
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
ŞU ŞEHİR KENDİ DEĞERİ İÇİN NEDEN HİÇBİRŞEY YAPMAZ Kİ?
Şu anda dünyada demiryolu sektöründe 100 Milyar Euro'luk bir Pazar var.
Bu Pazar ABD'den Avustralya'ya kadar uzanıyor.
***
Eskişehir demiryolunun merkezi deniliyor.
Ancak olabilmesi için daha kat etmesi gereken yollar var.
Ancak bu yol çokta uzun değil.
Hayli yolu kat etmiş zaten bu şehir.
Son olarak raylı sistemler kümelenmesini de kurmuş.
***
Bu pazara girmek ve pazardan büyük oranlarda pay almak isteniyorsa yapılması gerekenler var.
Önce elimizde bulunanlara bakalım.
Demiryolu araçlarını artık kolayca üretebilen bir firmaya sahipsiniz.
Tülomsaş.
Kentin sanayi alt yapısı, hafızası ve ufku, sektörü pazara açmak için yeterli.
Ve bu beyinler ya da kurumlar 'kümeleşme' olarakta zaten bir araya geldi.
Yakında bir manifesto ile kamuoyu karşısına çıkacaklar.
Geriye ise sadece 'test merkezi' kalıyor.
Eh onu da Anadolu Üniversitesi, bakanlığa kaptırdığı parasının diğer yarısı ile yapacak.
Projesi de DPT'den geçti.
Hayata geçerse her şey bitamam olacak.
***
Şimdi bunların hepsi hayata geçtiğinde ne olacak?
Hemen söyleyelim...
Eskişehir bir defa bu işin merkezi haline otomatikman gelecek.
Sektörde refleksleri son derece hızlı olacak.
Artan karar verme yeteneği ile dünyanın sektörle ilgili açık bulanan yerlerine hemen ulaşacak.
İhtiyaçlara ise anında cevap verebilecek.
Nasıl cevaplar mı?
Onu da anlatalım.
***
Yukarıda saydığımız, Tülomsaş, Kent Sanayisi Birliği ve Test Merkezi bütünlüğü sağlandığında;
Lokomotif başta olmak üzere, Cer motor; vagon, tramvay, dizel motor ve boji imalatı hemen başlayacak.
"Efendim Tülomsaş'ta tramvay yapılır mı?" demeyin.
Daha geçen gün yazdık.
Bursa pres fabrikasında yaptı tramvayını.
Eskişehir de daha iyisini daha büyük pazarlarda işte bu formül ile yapıp satabilecek.
Kolay yani!
***
Bakın sözü nereye getireceğiz...
Hani bir otomobil fabrikası için kırk bin takla atıyoruz ya!
Hani o fabrika kente gelsin diye şehrin tüm yetkilileri bir araya geliyor;
Ankara'lara, İstanbullara kadar hep birlikte gidiyorlar ya;
İşte bir kezde bu formül içinde bir araya gelirlerse ortaya bayağı bir şey çıkacak.
***
Bu yüzden şimdi hesaba bir göz atalım...
Eskişehir söylediğimiz formülü hayata geçirdiğinde, yan sanayi ile birlikte yakın bir gelecekte tam 5 bin kişiyi, uzun vadede 10 bin kişiyi istihdam edecek.
Otomobil fabrikasından daha akıllıca!
Orta sınıf bir otomobilin fiyatı ortalama 20 bin EURO.
Üstelik imalatının sadece yüzde 15 yerli!
Oysa bir lokomotifin fiyatı 4 Milyon EURO.
Üstelik imalatının neredeyse yüzde 90'ı yerli!
***
Bu hesabı daha da açabilirsiniz.
Mesela yılda sadece bin tane vagon imal etseniz, sektördeki istihdamı ikiye katlayabiliyorsunuz.
Bin vagon imalatının kente ekonomik katkısını anlatmaya bile gerek yok!
Yani otomobil fabrikasından yine kat be kat daha değerli.
Raylı sistem araçlarını, dizel motor üretimlerini ya da boji imalatlarını söylemiyoruz bile!
Bu üretimlerin şehre neler katabileceğini artık varın siz tahmin edin...
***
Öyleyse;
Her yıl yüzde 8 oranında da artış gösteren bu 100 Milyar Euro'luk pazar dururken;
Ve bu pazara bu kadar yakınken neden bu işleri görmezden geliriz?
Eskişehir için hayati önem taşıyan şu test merkezi projesini neden kovalamayız?
Ya da bir otomobil fabrikası için şehri ayaklandıran yöneticilerimiz, neden bu iş için bir kez bile bir araya gelmez ki?
Bu da yazımızın başından beri anlattığımız güzel işler, güzel hedefler arasında meselenin en kötü yanı işte!
Sahiden de öyle değil mi?