Yılmaz Büyükerşen'in ilk Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1999 seçimleri, biraz da o dönemin esen rüzgârı ile alakalıydı.
Büyükerşen şüphesiz 99 seçimlerinin en şanslı konumdaki adayıydı ama, açık ara seçim kazanacağını çoğu kişi tahmin etmiyordu.
Apo'nun yakalanmasıyla DSP'nin müthiş bir rüzgâr yakalaması, Büyükerşen'in zaten şanslı olan konumunu neredeyse kesinleştirdi.
Büyükerşen belki 99 seçimlerini, o dönem esen DSP rüzgârı sayesinde kazandı ama...
2004 ve 2009 seçimlerini kazanması tamamen, Belediye Başkanıyken yaptığı hizmetler ve bu hizmetlerin vatandaşın gözünde karşılık bulmasıyla gerçekleşti...
BATSIN SİZİN PROJENİZ DİYE
PANKARTLAR ASILMIŞTI HALBUKİ...
Hatırlayın 2004 seçimlerini.
Büyükerşen 99 da seçildikten hemen sonra iki büyük projeye girişti.
Birincisi Porsuk, diğeri ise Tramvay projeleriydi.
Her ikisi de büyük tartışmaların yaşandığı projeler oldu.
Her iki projenin gerçekleşmesi için çok sıkıntılar çekildi.
Eskişehir'in merkezi, inşaat alanı haline geldi.
İnsanlar isyan edip, "Batsın sizin projeniz" diye pankartlar astı.
Önce Porsuk düzenlemesi bitti.
Yatağı genişletilen Porsuk, üzerinde ki köprüleri ve çevresinde ki düzenlemeleriyle güzel bir görünüme kavuştu.
Çekilen çileyi ve asılan pankartları unutan vatandaşlar, porsuğun keyfini çıkartmaya, öte yandan da yeni haliyle porsuk ile gurur duymaya başladı.
TRAMVAY TAŞ YAĞMURUNA
TUTULMUŞTU HATIRLARSANIZ
Ardından Tramvay projesi tamamlanıp, ilk seferlere başlanıldı.
İnşaatı sürdüğü için yıllarca toz toprak içinde kalan vatandaş, ilk seferlerin başlamasıyla birlikte yeni duruma alışamayıp, Tramvayları taşladı.
Duraklarda yığılan insanlar, ulaşımda ki yeni sisteme anında adapte olamadıkları için, sürekli isyan halinde geçirdi ilk günleri.
Sonrasında alışıldı tabii.
Ardından...
İlk seferinde taşlayanlar dahil herkes tarafından benimsendi Tramvay.
Hatta...
İnsanlar içten içe gurur duymaya başladı.
Netice itibarıyla.
2004 seçimlerini Büyükerşen'e kazandıran ve ikinci kez Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesini sağlayan, pek çok küçük çaplı projenin yanı sıra bu iki proje oldu
2009 DA İSE İKİ DEV PARK
2004 yılında yapılan seçimleri Porsuk ve Tramvay projeleri ile alan Büyükerşen, 2009 seçimlerini ise iki büyük parkla aldı.
Kentpark ve Sazova parklarının hizmete girmesiyle birlikte, ilk kez devasa parklarla tanışan Eskişehirli adeta bu parklara aktı.
Başka projeler yapılsa da, Büyükerşen'e seçimi kazandıran asıl bu parklar ve bu parkların tasarlanmasında ki ufuk algısıydı.
HÜKÜMET KARŞISINA
BİR ŞEY KOYAMADI
Hem 2004 hem de 2009 Mahalli seçimlerinde, hükümet imkânlarıyla Eskişehir'e "İşte bu" dedirtecek bir yatırım olmadı.
Bunun yerine...
Eskişehir'den geçen Hızlı Tren Projesi, "Eskişehir için düşünüldü" pozisyonuna sokuldu.
Kısacası...
Büyükşehir Belediyesinin 99-2004 arasında yaptığı Tramvay ve Porsuk projeleri ile, 2004-2009 arasında yaptığı Kentpark ve Sazova parklarının karşısına, hükümet imkanları ile bir proje konulamadı.
Bunun sonucu olarak da...
Büyükerşen hem 2004 hem de 2009 seçimlerini üst üste, üstelik de oylarını arttırarak kazandı.
BAKALIM 2014 DE KOYABİLECEK Mİ?
Eğer süre 6 ay geri çekilmezse mahalli İdareler seçimi 2014 yılının Mart ayında yapılacak.
Üç dönem üst üste Büyükşehir belediye Başkanı olan Yılmaz Büyükerşen, 2014 seçimlerinde de muhtemelen aday olacak.
Büyükerşen'in, girdiği her seçim öncesinde olduğu gibi 2014 için iki önemli projesi var.
Birincisi; Mevcut Tramvay hatlarının üç ayrı bölgeye uzatılması projesi.
Diğeri ise...
Çeşmelerden Kalabak suyu akıtma projesi.
Her iki proje de, seçimlerin hemen öncesinde tamamlanacak ve halkın hizmetine sunulacak projeler.
Dahası...
Her ikisi de, vatandaşın son derece hoşlanacağı ve takdir edeceği projeler.
Dolayasıyla...
İktidar Partisi, hükümet imkânlarını da kullanmak suretiyle, Büyükerşen'in bu projeleri karşısına bir proje ile çıkmak durumundadır.
Eğer bu olursa Eskişehirli sandığın başına hizmetleri kıyaslayarak gider.
Eğer tam tersi olursa...
Yani; 2004 ve 2009 seçimleri öncesinde olduğu gibi, Büyükerşen'in projeleri karşısına bir proje koyulmaz ise...
Büyükşehir seçimleri, iktidar partisi açısından alışılagelmiş biçimde sonuçlanır.
Ha bu arada, tarih de tekerrür etmiş olur...
.........
Aynı gün gelen iki ayrı soru
Belediyeler ile ilgili aynı gün gelen iki soru var.
Birincisi, Belediyelerin vermiş olduğu iftar yemekleriyle ilgili.
Şöyle soruluyor?
-"Belediyelerin iftar yemeği adı altında verdiği yemekler hangi kalemden karşılanıyor? Bütçede yerleri ne?"
Soru daha da genişletiliyor elbette.
-"Hadi iftar yemeği ihtiyacı olan insanlara verildi diyelim. İftar yemeklerinde siyaset niye yapılıyor?" diye.
Hatta...
-"Vatandaşın parasıyla siyasi partiler iftar yemeklerini niçin kullanma gereği duyuyor?" diye soru bile var.
İkinci soru ise, Belediyenin hizmet aldı şirketler üzerinden yaptıkları.
Örneğin...
Önce Belediyenin hizmet aldığı müteahhitte işe başlayanların, sonradan nasıl oluyorsa Belediye'de Müdür ve benzeri konuma getirildiği söyleniyor.
Ancak...
Bunların imza yetkisi olmadığı için, davulun başka elde, tokmağın ise başka elde olduğu ifade edilerek;
-"Bu nasıl iş?" diye soruluyor.
Yukarıda da söyledik.
Aynı gün gelen iki ayrı soru bu yazdıklarımız.
Her iki soruyu onaylayıp onaylamamak bize düşmez.
Her iki sorunun haklı ya da haksız olduğunun kararını vermek de.
Biz sadece, aynı güne denk gelen iki soruyu sizlerle paylaşmak istedik, o kadar...
........
Biraz da gülmek lazım
TIR şoförü orta yaşlı bir adam, kamyoncuların durup yemek yedikleri benzin istasyonunda kahvaltısını
ederken içeriye, deri ceketli, dev gibi üç tane
motorsiklet sürücüsü serseri girmiş...
Birincisi adamcağızın tabağındaki çorbada sigarasını
söndürüp barın önündeki sandalyeye oturmuş...
İkincisi adamın içtiği suyun içerisine tükürüp bardaki yerini almış..Üçüncüsü de adamın tabağını ters çevirip
arkadaşlarının yanına geçip oturmuş
Adamcağız en ufak bir itirazda bulunmadan, barı sessizce
terk etmiş. Kısa bir süre sonra serserilerden biri
garson kıza dönüp;
-"Ne biçim herif bu? Erkekliği beş para etmezmiş!.."
demiş.
-"Evet!" demiş kız,
-"Şoförlüğü de beş para etmezmiş... Biraz evvel
benzinlikten çıkarken dev gibi tırı ile üç Harley Davidson'un üzerinden geçti!.."