
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Söylemedi demeyin...Yoklamayla alınan karpuz, koklamayla alınan kavun kelek de çıkabilir...
Partiler aday belirlemede Ön seçim tercih etmiyor.
Yani...
-"Üyeler-delegeler yargı gözetiminde oy kullanıp adayları belirlesin, böylece teşkilatın istediği adaylar meclise gelsin" demiyor.
Bunun yerine, tüzüklerinde var olan diğer bir yöntemi tercih ediyor.
Yani; Merkez yoklaması yöntemini.
Artık herkes biliyordur Merkez yoklamasının ne olduğunu...
Alacağınız karpuzun içini göremezsiniz de, ellerinizle yoklarsınız ya...
Eve getirdiğinizde kelek çıkar hani...
İşte böyle bir şey "merkez yoklaması" denilen şey...
Genel merkezde oturan 3-5 kişi, aday adayları ile 10 dakika sohbet ediyor o kadar.
Tıpkı karpuz yoklarmış gibi.
O yüzden...
Meclis halk idaresinin tecelli ettiği mekan olmaktan çıkıp, liderlerin iradesinin tecelli ettiği çiftliğe dönüyor.
Zaten zaman içinde de...
Kelek karpuzlar ortaya çıkmaya başlıyor.
İçine, derinine bakmadan aldığınız karpuzun hep iyi çıksın diye bir kuralı yok ya...
Sakın bu anlattıklarımızdan, belirlenen adayları karpuza benzettiğimiz falan anlaşılmasın.
Çünkü...
Bizim burada asıl eleştirdiğimiz aday belirleme yönteminin ta kendisi.
Yoksa, bu adaylar olmasaydı, aynı yöntemle başka adaylar olacaktı listede.
Şimdi...
Yukarıda da söylediğimiz gibi en demokratik aday belirleme yöntemi olan önseçimi tercih etmeyip, merkez yoklamasını tercih eden partiler "Ayıp olmasın" diye ne yaptılar biliyor musunuz?
Bir tanesi temayül yoklaması yaptı, ama sonucunu uygulamadı.
Diğeri, 3 Tane Merkez yöneticisini aday adayları ile görüştürüp, kanaate vardı.(10 dakikada ve hiç tanımadıkları bir insan hakkında nasıl bir kanaate vardılarsa)
Bir diğeri ise, internetten oylama ve anket yaptı, ama sonucunu hiç kimse öğrenemedi.
Sizin anlayacağınız...
Genel Başkanlar, demokratik olmayan aday belirleme yöntemlerine, biraz olsun demokrasi kırıntısı yerleştirme amacıyla ve sadece vicdanlarını rahatlattı.
Partilerde, üyeler delegeleri seçer.
Delegeler de il yönetimlerini.
Aynı delegeler, aralarından üst kurul delegelerini de seçerler.
Bu üst kurul delegeleri de, bizzat Genel Başkanı ve parti yönetimini seçer.
Sizin anlayacağınız...
Partilerde seçilen herkes, parti üyelerinin ve delegelerinin oylarıyla oturur koltuğa.
Buraya kadar görevini kusursuz yapan üye ve delegelere bir türlü Aday belirleme yetkisi verilmez.
Anlayamadığımız...
Genel Başkanlar, kendisini seçen üye ve delegeye, aday belirlemede niye güvenmez?
Kendisini seçerken son derece sağlıklı olan üye ve delege yapısı, sıra aday belirlemeye geldiğinde niye sağlıksız oluverir?
Ne olur bize biri bunu anlatsın...