
Gürcan Banger
Stres ve Sağlıklı Yaşam
Sorun, yaşamın olağan bir parçasıdır. Böyle kabul edip sorun karşısında çözüm odaklı olmak başarılı insanın tercihidir. Kuşkusuz; bir hastalığı veya sorunu tespit etmek önemlidir ama öncelikle farkında olmak gerekir. Sonra daha ayrıntılı bilgilenmeye ihtiyaç olur. Ama en önemlisi tedavi edebilmektir. Stres de olumlu ve olumlu yönleriyle bir sorun türüdür.
Hadi; stresin olumsuz tarafını toplam kalite ile ilişkilendirerek biraz dallandıralım. Sistemde bir hata oluştuğunda ilk yerine getireceğimiz faaliyet, bu hatayı ortadan kaldırmaktır. Buna “hata giderici faaliyet” adı verilir. Ama bu tür bir faaliyet, o anki durumu düzeltir. Uzun vadeli bir iyileştirme yaratmaz.
Önemli olan, hatayı gidermekten daha çok, hatanın kaynağını ortadan kaldırmaktır. Mevcut bir hatanın kaynağının ortadan kaldırılmasını “düzeltici faaliyet” olarak isimlendiriyoruz. Bu bağlamda dikkat, hatanın giderilmesini aşarak hatanın kaynağının ortadan kaldırılmasını hedefliyor.
İnsan, bir sistemde oluşabilecek hataların karakteri konusunda yeterince deneyimli ve birikimli ise bu durumda olası hata kaynaklarının ortadan kaldırmayı hedefleyebilir. Böylece gelecekte olabilecek hatalar öngörülerek önceden önlem alınması sağlanır.
Stresin, insan yaşamının bir hatası olduğu iddiasında değilim. Herkesin yaşamında stresin az ya da çok yer aldığı dönemler olur. Stres, insanın yaşamda karşılaştığı durumlara verdiği olağan bir tepkidir. Hatta pozitif durumlarda yararlı olduğu bile söylenebilir. Ama negatif enerji taşıyan stres olgusu, insanın zihnini ve bedenini tüketen özellikler taşır. Bu nedenle mevcut stresin ortadan kaldırılması ve olası stres yüklenmelerine karşı önceden önlem alınması, istenen durumlardır.
İnsanın bir yönü, sorumluluk ve çalışkanlıktır. Diğer yönü ise kolaycılık ve tembelliktir. Stresi ‘kolay (!)’ alt etmeye çalışmanın yolu, bazı kişiler tarafından sigara ve alkol gibi alışkanlıklara yönelerek aranır. Aşırı hayalcilik, içe kapanma, yaşama karşı kayıtsızlaşma, yalnızlığa bürünme… Bunlar da uyuşarak stresten kurtulmaya çalışmanın başka türleridir. Dikkat edilirse; bu ‘kurtuluş (!)’ çareleri, stres denen içe doğru kıvrılıp giden sarmalın kendisidir aynı zamanda.
Stressiz bir yaşamın ilk kuralı, bardağın dolu tarafını görmeyi başarmakla başlıyor. Bu, Pollyanna’nın Mutluluk Oyunu gibi başını kuma gömme tarzında bir yaklaşım değil. Daha çok, yaşamı pozitif yönde anlamlandırarak daha canlı, daha değerli ve daha istenir bir hale getirmeye çalışmak.
Sporun stresle mücadelede özel bir yeri var. Spor, sadece fiziksel sağlık yönünden katkı yapmıyor; aynı zamanda ruh ve zihin sağlığı için pozitif bir çerçeve oluşturuyor. Uzmanlar, haftada en az 3-4 gün en az 20 dakika boyunca yapılacak sağlıklı yaşam için spor egzersizlerinin son derece yararlı olduğunu ifade ediyorlar.
Spora dengeli beslenmenin eşlik etmesi gerekiyor. Bu ikisi, günlük en az 7 saatlik uyku ile bağdaştırıldığında; stresle mücadelede çok önemli adımlar atılmış oluyor. İşkolikler için tatilin yaratacağı olumlu dinlenmeyi de bu vesile ile anmak lazım.
Pek çok insanın zihnen dinlemek ve bedence gevşemek için özel egzersizler yaptığını biliyorum. Bu çerçevede etkinlik gösteren yoga grupları var. Doğrusu başaracağım inancında değilim ama şu yoga fikri, benim stresimin de ‘hoşuna gitmiyor’ değil.
Bitirirken; daha önce yazdığım birkaç cümleyi altını çizerek tekrarlamak isterim. Aşırı stres, yüksek tansiyon veya yüksek ateş gibi bir şey... İnsanın bedenini ve zihnini yiyip bitiriyor. Çözümü için üzerine gitmek gerekli. Önce ortadan kaldırmalı, sonra müstakbel etkilerini azaltacak önlemler almalı.