2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

TERÖRDEN KURTULMANIN FORMÜLÜ!

"Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.
Ne yapsa makbule geçmiyor, basın her gün kendisiyle uğraşıyordu.
Nihayet; "Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun" diye düşündü ve ilan etti:
"Pazar günü saat 10'da denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim."
+++
Pazar sabahı tüm basın mensupları toplandılar orada.
Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı.
Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.
Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu:
"Bakan yüzme bilmiyor!..."
+++
Fıkra bu...
Bazen ne yapsanız kimseye yaranılmıyor.
Özellikle de siyaset kurumunda.
Ki, siyasetin peşine düşüp giden bir toplum olarakta iyice ayrıştık.
Ak Partililer muhalefeti hiç sevmiyor.
"Sizin zamanınızda ülke şöyleydi" diye başlıyorlar konuşmalarına...
Muhalefete göre de Ak Parti ile ülke kaosa girdi.
"Yol yapmakla ülke yönetilmez" diye başlıyor onlarda laflarına...
++++
Eskişehir'de durum farksız mı?
Şehir Büyükerşen'ciler ve olmayanlar diye ikiye ayrıldı bir ara.
Büyükerşen şehri altınla kaplasa beğenmeyenler olacak.
Tam aksi, taşa takılıp düşenlerin suçu Büyükerşen'e attığı bir grup yok mu?
Var!
+++
Siyasetçiler ne yapsa ya de ne yapmasa, tıpkı fıkradaki bazı kesimlere yaranamıyor yani!
Ak Parti, CHP seçmenine asla iyi görünmüyor mesela.
Ya da MHP'ye ve CHP'ye oy verenler için de Ak Parti adeta tukaka...
Bunlar kötü bir şey mi?
Demokratik ülkelerde elbette değil!
Hakaret içermedikten, aşırıya gitmedikten sonra hiç kimse kimsenin siyasi görüşüne karışacak değil.
Hiç kimse, kimseye zorla farklı mercilere oy verdirecekte değil!
+++
Dediğimiz gibi, tüm bunlar olmalı.
Ama bazı durumlar vardır ki, partiler üzerine çıkmalı her şey.
Herkes bir araya gelebilmeli.
Renkleri, fikirleri, eleştirileri ne varsa hepsini bir kenara koymalı.
İşte tamda böylesine günlerden geçiyoruz.
Ortada bir savaş var.
Evet, evet bir savaş yaşıyoruz.
Nedenini, nasıl olduğunu, niçin olduğunu sonra tartışırız, yeri geldiğinde kavga ederiz...
Fakat önce topyekun şu savaşa dur demeliyiz.
Savaşın yeni yöntemi olan teröre karşı tüm Türk toplumu olarak tek vücut olmalıyız...
+++
Yok, şu günlerde hala siyaset yapıp, ayrılıklarımızı derinleştirmeye devam edersek, bu işten kimin karlı çıkacağı gün gibi ortada.
O nedenle gün düşman sevindirmek değil, korkularımızı yenip teröre karşı, terörizme karşı birlik olabilme günüdür.
Büyük Türk Milleti, bugün pek çok ülkeyi uşağına çevirmiş Emperyalist güçlere nasıl Çanakkale'de, Dumlupınar'da, İnönü'de dur dediyse bugünde aynı vakur duruşu sergilemelidir...
Ve yeni nesil savaş yöntemi olan terörü bu ülke topraklarından hep birlikte def etmelidir.
Şu zorlu günlerden kurtuluşun tek reçetesi sadece budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi