
AKTÜEL
TABULAR VE TUHAF ADETLER İNTİHAR
Yaşamın bir gün sona ermesi bütün canlılar için kaçınılmazdır. Bu doğal olarak insan içinde böyledir. Ancak her insan kaçınılması mümkün olmayan ölüme farklı yollardan gider. Yaşlanma, kazalar, ölümcül hastalıklar ve daha başka pek çok neden insanı ölüme götürebilir. İntihar ise başka bir yoldur.
Genelde bütün dinler intihara karşıdır. Tek Tanrılı dinlerde insan hayatı Tanrıya ait olduğundan onu ancak Tanrı alabilir.
İntihara bazı durumlarda izin veren dinler de vardır. Örneğin Budizm ve Şintoizmde çaresiz hastalığa yakalananların intiharına izin verilir. Buna karşılık Hinduizm ve Jainizm intiharın zaman zaman dinsel ayinlerde önerilebileceği bile görülür. Örneğin, Hindistan'da kocası ölen kadının kendini yakması dindarlığının bir işareti olarak kabul edilir.
Eskiden kimi toplumlarda intihar benimsenmekten öte, zorunlu bir davranış olarak kabul edilir. Sözgelimi İskandinavlarda insanın doğal yollardan ölmesi utanç verici bir durum olarak kabul edilirdi. Yaşlanan kişiler uçurumdan atlayarak kendilerini öldürürlerdi. Çünkü bu yöntem daha onurlu bir ölüm biçimiydi.
İntihar genelde kabul edilmediği için birçok toplumda intihar edenin cesedi farklı uygulamalara tabi tutulmuştur. Antikçağda intihar edenin, bunu yaparken kullandığı elin kesilerek ayrı bir yere gömülmesi Atina geleneklerindedi.
Ortaçağda intihar eden kişi bir meydanda geceleyin gömülür ve ruhu etrafta dolaşıp durmasın diye kalbine bir kazık çakılırdı. Avrupa'da bunun gibi yaygın bir başka adet ise intihar edenin cesedinin bir fıçıya konularak nehre atılmasıydı. Bir başka uygulama ise yerlerde sürüklenen cesedin odun yığınında yakılmasıydı.
Kimi toplumlarda intihar gikişimi suç olarak kabul ediliyordu. Ünlü filozof Aristotales intiharı devlete karşı işlenmiş bir yurttaşlık suçu olarak değerlendiriyordu. İngiltere'de intihar girişimi 1962 yılına kadar yasalarda suç olarak kalmıştı.
Türkiye'de intihar girişiminde bulunmak suç değildir. Günümüzde artık intihar girişimi suç olarak görülmez. Ancak aksine düzenlemelerin olduğu yerler de vardır.
Sözgelimi ABD'nin kimi eyaletlerinde intihar girişiminde bulunup da amaçlarına ulaşamayanlar yargılamaya tabi tutulmaktadır. Üstelik bu suç hafif bir suç olarak da görülmüyor ve intihar girişiminde bulunan kişiler adam öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanıyorlar.
İntihar konusunda bir başka ilginç nokta, bazen intihar salgınlarının ortaya çıkmasıdır. Örneğin antikçağda Isparta'da kadınlar arasında bir ara hızla yayılan bir intihar salgını oldu. Bu salgını durdurmaya çalışan dönemin yöneticilerinin bulduğu çözüm yolu da hayli ilginçti; intihar eden kadınların cesetlerinin çırılçıplak şehir meydanında halka teşhir edileceğini ilan ettiler. Sonuç olumluydu, salgın bıçakla kesilmiş gibi durdu.
Bazan toplu intiharlarda görülebiliyor; Rusya'da kurulan "Kırmızı Ölem Kardeşliği" adlı mezhep evliliği yasaklamıştı. Bu mezhepte 200 yıl süresince evlilik yasak olarak kaldı. Cinsel ilişkide bulunanlar kırmızı yastıklarla boğulup öldürülüyorlardı. Mezhep 1900 yılında dağıldı. Dağılma sebebi ise 100 üyesinin dünyanın sonu beklentisine sahip kendilerini yakarak intihar etmeleriydi.
Bir başka toplu intihar Çin'de gerçekleşmişti. 1850'li yıllarda vahiy aldığını düşünen Hung Hsiu-Ch'uan adlı Çinli, 'Tanrıya Tapanlar Topluluğu'nu kurmuştu. Hung, eşitlik ve ahlak ilkesinden hareketle Çin yönetimine savaş açtı. 14 yıl süren savaşta 20 milyon insan öldü. İsyan başarıya ulaşamayınca Hung intihar etti. Onun intiharı taraftarlarını da onun yolundan gitmeye teşvik etti ve böylece 100 bin kişi intihar etti. Bu olay tarihte bilinen en büyük dine dayalı toplu intihardı.
İntiharlarda ilginç olan bir nokta da erkeklerin kadınlardan daha fazla intihar etmesidir. Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte erkekler kadınlardan 2 ile 7 kat daha fazla intihara başvuruyor.