
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TOPRAK VARSA HAYAT VAR
11 Eylül 1992'de Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit tarafından kurulan Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA), ülkede doğal varlıkların ve çevre sağlığının korunması, erozyonla mücadele, toprak örtüsü ve toprağın korunması ve ağaçlandırmanın önemi hakkında, kamuoyunu eğitmeyi ve bilinçlendirmeyi hedef olarak belirlemişti.
TEMA ' nın, uyarıları ilgiler tarafından yeteri kadar dikkate alınmadı.bunun sonucu olarak da, ülkemizde, toprağın aşırı kullanımı, aşırı otlatma, sağlıksız sulama yöntemleri, ormanların tahribi, Erozyonun artması, özellikle son yıllarda, ekolojik dengenin bozulması sonucunda, meydana gelen iklim değişiklikleri, çölleşmeye ivme kazandırdı.
Son yıllardaki Konya' da, kum fırtınaları, Türkiye'yi çölleşmenin başladığının bir göstergesidir. Zira Anadolu, çölleşmeye çok müsait olup, bu durum geçmişte de Konya Karapınar çevresinde yaşanmıştır. Konya, Karapınar'da, yaşayan insanlar, sabah kalktıklarında kapı önlerinin kum yığınlarıyla kaplandığını görmüşler ve bu nedenle yöreden büyük bir göç yaşanmıştır. Bugün ise Konya ovasının geneli, bu felaketle karşı karşıyadır.
TEMA, yıllardır bu durumu, gündeme getiriyor. Erozyon riski yüksek olan, yetersiz toprak özelliklerine sahip, ıslaklık ve iklim şartları dolayısıyla işlenmeye uygun olmayan arazilerde, tarım yapılmaması, bu tip arazilerin, mera olarak ayrılması veya orman örtüsü altına alınmasının sağlanması, hep gündeme getirdi.
TEMA, çayır ve mera alanlarının, tahribinin önlenmesi ve mevcut alanların geliştirilmesi, Orman tahribatına son verilmesi, ağaçlandırmanın hızlandırılması ve orman yangınlarına karşı gerekli tedbirlerin alınması, su kaynaklarının korunması gerektiğini kamuoyu ile sürekli paylaştı.
TEMA Vakfı, "Erozyon Sorunu" ve " Çölleşme Tehlikesi" ni, kamuoyuna anlatmak ve bugüne kadar elde ettiği bilgi birikimini de paylaşmak amacıyla, her yıl " Erozyonla Mücadele Haftası" etkilikleri düzenler. Çünkü İnsanoğlunun, dünya üzerindeki varlığı boyunca da, en çok kullanılan kaynak topraktır. Bu değerli varlığımız, büyük tehdit altındadır. Erozyon, bu kaynağımızı, inanılmaz şekilde yok ediyor.
Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde yüzeyin % 90' nında, toprak erozyonu vardır. Bu alanın %63' ünde, erozyon şiddetli ve çok şiddetli düzeydedir. Tarım alanlarının da %75' inde, erozyon vardır. Ülkemizde, taşınan ve kaybolan toprak miktarı km2, başına ortalama 487 ton' dur.
Erozyon, topraklarımızın fakirleşmesine ve baraj göllerimizin de dolmasına, en önemlisi de ülkemizin, giderek çölleşmesine neden olmaktadır.
Ülkemiz, yüzeyinin tamamına yakının da, şiddetli ve çok şiddetli erozyonun hüküm sürdüğü ve yılda 600 bin tondan fazla verimli tarım topraklarının, nehir ve ırmaklarla akıp gitmesi ülkemizde, en öncelikli sorundur. Çünkü toprak, insan yaşamı açısından olmazsa olmaz konumdadır. Bir santimetrelik toprağın, meydana gelmesi için, 100 yıl, 30 cm' lik tarım toprağı için, 3000 yıl gerekmektedir.
Topraklarımızı, yalnız erozyon yok etmiyor. Son yıllarda, kırsal kesimden kente göçün artması neticesinde, büyük yerleşim merkezlerinin, çevresindeki tarım toprakları ve sulanan tarım alanları üzerine, konut ve sanayi tesisi yapılması suretiyle, tarım toprakları, narinciye bahçeleri ve zeytinlikler yağmalama derecesinde, hızla yok olmaktadır.
Son 15 yılda yok olan tarım alanları, 400.000 hektardır. Bu alan, Eskişehir Ovası sulamasının 25 katı, Manisa sulamasının 20 katıdır. Vilayet ve belediyelerin, ilgisizliği ve hataları sonucu, kaybettiğimiz sulama alanlarının devlete yatırım kaybı, 200 milyon YTL' dir. Yılık gelir kaybı ise 45 milyon YTL' dir. Kaybolan ve tekrar geri gelmesi, mümkün olmayan topraklarımıza, değer biçmek ise mümkün değildir.
Türkiye ve Eskişehir'de, tarım alanlarını yok etmek, ülkeye ve torunlarımıza ihanet olup, onları ölüme mahkûm etmektir. Hala bu gerçeği ve geliyorum diyen, felaketi anlamayan yöneticiler ve kişi/kişiler varsa, ne denebilir ki?
Her türlü olumsuzluğa rağmen, bilimin ışığında, gönüllü kuruluşlar, eğitimciler, halkımız, hatta çocuklarımız, özellikle de TEMA, erozyonla mücadele, ağaçlandırma, toprak ve toprak örtüsünü koruma ve tarım alanları için, gayret ve caba göstermektedir. Bu gelişme umut vericidir ama yeterli değildir. O nedenle de ülkemizdeki her kesim, bu alanda her türlü fedakârlığı yapmalıdır. Çünkü toprak varsa, hayat vardır.
TEMA, yıllardır erozyon, ağaçlandırma ve mera ıslah çalışmalarında, çok başarılı ve verimli, bir performans sergiledi. Bu alandaki eğitimi de sürekli; kalıcı ve sonuç alıcı bir şeklide gündemde tuttu, Halkın, daha da bilinçlenmesini sağladı. TEMA ve çalışmalarında, görev alan meçhul kahramanlara, toplum ve birey olarak, çok şey borçluyuz.