
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ!
Nerden Buldu Yasası ile ilgili yazımızdan sonra, lehte ve aleyhte okuyucu görüşleri geldi. Bir okuyucumuzun, " ...ülkemizde, yolsuzluk yapma özgürlüğü var da sahip olduğumuz parayı kullanma özgürlüğü yok mu?" görüşü dikkatimizi çekti.
Okuyucumuz, bu görüşünü, 17 Aralık'taki yolsuzluk iddialarını düşünerek, kerhen mi söyledi bilinmez ama hukuk devletinde, suç işleme özgürlüğü olmadığı gibi, kaynağı belli olmayan parayı, kullanma özgürlüğü de yoktur. Nitekim ABD ve AB ülkelerinde, her türlü paranın mutlaka kaynağı sorulur. Ayrıca vergilendirilmiş kazanç kutsaldır.
Maalesef Türk toplumunda, bazı kişi/kişiler, bilip, bilmeden, her konu hakkında yorum yapar. Bu kişi/kişileri, atalarımız, "AĞZI OLAN KONUŞUYOR" diyerek, en güzel şekilde tanımlamışlar. Nitekim 17 Aralık'ta, ortaya saçılan yolsuzluklara dair söylentilerle ilgili, hukukun ve ilahi dinlerin, kabul etmediği bir yorum yapan, AKP Milletvekili, Metin Külünk'ün, "...insanların, günah işleme özgürlüğüne müdahale edildiğini ve bireye, 'Sen günah işleyemezsin' baskısıdır. Aslında Allah'ın, hududuna, müdahale ediyorsunuz." sözleri, bu atasözüne, en güzel örnektir.
Ayrıca Ak Parti, Milletvekili Metin Külünk, bu sözleri, ne amaçla söyledi, en iyi kendisi bilir ama açıklamaları, 17 Aralık operasyonun ile ilgili iddiaların muhatabı olan kişi/kişileri, töhmet altında bırakırken, toplumdaki, bu alandaki kuşkuları, daha da artırdı.
Metin Külünk, 17 Aralık operasyonunun, bir darbe girişimi olduğunu, iddia ettikten sonra, "Bu noktada, kaçırdığımız çok önemli bir ayrıntı var. Allah, insana günah işleme özgürlüğü vermiştir. Günahsızlık, talep etme hakkı vermemiştir. Af dileme hakkıyla, günah işleme özgürlüğü vermiştir."sözleri, kamuoyundan tepki aldı.
Elbette insan için, cinayet, hırsızlık, yolsuzluk gibi suçları işlemekte özgürdür ama hiçbiri "hak" değil, suçtur. Yasakların, bir yüzü "günah", diğer yüzü "suç"tur. Suçların Kur'an ve Sünnet'te dünyevi ve maddi müeyyidesi tespit edilmemişse azabı ahirete bırakılmış olarak "günah" sayılır. Başkalarına zararı, belirgin suçların dünyevi ve maddi müeyyidesi sabitse "suç"tur. Cinayet, gasp, hırsızlık gibi. "Yolsuzluk ve rüşvet"te 'suç' kategorisinde özgürlük değil suçtur. Bu alanda ilahi dinlerde ve hukuk devletinde, müeyyideleri vardır.
Diğer yanda günah ve suç, Allah`ın emrine aykırı düşen amel ve fiilleri işlemek, yahut bu alandaki emirleri yerine getirmemek şeklinde tarif edilebilir. Haram ve mekruhları işlemekle, meydana gelen duruma da aynı isim verilir. Ayrıca adet ve usule aykırı hareket, kabahat, hata, kanunun yasakladığı, fiil ve suç diye de tanımlanır.
Türkiye' de, son aylarda, suçlarla ilgili, ilginç olduğu kadar, dikkat çeken gelişmeler oluyor. Özellikle de bütün ilahi dinler ve ahlaki kurallar, hukuk göz ardı edilerek, günah ve suçlar, doğru gibi gösterilmeye çalışılıyor. Oysa dinimiz, insanın günahsız olduğunu ve Islam`ı, kabule elverişli olarak yaratıldığını belirtir.
Eski DGM Savcısı Mete Göktürk: "Hukuken, öyle bir özgürlük yok. Suç işleme özgürlüğü vardır da cezasını çekme bedeli de vardır. Yargının, baskı altına alınması ve bunun iktidarın, en önde gelenleri tarafından yapılması, yargıya olan bütün güveni sarsacaktır." dedi.
AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk, İlahi dinleri ve ahlaki kuralları göz ardı ederek, bu sözleri niçin söyledi bilinmez ama bu hareket, bazı kişilere yaranmaktan başka bir şey değildir. Çünkü bazı kişi/kişiler, doğası gereği azla yetinmez, hep çoğu ister veya gözü yükseklerdedir. Koşar adımlarla da muktedir olmaya yönelir. Çünkü muktedir olmak, onlara göre, müthiş bir ayrıcalık kazandırır. Bu güce erişmenin, tek yolu da, siyasi iradeye, özellikle de liderlere yaranmaktır.
Günah işlemek, ahlaki olmadığı gibi, özgürlük açısından da uygun değildir. Çünkü özgürlük, her istediğini yapmak demek değildir. Çağımızda, özgürlük, başkasının özgürlüğünün, başladığı yerde biter.
Başkalarına, zarar veren özgürlük kabul edilemez. Sadece kendine zararlı olan bir şeye de, devlet mâni olmak zorundadır. Mesela her çeşit uyuşturucu madde kullanmak özgürlükse de, bunu devletin, önlemesi gerekir.
Diğer yandan, Kuran tarafından, hırsızlık, yolsuzluk, zina, şarap içme veya zina iftirası, yol kesme, gibi davranışlar, suç kabul edilmektedir. Çünkü bunlar insanların, bir arada yaşamaları için, kurulmuş olan düzeni bozar. Huzursuzluk kaynağı olurken, insanlar arasındaki güveni de yok eder.
İslamiyet ve hukuk devletin de, kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Hukuk devletinde, herkes işlediği suç sebebiyle, hakkın da gerekli yasal takibat yapılır ve Savcılığın vereceği takipsizlik veya mahkemenin, vereceği beraat veya mahkumiyet kararı ile de hukuki prosedür tamamlanmış olur. O nedenle de, Külünk' "insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edildi" sözlerinin, ne ilahi dinlerde, ne de hukuk devletinde, yeri yoktur.