1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Türkiye'nin 7 Bölgesi 7 rengidir. Birini çıkartın, Güneş eskisi gibi ışık vermez ki...

"Ben hiç kıyafete bakmadım. Hep içinde ki insana baktım. Hangi görüşten olduğu vallahi önemli değil. Ne yediği ne içtiği, nereden gelip nereye gittiği, neyi sevip, neye kızdığı da hiçbir önem taşımıyor. Benim için Türkiye'nin 7 Bölgesinin 7 rengi önemli. Eğer bu renklerden birini çıkartın, Güneş ışığını kaybeder."
Bu sözler, şu sıralarda Türkiye'nin en önemli sanatçılarından biri olmayı başarmış Volkan Konak'a ait.
Tepebaşı Belediyesinin düzenlediği ve Espark'ın sponsorluğunda gerçekleştirilen Sempozyumun kapanış konseri sonrası.
Konser alanını adeta sallamış, ortaya koyduğu sahne performansıyla binlerce insanı büyüleyip, adeta transa geçirmiş Volkan konak ile konuşuyoruz.
Sanki iki saat boyunca sahnede şarkı söyleyip şiir okuyan, doğduğu yörenin mizahını anlatıp alanda bulunanlara Aşk'ı pompalayan o değilmiş gibi.
Üzerinde yorgunluğun zerresi yok.
-"Hadi bir konser daha" deseniz, fırlayacak sahneye.

SANATÇI MUHALİFTİR DALKAVUK DEĞİL
Başlıyoruz sohbete Volkan Konak ile...
Söylemlerinin çoğu zaman aykırılık içerdiğinden giriyoruz lafa.
Alıyor lafı ağzımızdan...
-"Sanatçı Dalkavuk olmamalı. Alnında ışığı taşıyan olmalı. Söylenmemişi söylemiş olmalı. Sanatçı muhaliftir. Söylüyorum elbet söylenecekleri. Ben hiçbir partinin siyasi gecesinde çalmam. Hiçbir partiye angaje olmayı da düşünmem. Bir düşüncem var. Bunu da açıkça söylüyorum. Kaldı ki düşüncemi zarfa koyup oy diye atanlardan da değilim" diyor.
ZENGİN HAYATINI YAŞAR, GARİBAN
BEDELİNİ ÖDER
Bu sözlerin ardından da, dünya üzerinde Zenginlerin hayatını yaşadığını, garibanların da bunun bedelini ödediğini söylüyor Volkan konak.
-"Türkiye'de iyi kazanan bir sanatçı olarak bunu söylüyorum. Bu yalan mı? Bu doğruyu niye söylemeyeyim ki?" diyor.
Bugüne kadar hiçbir reklamda, dizide ve filmde oynamadığını ve bundan sonra da oynamayacağını söylüyor ısrarla.
Çok büyük teklifler almış.
22 saniyelik bir reklam için 1 Milylon dolar'ı geri çevirmiş.
-"Ben öğretmenlerime bir söz verdim. Bu söz müzik dışında para kazanmama sözüdür. Ben bu sözü tutuyorum ve tutacağım" diye konuşuyor.
Volkan konak'ı konuşurken durdurabilmek zor.
Araya sorularla girebilmenin ise mümkünü yok.
Derya gibi akıyor laflar. Hangi sözü yakalayacağınızı, hangi sözü başa çekeceğinizi bilemiyorsunuz. Her bir süz, bir öncekinden daha ilginç, daha değerli ve daha vurucu.
MUSTAFA KEMAL'İ HERKESİN ANLAMASINI ZATEN BEKLEMİYORUM Kİ
Söz dönüp dolaşıp, konserlerinde sık sık söylediği ve "Mustafa Kemal'i sevmeyenlerle ahbaplık etmem " sözüne geliyor konu.
Amacının Mustafa Kemal Atatürk'ü putlaştırmak olmadığını ısrarla söylüyor önce.
Hemen ardından da;
-"Benim bestelerimi beğenmeyenler mutlaka vardır. Benim tuttuğum takımı sevmeyenler de çoktur. Sevdiğim kadını sevmeyen de. İçim acısa da bu insanlarla ahbaplık ederim. Ancak, bu ülke için canını ve kanını vermiş insanları sevmeyen, hele hele Mustafa Kemal Atatürk'ü sevmeyenlerle ahbap olmam mümkün değildir. Çünkü Mustafa Kemal Uygarlıktır, çağdaşlıktır" Diyor.

GECE OTURUP SABAHA KADAR GEOMETRİ KİTABI YAZABİLEN BİRİNİ ANLAMAYAN ELBETTE OLACAKTIR

Adeta soluk almıyor anlatırken Volkan Konak.
Devam ediyor o güzelim Karadeniz şivesiyle anlatmaya.
-"Aslında Mustafa Kemal'i herkesin anlamasını da beklemiyorum. Çünkü Mustafa Kemal'i anlamak beceri ve birikim işi. Öyle bir adam ki o, bir gece oturup sabaha kadar Türkçe Geometri kitabı yazabiliyor. Böylesine özelliği olan birini tabii ki anlamayan, anlamaya donanımı yetmeyen çıkacaktır." Diyor.
Konser sonrası başladığımız sohbette saate bir bakıyoruz, neredeyse konser saati kadar sürmüş muhabbetimiz.
Arada dinlediğimiz fıkralar, yaşanmış komik olaylar ve acı dolu maniler cabası olmuş
Kısacası...
Zaman akıp gitmiş.
Vedalaşıp otelinden ayrılırken, ne kadar güldüğümüzü, ne kadar düşündüğümüzü ve ne kadar gözyaşı dökmemek için çaba harcadığımızı kestiremez haldeydik.
Ne diyelim?
Büyük sanatçı kolay olunmuyor.
Hiç kimse bir yerlere hasbelkader gelmiyor.
Yapılan müzik neyse de, Volkan Konak olmak için kesinlikle ortaya konulacak bir yürek gerekiyor.
.........
Bu sefer tersi oldu
Hemen her mahalli seçim öncesi İktidar partisinin Büyükşehir Belediyesi adayı ile ilgili söylentiler çıkar.
Birçok isim gündeme gelir Belediye Başkan adaylığı için.
Bu isimler arasında da Ankara Büyükşehir belediye Başkanı Melih Gökçek7in ismi olur.
-"AKP bu seçimde Melih Gökçek'i Eskişehir'den aday gösterip, büyükerşen7in karşısına çıkartacakmış" denir.
Böylelikle...
Büyükerşen karşısında seçim kazanamayan AKP'nin, Melih Gökçek ile seçim kazanmayı planladığı ifade edilir.
CHP, parti tabanında bir araştırma yaptırmış.
bu araştırmada Ankara, İstanbul ve İzmir gibi illerde Büyükşehir adayının kimler olabileceği sorulmuş.
Çıkan sonuç ilginç.
Çünkü...
Parti tabanı Ankara büyükşehir belediye Başkan adaylığı için Büyükerşen'in ismini vermiş.
Yani...
-"CHP nin Ankara adayı Büyükerşen olsun" denilmiş.
Yukarıda da söyledik ya...
Bugüne kadar hep Melih Gökçek'in Eskişehir adaylığı konuşulurdu, bundan sonra artık büyükerşen7in Ankara adaylığı konuşulacak galiba...

......
Biraz da gülmek lazım
Yaşlıca bir bayan evindeki koltuğunda oturup uzun geçmiş hayatını gözden geçirirken birden bir peri karşısına çıkıverir ve ona 3 dilekte bulunabileceğini söyler.
- ''Peki'' der yaşlı kadın.
- ''Zengin olmak istiyorum''.
Peri bir el hareketiyle kadının koltuğunu som altına çevirir.
- ''ikinci olarak'ta güzel ve genç bir prenses olmak istiyorum'' der. Birden başında paha biçilemez bir tacı olan dünya güzeli bir prenses oluverir.
- ''üçüncü ve son olarak ne istersin'' diye sorar peri.
O sırada yaşlı köpeği ağır bir şekilde kafasını kaldırır ve zayıf bir "hav" sesi çıkartır.
Prenses çok sevdiği köpeğine bakar ve şöyle der;
- ''Kopeğimi yakışıklı bir prense dönüştürebilirimsin?''.
Tam o anda, şimdi güzel bir prenses olan yaşlı kadının önünde dünyada hiç kimsenin görmediği kadar yakışıklı bir prense dönüşür köpek.
Hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar yakışıklıdır bu prens. Kadın ona büyük bir hayranlıkla bakar ve o anda ona aşık oluverir. Prens ona doğru yaklaştığında kadının heyecandan dizleri titremeye başlar. Prens ona doğru eğilir ve dudakları neredeyse kadının kulağına değecek şekilde şöyle fısıldar;
- ''Eminim şimdi, zamanında beni hadım ettirdiğine çok pişmansın''..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi