Tepebaşı Belediyesinin Ramazan ayı boyunca hemen her gün bir mahallede düzenlemiş olduğu iftar yemeği var.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Mahallelerde düzenlenen iftar programlarının tümüne katılıyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ise, bazılarına iştirak edebiliyor.
İşte Büyükerşen'in de katıldığı Aşağı Söğütönü'nde ki iftar yemeği önceki gün yapılmış.
Sögütönü'nde ki vatandaşlarla birlikte iftar sofrasına oturmuş Büyükerşen ile Ahmet Ataç.
Hem oruçlar açılmış, hem sohbetler edilmiş sofrada.
Sonrasında ise çayların iç ilmesine geçilmiş.
İşte bu sırada konuşmuş Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen...
Büyükşehir ve Tepebaşı Belediyeleri olarak, mevcut imkânsızlıklara rağmen her yerleşim birimine eşit hizmet götürmeye gayret ettiklerini söylemiş önce.
Ardından da...
Bugüne kadar yapılanlarla Eskişehir'in önemli bir noktaya geldiğini söylemiş.
Bu hizmetlerin devam etmesinin vatandaşın elinde olduğunu da söyleyen Büyükerşen, bir anlamda kafalarda ki "Yeniden aday olacak mı?" sorusunu da üstü kapalı cevaplamış.
Zira...
Büyükerşen, hizmetlerin devam etmesi, Eskişehir'in hak ettiği yere gelmesi için bir anlamda oy talep etmiş.
-"Gelen hizmetin bütünlüğünün olmasını istiyorsanız, bana olduğu gibi Ahmet Ataç'a da oylarınızı vermeniz gerekiyor" diyerek bir daha aday olacağının sinyallerini veren Büyükerşen, Tepebaşı'nda Ahmet Ataç'ın yeniden adaylığını da bir anlamda ilan etmiş.
.........
Projeler tamamlanmış olsa biz niçin yazmaya devam edelim ki?
Okuyuculardan zaman zaman bazı eleştiriler alıyoruz.
Yazmış olduğumuz konularla ilgili.
Sırf biz değil.
Hemen hemen tüm meslektaşlarımız uğruyor bu eleştiriye.
-"Hep aynı şeyleri yazıp duruyorsunuz" diyorlar.
-"Ne mesela?" dediğimizde ise...
Stadyumdan tutun da, Demiryolunun yer altına alınmasına, Çevre yoluna kadar hemen her konuyu sıralıyorlar.
Aslında haksız da sayılmazlar hani.
Çünkü...
Gündemimizden bu söylenilen konular hiç düşmüyor.
Bu konulardan en az birini yazmadığımız gün yok gibi.
Fakat.
Bu eleştiriyi yaparken, olayın bir de diğer yönünden bakmakta fayda var.
Sürekli aynı konuları yazıp, aynı konuları işliyoruz.
Çünkü işlediğimiz konular neticelenmiş, sonuca bağlanmış konular değil.
Yani...
Bir şekilde başlamış fakat aradan geçen yıllara rağmen sonuçlandırılamamış olaylar ister istemez gündemimizde kalıyor.
Stadyum meselesi, iki yıldır konuşuluyor. Daha ortada net bir karar halen yok.
Demiryolunun yer altına alınması meselesi isi, 6 yıldır gündemde. Çünkü 6 yılda işin yarısına bile henüz gelinemedi.
Tren Garı'nın durumu hala belirsiz, Büyükşehir Belediyesinin Çifteler caddesi üzerinde ki kültür merkezi daha bitecek. Kentpark içinde ki kongre merkezi inşaat halinde duruyor.
Çevre yolu hala tam anlamıyla bitmiş değil. Üzerinde onarım bir türlü eksik olmuyor.
Hala, Bağlar Caddesi'nden, yani Üniversite önünden sağa, Ankara yoluna çıkamıyorsunuz.
Dolayısıyla...
İşler başlanmadığı ve bitmediği için, biz de sürekli bu konuları işlemek durumunda kalıyoruz.
Eğer bu başlanacağı söylenilen ve başlanılan işler bitirilmiş olsaydı, bize de bu konularla ilgili yazı yazma, hesap sorma görevi kalmazdı.
Hani Demirel "Benzin vardı da ben mi içtim" demişti ya...
Tıpkı onun gibi...
Benzer bir yazıyı aylar öncesinde kaleme almıştık.
Baktık ki, ne başlayan bu projeler bitiyor, ne de bizim bu projelerin niçin bitmediğine dair sorularımız.
Bir de üstüne üstlük, hep aynı konuları yazdığımız için eleştiri alıyoruz.
Netice itibarıyla...
Bu hizmetler bitirildi de, biz yazmaya devam etsek anlayacağız gelen eleştirileri ama...
Öyle bir şey de yok...
.........
Biraz da gülmek lazım
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek:
"Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle" der.
...Ancak adamdan ses çıkmaz. Papaz gene: "Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle" der demesine ama adamdan gene ses çıkmaz.
Papaz iyice sinirlenir ve:
- Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun be adam?
Deyince, adam sakin sakin cevap verir,
- Nereye gideceğimi bilmeden kimse hakkında yorum yapmak istemiyorum!