
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TARIM ALANLARI VE İHANET
Sümer Mahallesi'nde, bulunan, bir tarafın Porsuk, diğer tarafında ise Vişne Evlerinin bulunduğu, 75 hektarlık alanın tarım alanından çıkarılarak konut, ticaret ve kentsel gelişim alanı olarak kullanılmasını sağlayacak imar değişikliği teklifi, meclis gündemine geldi. Tarım alanı ve yeşil alan olarak, planlarda, yer alan toplam 75 hektarlık alanın, tarım alanı dışında kullanılmasını sağlayacak, plan değişikliği talebi, komisyona gönderildi.
İçişleri Bakanlığı'nın, kamu yararı kararı aldığı, Tarım Bakanlığı'nın da 2012 yılında 'olur' verdiği, 75 hektarlık dev alan, Meclis konuyu kabul ederse, kentin merkezinde kalan tarım arazisi, planlara konut, ticaret ve kentsel gelişim alanı olarak işlenecek.
Bu karar, "ŞEHİRCİLİĞE" ," özellikle de "ÇOCUK" ve "TORUNLARIMIZA" ihanettir. Çünkü dünyada ve ülkemizde, tarım arazilerinin sonuna gelindiği, su sıkıntısının arttığı, tarım topraklarının kirlendiği, ekolojik dengenin değiştiği, herkesin malumudur. Oysa dünya ve Türkiye' nin, geleceğini, gıda, (beslenme, su) belirleyecektir.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği, özellikle de tarım alanlarının yok edilmesi giderek yiyecek, su kaynaklarını etkileyeceği, bu yüzden, bazı bölgelerde yiyecek ve su kaynaklı, gerginliklerin tırmanıp, çatışmalara döneceği hep söyleniyor. Ancak dikkate alan yok. Oysa su ve yiyecek sorunu, artık insani ve sağlık sorununun ötesinde bir güvenlik sorunu haline gelirken, potansiyel savaş tehlikesini de gündeme getirmiştir.
Şu bir gerçek ki ESKİŞEHİR OVASI", konuta açılarak, çocuk ve torunlarımıza ihanet edildi. Rantçılar, ovayı yok ettikleri halde, Bugünde, bir tarafın Porsuk, diğer tarafında ise Vişne Evlerinin bulunduğu, 75 hektarlık alanın, tarım alanından çıkarılarak, konut, ticaret ve kentsel gelişim alanı olarak kullanılmasını isteniyor.
Tarım alanları, yalnız Eskişehir' de değil, Türkiye'nin genelinde yok ediliyor. Verimli topraklar, konut ve sanayi tesisleri yapılması suretiyle, yağmalama derecesinde hızla yok olmaktadır. TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülke çapında 5 yılda yaklaşık 11 milyon dekar tarım alanı yok oldu. 25 milyon dekardan fazla tarım arazisi ise üretim dışı kaldı.
Dünya Bankası Başkanı Zoellick, gıda fiyatlarının son 3 yılda, ikiye katlanmasının yoksul ülkelerde, geliri düşük 100 milyon insanı, açlık tehlikesi ile karşı karşıya bıraktığını söyledi. The Food and Agricultural Organization (FAO) araştırmasına göre ise bu yıl 36 ülkede toplam tam 1.1 milyar kişi gıda yardımına muhtaç olacaktır.
Tablo, tam bir felakettir. Önümüzdeki yıllarda dünyada, en büyük tehlike, açlık ve susuzluktur. Dünya' da, açlık ve susuzlukla ilgili tedbir alınmaz ise, bu iki unsurla ilgili savaşlarda, kaçınılmaz olacaktır.
Eldeki tarım alanlarını korumak, daha da verimli hale getirmek yerine, tarım alanları rant uğruna, hızla yok ediliyor. Türkiye ve Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahiptir. Tarım alanları, mutlaka korunmalıdır. Çünkü geçmiş yıllarda, Dünya da tarım ürünleri açısından, kendi kendine yeterli 7 ülkeden biri olan Türkiye, bugün tarım alanlarını yok etmeninin, bedelini, tarım ürünleri ithal ederek ödüyor.
Oysa kentlerdeki, Toprak Koruma Kurulları, arazi kullanılan, tüm faaliyetlerde, arazinin korunması, geliştirilmesi ve verimli kullanılmasına yönelik inceleme, değerlendirme ve izleme yapmak, ortaya çıkan, olumsuzlukları belirlemek, toprak korumayı ve bununla ilgili sorunları giderici önlemleri almak, geliştirmek, uygulanmasını sağlamak için, görüş oluşturmak. Tüm girişimleri yönlendirmek üzere, yerel plân veya projelerin uygulanması amacıyla takibini yapmak ve toprağın korunması ve gerektiği şeklide kullanılmasını da sağlamakla görevlidir. Ancak kentlerdeki Toprak Koruma Kurulları, yasa ile kedilerine verilen görevlerini, yeterince yerine getirmiyor.
Toprak kurulu, özellikle de Ziraat Odası, Ziraat Mühendisleri Odası ve TEMA gibi sivil toplum örgütlerimiz, 75 hektarlık tarım alanını, konut, ticaret ve kentsel gelişim alanına dönüştürülmesine karşı çıkmalıdır. Belediye Meclisinin, bu kararının iptali için de mücadele etmelidir.
Ayrıca 75 hektarlık alan, tarım alanıdır. O nedenle de amaç dışı kullanmak, "ANAYASAL SUÇ" tur. Aynı zamanda, çocuk ve torunlarımıza ihanettir. O nedenle de yargı, harekete geçirilmelidir. Bu yer, ya tarım alanı olarak bırakılmalı, ya da tarımsal araştırma ve deneme için, " ESOGÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ" ne devredilmelidir.
Ülkemizde, arazi ve toprak kaynaklarının belirlenmesi, sınıflandırılması, arazi kullanım plânlarının hazırlanması, koruma ve geliştirme sürecinde toplumsal, ekonomik ve çevresel boyutlarının katılımcı yöntemlerle değerlendirilmesi, amaç dışı kullanımlarının önlenmesi, yasalar gereğidir. Arazi ve toprak kaynaklarının, yok etmek, amaç dışı kullanmak ise torunlarımıza ve yaşama ihanettir.