Hey gidi Eskişehirspor...
B kategorilerinde başkan arayan ulu çınar...
Nereden nereye geldin.
Şanın şöhretin ve değerin 3.liglerde de aynıydı ama
gelirin azdı.
Şimdi kendi kendini idare edecek konuma dahi geldin.
Ve sana başkan olmak isteyenlerde çoğaldı.
***
Eskişehirspor'un daha çok para kazanmasıyla, bizlerin neler kaybettiğini sorgulamaya gerek yok. Çünkü para çoğaldıkça, ahlak, dürüstlük ve erdem gibi değerlerin de bir anlamı kalmadı.
Sisteme uşaklık edecek yeni popüler şeytanların ve özel yemek masalarında karınlarını soysuzlukla doyuranların düzeni oldu.
Paranın gücü, medyayı yönlendirme hakkını dahi verdi bazı insanlara.
Sistemin içinde emireri gazeteciler ve yazarlar varoldu.
***
Bu şehir günlük başarıdan gayrisinin düşünülmediği ve geleceği hiçbir zaman belli olmayan bir kulüp yarattı.
Ve çirkin adamların adeta cenneti oldu.
Garip bir hava esiyor şehirde...
Yapılan eleştiriler ve kurulan tezgahlara bakıyor musunuz?
Tepkilerin merkez üssü kulüp başkanı olması gerekirken, hep zayıfın yok edildiği bir sistem inşa ediliyor. Yönetici gidiyor, şoför gidiyor, birileri istifa ediyor ama asıl gitmesi gerekenler koltuğunda oturuyor.
İlk yarının son haftalarında futboldan çok cipler, oteller, kulübün içinde dönenler konuşuldu.
Şimdi ise nedendir bilinmez bir suskunluk hakim...
Herhalde eleştiri için takımın sahada futbol oynaması, taraftarında tribünde her an tepkiye hazır olması lazım.
Çünkü Haziran ayında hesabı olanlara kaos ortamı için gerekli olanlar bunlar.
***
Eskişehirspor'un menfaatleri doğrultusunda bazen üstü kapalı, bazen açık açık yönetimi eleştiriyoruz. Fakat bir kulüp başkanının gitmesini emredip, kalmasını belirleyecek olanlar da medyadakiler değildir.
Eskişehirspor'un geleceği adına bir çivi dahi çakmayan Halil Ünal, bu kulübün tarihinde gitmeyi en çok hak eden başkandır.
Ancak zamanında kulübün üyelik sisteminin altına imza atanların, şimdi bu düzeni eleştirmeye hakkı yoktur.
Çünkü Eskişehirspor'un Halil Ünal'ın tekeline girmesinde ki en büyük suç onlarındır.
Zamanında gelecek adına hesap yapmayı bilmeyenler, şimdi bakıyorum da ayak oyunlarını iyi biliyor.
Aynı kaptan yedikleri adamlarla fena halde "organize" olanlar var. Kimi eski yönetici, kimi gazeteci, kimi iş adamı.
Ne zaman bir duyum alınsa, medyadaki paralı askerlerini öne sürüyorlar.
Ama kendi çıkarları için yapıyorlar bunu, Eskişehirspor için değil.
***
Eskişehirspor'un menfaatlerini düşünüp Kris Boyd, Sezer Öztürk vb. birçok başarısız transferlerde giden milyon Euroları görmeyen veya görmek istemeyenler şimdi bakıyorum da, transferde yenilen kazıkların yanında devede kulak sayılacak giderlerin hesapları yönetime soruyor, sordurtuyor...
Bu tip sorgulamaların Eskişehirspor sevdasından kaynaklandığını mı zannediyorsunuz...
Sakın ola kanmayın.
Amaç kesinlikle kulübün çıkarları değil...
Eskişehirspor ile ilgili Haziran ayı öncesi birilerinin hesabı var.
Güçlenmek isteyen saltanatın temsilcileri işbaşında anlayacağınız.
***
Başta bu kulübün, daha sonra medya ve taraftarın ciddi bir reforma ihtiyacı var.
O yüzdendir ki...
Şuanda o koltukta oturan, ileride oturmanın hesabını yapanların yanı sıra Eskişehirspor'dan çıkar gözetenlere söylüyorum.
Bırakın Eskişehirspor'un yakasını beyler!
Elinizin kiri bu kulübün yakasında rozet oldu çünkü!
Eğer hüneriniz bu kulübü ileriye taşımak olsaydı.
Zamanında hem kurumsal hem de tesisleşme yönünde adımlar atardınız.
Takımın tabelada başarılı olduğunu savunanlara vereceğim tek cevap ise;
'Futbol olarak çok başarılı olsaydınız, iki maçta da fark attığınız Karabük ile ilk yarıyı aynı puanda kapatmazdınız'
***
Eskişehirspor adına sahada ki futboldan çok, saha dışı olaylarının konuşulacağı bir ikinci yarı yaşanacağa benziyor.
Haziran'a kadar çok daha hareketli günler bizleri bekliyor.
Bizler hazırız!
Ancak kendi kendinize sorular sorun?
Siz bu tartışmanın neresindesiniz?
Bilmelisiniz ki, sizler, bizler, hepimiz onlar için hazineyiz. Onlar talanda. Her yalanda bir doğruluk arıyorsanız, kaybedecek çok şeyiniz var demektir.
Ancak eğer gönül verdiğiniz takımın başarısından gayrisi, sizi ilgilendirmiyorsa...
Şunu da bilin ki bu kulübün üzerinde dönen dolapları sessizce izlemek de suç ortaklığıdır.