4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TIP FAKÜLTELERİ!

Erzurum, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 43_üncü dönem mezuniyet törenine, bölüm birincisi olan Sayın Berrak TAŞ'ın, yönetimi eleştiren konuşması damga vurdu. Konuşmasına, "İsteyerek, istemeyerek, öğrenci eğitimine yetişemeyen, yetemeyen akademisyenlerimiz" diye başlayan konuşması ile Tıp Fakültelerimizin içine düştüğü çıkmazı net bir şekilde ortaya koydu.
Ayrıca Sayın Berrak TAŞ, "6 yılın sonunda, sesimizi duyurabilme fırsatı bulmuşken, koruyucu hekimliğin, hiçe sayıldığı günümüzde, bizler kendimizi uzman olmak zorunda hissediyor ve zamanımızı, TUS kitapları arasında, boğularak geçiriyoruz. Bu da asıl misyonumuz olan mesleksel niteliklere sahip hekim olabilme yetimizin kaybına yol açıyor" diyerek Tıp Fakülteleri ile ilgili bir gerçeği de kamuoyu ile paylaştı.
Sayın Berrak TAŞ haklıdır. Çağımızda, üniversiteler, evrensel anlamda, "BİLGİ ve TEKNOLOJİ" üreten, ülke sorunlarına da çözüm bulan kurumlardır. Bugün, büyük çoğunluğu ve Tıp Fakülteleri de bu tanımdan uzaktır. TIP fakültelerinde, Eğitimde standardizasyonun yoktur. Ders programlarındaki farklılıklar, akademik kadrolarda dengesizlikler var. Yeterli altyapıya sahip olmadan, yeni Tıp Fakülteleri açılıyor.
Şu bir gerçek ki ülkemizde, özel sektörün sağlık sektöründe yer alması ile birlikte, TIP Fakülteleri adeta boşaltıldı. Siyasi iktidarın, Tıp Fakültelerinde, Performans dayalı değerlendirme yapılması istemesi ise asli görevlerini aksattı.
Oysa Tıp Fakültelerinin, öncelikli görevi, "EĞİTİM" ve AR-GE" çalışmalarıdır. Bu çalışmalar yeteri kadar yapılmadığı gibi, siyasi iktidarın aldığı kararlarla, performans daha da düştü. Tıp Fakülteleri hizmet üreten, hastane döner sermayesine mümkün olduğunca, çok gelir kazandıran kurumlar haline getirildi.
Nitekim Prof. Dr. USLUER, "Bu yeni düzenleme, eğitim, araştırma ve hizmetin birlikte yürütüldüğü, tanısı ve tedavisi zor hastaların bakıldığı özerk ve akademik kurumlar olan üniversite hastanelerinin, asıl amacı sağlık hizmeti sunmaktır. Ancak Sağlık Bakanlığı'na bağlı hizmet hastanelerine dönüştürülmesine ve akademik yapılanmasının üniversiteden bir yüksek okul konumuna getirilmesine neden olacaktır" sözleri ile tepki göstermiş, bugünkü arzu edilemeyen gelişmeleri de işaret etmişti.
Tıp fakülteleri, yaşamsal öneme sahip kurumlardır. Tıp fakültelerinde nitelikli sağlık eğitimi için, araştırmalar yapılması zorunludur. Ancak Tıp fakülteleri üzerinde, ülkenin özellikle de insanımızın sağlığı üzerinde tehlikeli bir kumar oynanıyor.. Tıp fakültesi hastanelerinde, tam zamanlı çalışmada artış ve uygulanan performans kriterleri, eğitimi ve araştırma ve geliştirme çalışmalarını geri plana iterken tedavi edici hekimliği ön plana çıkardı.
Ayrıca ülkemizde üniversiteler, özerk değildir. Tek merkezden yönetilmektedir. Bu nedenle de üniversitelerde, bilim ve düşünce özgürlüğü yeşeremedi. Üretken ve yaratıcı olamadılar. Bir araştırmaya göre de, Türkiye'deki 20 tıp fakültesinde anatomi laboratuarı, 37'sinde multidisipliner laboratuar, 29'unda temel tıp bilimleri laboratuarı, 30'unda patoloji laboratuarı, 27'sinde ise mesleki becerileri geliştirecek laboratuar bulunmadığı tespit edildi. Fakültelerde, kadavra bile bulunamadığına dikkat çekildi.
Tıp Fakültelerinde, kadro yetersizliği orta iken, performans sistemiyle, tıp eğitimini ve Ar-Ge çalışmalarını aksatıldı. İş işten geçmeden, bir an önce alınan karardan dönülmeli, " EĞİTİM" ve "AR-GE" çalışmalarını, ön planda tutacak bir sistem, bir an önce uygulamaya alınmalıdır. Çünkü Tıp Fakültelerinin öncelikli görevi, hizmet üretmek değil, öğrenci yetiştirmek ve akademik üretim yapmaktır.
Tıp Fakültelerinde, döner sermayeden katkı payı ödemelerine devam edilecekse ve bu ödemeler de performansa dayandırılacaksa, performans ölçümünde sadece üretilen hizmete dayalı değerlendirme yapılmamalı. Çünkü bu şekilde, üniversite hastaneleri de sadece hizmet üretmeye odaklanır, Zaten kan kaybetmiş olan, Tıp Eğitimi, Araştırma ve Geliştirme çalışmaları, tamamen ikinci plana düşebilir.
Ülkemizde, Tıp Fakülteleri Uygulama ve Araştırma Hastaneleri gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, en fazla 300 yataklı olmalı, profesyonel yönetime geçişinde, önü açılmalıdır. Bugün özel hastanelerde, Profesyonel yönetime geçiş var. Kamu ve Tıp Fakülteleri Araştırma ve Uygulama Hastaneleri de profesyonel yönetime geçiş yapmalıdır.
Öte yandan Tıp Fakülteleri ve onlara bağlı hastanelerde, çalışan Prof, uzman doktor ve çalışan personelin ücretleri, özel sektör hastanelerinin çok gerisindedir. O nedenle de Tıp Fakülteleri Uygulama ve Araştırma Hastanelerinde çalışan, pek çok doktor ve personel özel sektöre transfer oluyor. Bu durum mutlaka önlenmeli, iktidar, ivedilikle bu soruna çözüm bulmalıdır. Ayrıca Türkiye'de 74 tıp fakültesi bulunmaktadır. Bu sayın yeterlidir. Yeni tıp fakülteleri açılmamalı, "KALİTE " artırılmalıdır. Çünkü söz konusu olan, İnsan hayatıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi