddet reaksiyonları gelişecektir.
Erkek, yaratılışı /fıtratı gereği kadına göre kas gücü fazla, saldırganlık, kolay kavga çıkarma ve kaba kuvvete başvurma ile kaba konuşma yatkınlığındadır. Buna karşılık kadın, hakkını kaba kuvveti ile alamayacağından, bunun yerine konuşarak ve kadınsı yumuşak yaklaşımı ile ikna ederek ve erkeklik ön yargısına ait "Ben erkeğim ve benim dediğim olmalı" görüşünü ön planda tutarak, diğer bir ifade ile farklı stratejiler uygulamak durumundadır. Dolayısıyla erkek de, manevi şiddete maruz kalmaması için, evlenme kararını vermeden önce şu konulara özellikle dikkat etmelidir:
Evleneceği kız, eğitim ve gelir düzeyine denk olmalı ve kendisinden çok eğitimsiz veya çok eğitimli olmamalıdır. Çalışma düzeyinde veya yakın bir işte de çalışanı tercih etmelidir. Çünkü gerek çalışan ve gerekse eğitimli bir eş, erkeğe göre olaylara daha geniş bir bakış açısı ile yaklaşımı ile erkeğe görüş bildiren ve onunla görüş tartışması ve katkısı sağlayabilen bir eş demektir. Diğer bir ifade ile böylesi bir aile demek "Bir elin nesi var, iki elin sesi var" özdeyişine uygun güçlü bir aile olacaktır.
Abartılı gösterişli, pahalı ve marka takıntılı giyinen, aşırı süslenme merakında olan, yani müsrif tabiatlı olduğu anlaşılan bir kızla evlenirken dikkatli olmalı.
Ailesine aşırı düşkün, bağımlı veya hiçbir bağlılık göstermeyen ile de evlenirken dikkatli olmalı. Bunları makul düzeyde uygulayanı tercih etmelidir.
Her denilene "Evet" diyen ve yerine göre "Hayır" demeyip hakkını aramayan, diğer bir ifade ile eleştirel ve yapıcı akılla katkı sağlayacak kapasitesi olmayan ile evlenmeye yaklaşım kararı için acele etmemelidir.
Aşırı ilgisi ile kişiyi sıkboğaz edercesine baskı altına alan, aşırı ve mantıksız kıskançlık krizleri gösteren ile de (normali olmalı tabi) evlenme kararı dikkatli verilmelidir.
Yukarıda erkek için söylediğim içten sevgisini sözde değil, hoşgörüsü, karşısındakinin iyiliği için gerekirse vazgeçme fedakârlığını gösterebilecek ve bayılma veya intihar girişimlerine sığınıp kişiyi bağlamaya teşebbüs etmeyecek olan kız ile evlenmeyi ise çekinmeden kabul etmelidir.
Kısacası, gerek kız, gerekse erkek evlenme adayları, ileride mobbing ve /veya şiddet içeren bir yaşantı riskine karşı, daha arkadaşlık, flört ve /veya sözlü, nişanlı oldukları dönemlerden başlamak üzere sıkıntılı ve mutluluk anlarını birlikte göğüsleyeceklerine inandıkları ile evlenmelidirler.
Allah, Kur'an aracılığı ile insanların evlenmelerini istemiştir. Çünkü, mutlu bir eşleşmeyi sağlayarak ikinin birlikteliğine, yani Allah'ın tekliğine ulaşma sınavı ve aracı olarak görüldüğü için evlenme önerilmektedir. Dolayısıyla da, mutsuz bir evliliğin de, artık bu amaca ulaşmayacağı kabul edildiğinden, boşanmanın da kolay uygulanması gerektiğine değinilmiştir.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercüme)" ve "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 8 NİSAN 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi