1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Soramadıklarımız da vardı epey ama...

Geçtiğimiz hafta içinde İktidar Partisi'nin 5 önemli ismi ile Televizyondaydık.
Sorular sorup, cevaplar aldık program sırasında.
3 milletvekili, 1 Belediye Başkanı ve 1 İl Başkanı olunca, soruların yanıtlanması da bir hayli zaman aldı.
2,5 saat gerçekten ne bizim soru sormamıza yetti, ne de programa katılan 5 ismin cevap vermesine.
Yine de güzel bir program oldu.
Ama...
Sorulacak asıl sorular da bir türlü sorulamadı.
Aslında her birine sorulacak çok sorumuz vardı.
Örneğin Nabi Avcı'ya Üniversitelerimizin durumunu sormak istiyorduk.
Kendisinin de Akademisyen kökenli bir siyasetçi olması nedeniyle;
-"Eskişehir'deki Üniversitelerimiz Bilim ile gündeme gelme yerine, Bilimden olabildiğince uzak konularla kamuoyu gündemine geliyor. Bu size de rahatsızlık veriyor mu?" diye sormak istiyorduk.
Salih Koca'ya ise;
-"Niçin muhalefete karşı tahammülünüz yok? Siz hizmeti yaparsınız, anlayan anlar anlamayan ise anlamaz. Herkesi ikna etme çabanız niye?" diye sormayı isterdik.
Ülker Can'a "Yıllar sonra Eskişehir'in kadın bir Milletvekili oldu. Peki siz bu yılların özlemini giderecek, Kadınlara yıllar sonra temsilci olmanın farkındalığını yaratacak ne yaptınız" diye sormak isterken, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı'ya ise;
-"Siz yıllarca Büyükerşen'in Porsuk'a indirdiği Gondol ve Bot'ları eleştirdiniz. Ardından Kanlıpınar Göleti içine Vapur koydunuz. Partiniz Büyükerşen'in yıllarca Heykellerini eleştirdi, siz Bölgenize Heykeller koydunuz. Partiniz, Büyükerşen'in heykellerinin Türk Kültürünü yansıtmadığını söyleyip durdu, siz ise Çankaya'ya Donkişot heykeli diktiniz. Eleştirilen ne kadar şey varsa, bir benzerini yaptınız. Dün söyledikleriniz mi doğruydu, bu gün yaptıklarınız mı?" diye sormayı çok isterdik.
İl başkanı Süleyman Reyhan'a ise...
-"Partide adeta bir hiyerarşi var. Tıpkı Askeri düzen gibi. Kimin ne zaman il Başkanı olacağı artık rahatlıkla tahmin ediliyor. Bu daha ne kadar devam edecek" sorusunu yöneltmek isterdik.
Anlayacağınız...
Bu ve bunun gibi pek çok soru, vakit yetersizliği nedeniyle sorulamadan kursağımızda kaldı.
Ne yapalım?
Bir daha karşı karşıya geldiğimizde sorarız artık.

-----------------

Yasak çoktan başlamış Eskişehir'deki Hastanelerde

Başbakan Erdoğan "Kürtaja ve Sezaryene karşıyım" dedi.
Der demez de Sağlık bakanlığı hiç vakit kaybetmeden yasal bir düzenleme yapma yoluna gitti.
Sanki Başbakan'ın bu sözlerini beklermişçesine...
Dün öğrendik ki...
Daha yasa hazırlanmadan önce Eskişehir'deki hastanelerin büyük bir bölümü Kürtajı zaten yasaklamış.
Sezaryenle doğumu da aynı şekilde.
Önce Devlete ait hastanelerde başlamış bu yasak.
Ardından bazı özel hastaneler uygulamaya başlamışlar.
Sizin anlayacağınız...
Başbakan "Kürtaja ve Sezaryene karşıyım" der demez başlamış Eskişehir'deki Hastanelerinde yasak.
Hem de yasayı masayı beklemeden.
Demek ki çok hassas bizim şehrimizde ki Hastanelerin yöneticileri ile sahipleri.
Daha Başbakan "Leb" demeden "Leblebiyi" anlamışlar baksanıza...

-------------------

Her yolcuya bir Han dikemeyiz...

Süleyman Demirel şüphesiz Türk siyasi tarihinin en renkli ismi.
Genç yaşında atıldığı siyasette Cumhurbaşkanlığına kadar yükselmiş bir isim.
Başbakan pek sevmiyor kendisini ama, AKP Eskişehir milletvekili Nabi Avcı en azından Demirel'in Türk siyaseti literatürüne katmış olduğu bazı tanımlamalara bayılıyor.
Geçtiğimiz günlerde, Eğitimde ki 4+4+4 sistemi ile ilgili soruları yanıtlarken yeni sistem ile ilgili aksaklıklar gündeme gelmiş.
Bu aksaklıklar konuşulurken, yeni sistem çerçevesinde bazı okulların kapatılıp, İmam Hatip yapıldığı, bu yüzden çocukların evlerinden oldukça uzak diğer okullara gitmek durumunda kaldıkları hatırlatılmış Nabi Avcı'ya.
Nabi Avcı hemen Demirel'in söylediği bir sözü, yani;
-"Her yolcuya bir Han dikemeyiz" sözünü hatırlatmış önce.
Ardından da...
-"Her çocuğun evinin önüne bir okul dikemeyeceğimiz gibi" diyerek tamamlamış sözlerini.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi