
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Siyasette kaş yaparken göz çıkartmak...
-"Odunpazarı Bölgesi herhangi birine emanet edilmeyecek kadar kıymetli ve özeldir"
Bu sözler iktidar partisinin Odunpazarı İlçe Başkanı Ercan Kelleci'ye ait.
Odunpazarı bölgesine gözlerini dikenlere yönelik söylemiş bu sözleri.
İsim vermemiş ama, CHP'lilere seslenmiş.
-"O yüzden Odunpazarı Belediye Başkanımızı hedef haline getirdiler" diyor.
Aday bolluğunun olduğu CHP'de, Odunpazarı bölgesine kesin kazanılacak bölge gözü ile bakılma yanılgısı içinde olduklarını söylüyor.
Sonuç olarak da...
-"Odunpazarı çok kıymetli bir ilçe. Belediye başkanımızın sayesinde Türkiye'nin en önemli ilçelerinden biri haline geldi. O yüzden Odunpazarını kimliksizleştiremeyecekler" diyerek tamamlıyor konuşmasını.
Ne yalan söyleyelim, Ercan Kelleci'nin bu açıklamasını okuyunca, siyasette yaşanan eski bir olay geldi aklımıza...
Doğru Yol Partisi'nde seçim öncesi genel başkan Tansu Çiller milletvekili Sadri Yıldırım ile konuşuyor.
-"Sadri Bey. Eskişehir'in durumu nedir? Eskişehir'den kaç Milletvekili çıkartırız?" diye soruyor.
Sadri Yıldırım abartıyor işi ve "Durum çok iyi. Eskişehir'den en az 3 milletvekili çıkartırız" cevabını veriyor.
Aradan kısa bir süre geçiyor ki, Sadri Yıldırım listede 3 ncü sıraya yerleştirilmiş.
Anlaşılan o ki, Tansu Çiller "Madem Eskişehir'den 3 Milletvekili çıkar diyor, O halde 3 ncü sıraya Sadri Yıldırım'ı koyun" demiş.
Yani...
Sadri Yıldırım kaş yapmak isterken, kendi gözünü çıkartıvermiş.
Şimdi diyeceksiniz ki Ercan Kelleci'nin söylediği ile bu anlattığın olayın ne alakası var?
Alakası var...
Şöyle ki...
Ercan Kelleci "Odunpazarı bölgesi başkanımız sayesinde Türkiye'nin en önemli ilçesi haline geldi" diyor ya...
Bunun dillenmesi halinde iktidar partisi'nde;
- "Odunpazarını ancak mevcut Belediye Başkanı ile alabiliriz" düşüncesi oluşabilir.
Böylece...
Büyükşehir belediye Başkan adayı olmak istediği bilinen Burhan Sakallı'ya partisi tarafından;
-"Odunpazarı Sol oyların çoğunlukta olduğu bir ilçe. O yüzden en avantajlı isim sensin. Zaten ilçe başkanın da bunu söylüyor" diyerek, bir dönem daha Odunpazarı adayı gösterebilir.
O zaman ne mi olur...
Sadri Yıldırım'ın kendi kendine yaptığını, bu kez AKP nin Odunpazarı ilçe Başkanı Burhan Sakallı için yapmış olur...
Yani...
Kaş yaparken istemeden göz çıkıverir.
Bizden söylemesi...
.....
Garip Yıldırım
izne ayrılmış...
Geçtiğimiz günlerde yazmıştık bu köşede.
ESKİ Genel Müdürü Garip Yıldırım'ın "Bırakacağı" ya da "Bıraktırılacağı" söylentilerinin olduğunu.
Bırakma tarihi olarak da, ESKİ Genel kurulunun yapılmasının beklendiğini dile getirmiştik.
Zira...
Bu konu Büyükşehir Belediyesi çevresinde sıkça konuşulmaya başlanmıştı.
Netice olarak ESKİ Genel Kurulu yapıldı geçtiğimiz günlerde.
Dünden itibaren de ESKİ Genel müdürü Garip Yıldırım izne ayrılmış.
Tahminen bir ay izinli kalacakmış.
Bu izin ne anlama geliyor bilemiyoruz.
Ama bildiğimiz bir şey var ki, o da Garip Yıldırım'ın bu izni çok konuşulacak ve bu izin üzerinden çok senaryolar üretilecek...
......
Boğaz Köprüsü'nün ortasında Es-Es bayrağı...
Avrasya maratonu nedeniyle geçtiğimiz Pazar günü İstanbul Boğaz köprüsü trafiğe kapandı.
Binlerce insan, trafiğe kapanan boğaz köprüsünü yürüyerek ya da koşarak geçti.
Küçük büyük binlerce kişi, hafta sonu Boğaz köprüsü üzerinde inanılmaz anılar yaşadı.
Kimi kahvaltı etti, kimi ise bol bol Boğazın tam ortasında fotoğraf çektirdi.
Kısacası, trafiğe kapanan Boğaz köprüsü üzerinde inanılmaz bir manzara oluştu.
Bu manzara içinde Eskişehirspor da unutulmamış.
Eskişehirli olan ve İstanbul'da yaşayan Hakan Yıldırım, Boğaz köprüsüne Eskişehirspor atkısı ile gitmiş.
Köprünün tam ortasında da bu atkıyı açarak, bir fotoğraf çektirmiş ve bize yollamış.
Doğrusunu söylemek gerekirse...
İstanbul takımlarının belalısı olan Eskişehirspor'un, Boğaziçi köprüsünün tam ortasında ki bu görüntüsü çok da iyi oturmuş.
........
Biraz da gülmek lazım
Temel roman yazmaya karar verir ve hemen Orhan Pamuk'a koşar.
- "Üstadım, ben de roman yazacağım. Seninkiler gibi çok satsın istiyorum. Bana ne önerirsin?" diye sorar. Pamuk bu samimi soruyu sever ve yardım etmeye karar verir.
-"Bak Temel Türk halkı her zaman üç konu ile daha çok ilgilenir. Ne iş yaparsan yap, bu üç ana konuyu hiç unutmayacaksın. Birincisi özel yaşam. Yani aşk, seks ilişkileri. İkincisi nereden geldiğin, kimlerden olduğun yani asalet merakı. Üçüncüsü de her şey gizemli olmalıdır. Merak uyandırman gerekir. Kitabın sonuna kadar heyecanla beklemeliler. Eh bir de kitabına dikkati çekecek bir isim bulursan iş tamamdır. En az on bin adet satılır" diyerek işin sırlarını verir.
Temel, Nobel Ödüllü Orhan Pamuk'tan aldığı gaz ile hemen kitabını yazmaya başlar. Üç ay sonra da kitabı bitirip yine Pamuk'un kapısına dikilir. Pamuk ilk iş olarak ;
-"Kitabının ismini ne koydun" diye sorar. Temel;
-"Sizin verdiğiniz önerileri dikkate alarak kitabın ismini 'Kontesi kim öptü?' olarak düşündüm. Aynen dediğiniz gibi, aşk var, seks var, gizem var."
Romanın ismi Pamuk'un çok hoşuna gitmiş.
-"Aferin. Çok güzel olmuş. Kontes ile asaleti, öpmek ile seksi vurgulamışsın. Gizem de var. Ama sana söylemeyi unuttuğum bir şey daha var. Türkiye'de en önemli konu aslında dindir. Romanın bir yerine inancı ile ilgili birkaç olay koyarsan işte o zaman kitabın kesin bestseller olur. Hatta İngilizce'ye çevrilip dünyada satılır" der.
Temel evine gidip düşünmeye başlar. Bir ay sonra Orhan Pamuk'u arayıp kitabının ismini bildirir;
-''Allah Allah, Kontesi kim öptü?..